DEM Parti: Demokratik irade yok edilemez 2025-01-15 13:06:20        ANKARA - İstanbul Barosu hakkında açılan davaya dair açıklama yapan DEM Parti, İstanbul Barosu’nun yanında olduklarına dikkat çekerek, “Savunma makamı susturulamaz, demokratik irade yok edilemez” vurgusu yaptı.     Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve Baro Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınması ve yerlerine yeni yönetim kurulunun atanması talebiyle açılan davaya dair yazılı açıklama yayımladı.   Siyasi müdahale     Söz konusu davanın yalnızca hukuki bir mesele olmadığına dikkat çekilen açıklamada, “Doğrudan siyasi bir müdahale girişimidir. Bu adım, iktidarın uzun süredir uyguladığı darbeci kayyım politikalarıyla doğrudan bağlantılıdır. Seçimle göreve gelen yerel yönetimlere yönelik kayyım atamalarıyla başlayan bu politika, şimdi de barolar gibi anayasal kuruluşlara yönelik müdahalelerle derinleştirilmektedir. Barolar, demokratik bir toplumda yalnızca avukatların meslek örgütü değil, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunan toplumsal adaletin en önemli aktörlerinden biridir. İstanbul Barosu'nun ifade özgürlüğü, hapishanelerdeki tecrit uygulamaları, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalar, kadın ve çocuklara yönelik şiddet gibi toplumsal meselelerde sergilediği net ve ilkeli duruş, bu müdahaleyi açıklayan en önemli gerekçelerden biridir” denildi.   Şebnem Korur Fincancı hatırlatması    Daha önce de Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın çatışma bölgelerinde kimyasal silah kullanıldığı iddiaları üzerine yaptığı değerlendirme sonrası iktidar tarafından hedef haline getirildiği hatırlatılan açıklamada, iktidarın toplumu ilgilendiren hayati meselelerde eleştirel sesleri susturma girişimlerinde bulunduğu kaydedildi.   Açıklamanın devamında şunlara yer verildi: “AKP iktidarı, demokratik yollarla seçilmiş yerel yönetimleri kayyım atamalarıyla işlevsizleştirerek halkın iradesini yok saymıştır. Benzer şekilde bugün de baroların demokratik işleyişine müdahale edilmeye çalışılmaktadır. Oysa Anayasa’nın 135. maddesi ve Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddeleri uyarınca, baroların görevden alınması veya yönetimlerinin değiştirilmesi yalnızca üyelerinin iradesiyle mümkündür. Savcılığın açtığı bu dava hukuki temelden yoksundur ve doğrudan siyasi baskıyla açılmıştır.   ‘Bağımsızlığı ortadan kaldırılmaya çalışılmakta’   Bu girişimler, tüm baroları ve meslek örgütlerini hedef almaktadır. Barolar gibi anayasal kuruluşların susturulması, savunma makamının etkisizleştirilmesi ve halkın adalet arayışının engellenmesi anlamına gelmektedir. Demokratik işleyişi hedef alan bu tür müdahaleler, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını ortadan kaldıran tehlikeli bir sürecin parçasıdır. Kayyım politikasıyla halkın iradesine el koyan anlayış, şimdi de meslek örgütlerinin bağımsızlığını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.   İstanbul barosunun yanındayız   İfade özgürlüğünü, hukukun üstünlüğünü, savunma hakkını ve demokratik değerleri savunan İstanbul Barosunun ve meslek örgütlerinin yanındayız ve bu tür girişimlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Savunma makamı susturulamaz, demokratik irade yok edilemez! Tüm toplumu bu tür baskılara karşı meslek örgütlerinin özerkliğini ve demokrasiyi savunmaya çağırıyoruz.”