‘Ekmek ve Barış’ yürüyüşünden seslendiler: Savaş ve ranta hayır diyeceğiz 2025-12-12 11:57:15   ÊLIH - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın katılımıyla Êlih’te başlayan yürüyüşte, ekonomik kriz, yoksulluk, asgari ücret ve demokratik bütçe talepleri dile getirildi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti), ekonomik kriz ve yoksulluğa karşı adalet talebini büyütmek amacıyla dört koldan Ankara’ya “Ekmek ve barış için bütçe” şiarıyla gerçekleştirdiği yürüyüş için Yılmaz Güney Parkı’ndan DEM Parti Êlih İl Örgütü binasına doğru yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın yanı sıra çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Yürüyüşte, “Savaşa, sermayeye, faize değil emekçiye, kadına, gençliğe bütçe”, “Nan, aşitî, azadî”, “Savaşa karşı emek ve barış için bütçe” ve “Halkın kaynakları eğitime, sağlığa, kamusal hizmetlere aktarılmalı” dövizleri taşındı.   Yürüyüş öncesi Yılmaz Güney Parkı’nda açıklama yapıldı.    Burada konuşan Tülay Hatimoğulları, yürüyüşlerini Ankara’da sonlandıracaklarını belirterek, herkesin talebini Meclis’e götüreceklerini kaydetti. Tülay Hatimoğulları, “Genel Kurul’da bütçe görüşmeleri sürerken, aslında gerçekten bütçe taleplerinin gençlerden, kadınlardan, yoksullardan, emekçilerden yana olan esas talepleri ileteceğiz. Ekmek ve barış için bütçe istiyoruz. DEM Parti olarak gerek alanlarda, meydanlarda gerekse parlamentoda yürüyen bütçe görüşmelerinde bu şiarla hareket ettik. Bütçenin bu şekilde planlanması için 40’a yakın gündür devam eden görüşmelerde taleplerimizi tek tek ilettik. Verdiğimiz soru önergeleri AKP-MHP oylarıyla reddedildi. Muhalefet bir harf bile değiştiremedi, buna izin verilmedi. Kendilerine emekçinin hakkını savunduğunu iddia eden iktidarın, sermaye gruplarına, yandaş şirketlere ve en önemlisi barışı konuştuğumuz bu günlerde yine silaha, özel harp politikalarına ayırma planlaması içinde olduklarını gördük” şeklinde konuştu.   Yoksulluk sınırı 90 bini geçmiş durumda   Êlih’te yaşamını yitiren siyasetçileri ve işçileri anan Tülay Hatimoğulları, “Bugün Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik kriz, eşi benzerine az rastlanan bir kriz. Enflasyon, hayat pahalılığı almış başını gitmiş. İnsanlar ev kirasını ödeyemiyor. Emekliler evine et bile götüremiyor. Kamu emekçileri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Eskiden çocuklarımız kamuda çalıştığında, memur olduğunda sevinirdik, hayatı kurtuldu derdik. Ama artık hayatları kurtulmuş değil. Memurlar, emekçiler evlerini geçindiremiyor. Herkes borçla yaşıyor. Borcu borçla ödüyor yurttaşlarımız. Sadece Batman’da 26 bin icra dosyası var. Ankara’da bakanlıkta asgari ücreti belirlemek üzere komisyon toplanmış. Emekçiler yok o masada. Kim belirliyor asgari ücreti? Patron ve iktidar belirliyor. 26 bin asgari ücret olur mu? Açlık sınırı 36 bin, yoksulluk sınırı 90 bini geçmiş durumda. Yemek zorunda olduğumuz, tüketmek zorunda olduğumuz gıdaların alım gücüne göre belirlenmiyor. Patron ve iktidar kafasına göre işçi ve emekçinin asla çıkarına olmayan bir şekilde belirliyor asgari ücreti. Asgari ücreti belirlemek için toplananlara sesleniyoruz; asgari ücretin en az 46 bin olarak belirlenmesini istiyoruz. Enflasyona göre bu ücretin güncellenmesini istiyoruz. Şu an Türkiye’den artık sermaye dahi kaçmaya başlamıştır. Sermaye dahi bu kadar antidemokratik şekilde yürütülen bir ülkede yatırım yapmak istemiyor. Ve girdi fiyatları yani ham maddenin pahalılığından dolayı başka ülkelere kaçıyorlar. Tekstil, Batman’da 50 bine yakın emekçinin yaşadığı sektörken şimdi 20 bine inmiş durumda tekstil işçisi sayısı. Bu Batmanlının daha çok işsiz kalması demektir, esnafın geçinememesi demektir. Başta Batman olmak üzere Kürdistan’da artan işsizlik ve yoksulluk, buradaki gençlerimizi göçe mahkûm etmişler. Bir Batmanlı genç neden doğduğu Batman’da karnı doymasın? Burada bu bölgesel eşitsizliği Kürt halkına reva gören iktidar ve yönetim anlayışını asla kabul etmiyoruz. İşçiler, emekçiler, Batman halkı yalnız değildir.   Barışın bütçesi yapılsın    Bizler yerel yönetimler, yerel yönetim anlayışımızla işsizlikle, yoksullukla mücadele için DEM Parti olarak programlarımızı geliştirmek ve hayata geçirmek istiyoruz. Batman’da yoksulluğun, işsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir yere kayyım atadı. Batman halkının seçme ve seçilme hakkına darbe vurdu. Bunu asla kabul etmiyoruz. Atanmış bütün kayyımların geri çekilmesini acilen istiyoruz. Bu hem Türkiye’nin demokratikleşmesi için hem de bir kentin kendi yerel iradesiyle kendini yönetebilmesi ve yerelden merkeze kadar sorunların giderilmesi için bizlerin acil talepleri içindedir. AKP 2026 bütçesini ‘refah ve istikrar bütçesi’ olarak ifade etti. Cumhurbaşkanlığı bütçesi sunulurken, Cevdet Yılmaz’ın yaptığı sunumda sanırsınız ki uzayda bir yer anlatılıyor. İnsanları kandırmaya çalışıyorlar. Sanki demokratik bir ülkede yaşıyormuşuz gibi, kimsenin aç yatmadığı bir ülke varmış gibi yaptılar. Külliyen yalan. Bu böyle gitmez. Bunun böyle gitmesine izin vermeyeceğiz. İşçiyle, emekçiyle, yoksullarla yürüteceğimiz mücadeleyle bunu tersine çevireceğiz. Bunu iktidar da Ankara’da duysun. Bizler barışın bütçesinin yapılmasını istiyoruz.   Savaşa ve ranta ayrılan bütçeye hayır diyeceğiz   Bugün 27 Şubat’ta Sayın Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı son derece önemli ve tarihi bir çağrıdır. Savaşa değil, barışa bütçe. Ve biz Türkiye’de barışın tesis edilmesi için, demokratik bir toplumun tesis edilmesi için bütçenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bize göre bütçe demek sadece para, rakam demek değildir. Bütçe demek bir ülkenin demokratik şekilde yönetilmesi demektir. Kadınların şiddet görmediği, eşit ücret alabildiği bir yaşam demektir. Kürt halkının kendi anadiliyle eğitim görebilmesi, kendini özgürce ifade edebilmesi demektir. Bütçe demek bir yönetim anlayışıdır. Planlama bütçe anlayışına göre yapılır. Biz iktidarın bütçesine son gün yapılacak oylamada ‘Savaşa, ranta ayrılan bütçeye hayır’ diyeceğiz.   KYK borçları silinmeli    16 milyonu aşkın emekli var bu ülkede. Emeklinin aldığı para gerçekten gülünç bir para. Bunu kabul etmek mümkün değil. Biz emeklinin maaşının asgari ücret düzeyine çekilmesini istiyoruz ve ihtiyacı olan herkese temel gelir desteğinin sağlanmasını istiyoruz. Esnafımız kan ağlıyor, verginin en önemli yükünü yoksul, işçi, emekçi karşılıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Biz DEM Parti olarak bu ülkede vergi adaletinin sağlanması için çalışacağız. Eğitim ve sağlık kesinlikle parasız olmalıdır. Çocuklarımız okula gittiği zaman annelerimiz bir süt ve su veremiyor. Okullarda en az bir öğün yemeğin ücretsiz verilmesini istiyoruz. Çocuk emeğinin sömürüldüğü MESEM’ler kesinlikle amacına uygun çalışmıyor. Kaç çocuk iş yerlerinde tacize, tecavüze uğradı? MESEM, çocuk haklarını merkezine alarak çalışmasını yürütmelidir. KHK’liler mutlaka görevine iade edilmelidir. Engelli istihdamı sağlanmalıdır. Gençlerin KYK borçları silinmelidir. Güvencesiz çalışan kadınların güvenceli işlerde çalışması için elimizden gelen tüm çabanın içinde olacağız. Bizler gelirde, vergide, ülkede adalet istiyoruz.   Emek ve barış mücadelesini sonuna kadar devam ettireceğiz. Bu ülkede barışı tesis edene kadar, adaleti tesis edene kadar, Kürt kardeşlerimiz eşit yurttaş olana kadar, işçi emekçi kardeşimiz onurlu bir yaşam sürdürene kadar mücadelemiz devam edecek. Serkeftin.”   Konuşmanın ardından emekçilerin yazdığı mektuplar, Ankara’da Meclis’e sunulması için Tülay Hatimoğulları’na teslim edildi.   Açıklamadan sona, kitle DEM Parti il binasına doğru yürürken, buradan Ankara’ya gidecek yürüyüşçüleri uğurlayacak.