Marmara cezaevleri raporu: 93 tutsağın tahliyesi engellendi 2025-06-25 14:04:36   İSTANBUL - ÖHD İstanbul Hapishane Komisyonu, 6 aylık hak ihlalleri raporunu açıkladı. Raporda, 47 hasta tutsağın bulunduğu ve 93 tutsağın tahliyesinin keyfi şekilde engellendiği belirtilerek, “Bu sürecin sürdürülebilirliği, sadece silahların susmasıyla değil, aynı zamanda toplumsal adaletin tesis edilmesiyle mümkündür” denildi.   Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Hapishane Komisyonu, 2025 Ocak–Haziran ayları arasında Marmara Bölgesi cezaevlerine ilişkin hazırladığı 6 aylık hak ihlalleri raporunu, dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Raporu, İstanbul Hapishane Komisyonu üyesi Bedirhan Sarsılmaz okudu.   Marmara cezaevleri   Avukatlar tarafından cezaevlerinde gerçekleştirilen ziyaretler; tutsakların aileleriyle yaptığı telefon görüşmeleri, avukatlarına gönderdikleri mektup ve fakslardan edinilen bilgiler ile basında yer alan haberlere göre hazırlanan raporda ziyaret edilen cezaevleri şu şekilde sıralandı: “Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Edirne Kadın Kapalı, Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Marmara 5 Nolu L Tipi Kapalı, Marmara Kapalı, Bakırköy Kadın Kapalı, Metris R Tipi Kapalı, Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı, Ümraniye T Tipi Kapalı, Gebze Kadın Kapalı, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Düzce T Tipi Kapalı, Sakarya 2 Nolu L Tipi Kapalı ve Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu.”   Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri    Cezaevlerinde tespit edilen hak ihlalleri şu şekilde özetlendi: “Çıplak arama uygulaması, yetersiz ve kalitesiz yemekler, yayın ve kitaplara erişim engeli, kelepçeli muayene ve sağlık hakkının engellenmesi, haberleşme engelleri (mektup, kargo, telefon), spor, sosyal ve kültürel hakların kısıtlanması, hijyen sorunları ve su kesintileri, kamera ile mahremiyetin ihlali, tecrit ve izolasyon politikaları, disiplin cezaları ve tahliyelerin keyfi biçimde engellenmesi, ağır hasta mahpusların tedavi ve tahliye edilmemesi, başvuruların cevapsız bırakılması, yatak ve fiziki koşulların kötü olması, fahiş kantin fiyatları.”   ‘Marmara Bölgesinde 47 hasta tutsak bulunuyor’   Raporda hasta tutsaklara dair şu bilgiler yer aldı: “Edirne F Tipi Hapishanesinde 2, Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde 2, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 4, Marmara 5 Nolu L Tipi Hapishanesinde 3, Bakırköy Kadın Hapishanesinde 3, Metris R Tipi Hapishanesinde 2, Gebze Kadın Hapishanesinde 4, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 4, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 2, Sakarya 2 Nolu L Tipi Hapishanesinde 2 ve Bolu F Tipi Hapishanesinde 19 olmak üzere toplamda 47 mahpus bulunmaktadır.”   93 tutsağın tahliyesi engellendi   Raporda Marmara Bölgesi cezaevlerinde 93 tutsağın tahliyesinin keyfi gerekçelerle engellendiği belirtildi. Raporun devamında, “Edirne F Tipi Hapishanesinde 1, Karatepe (Çorlu) Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde 1, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesinde 14, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 8, Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde 11, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 3, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 1, Marmara Kapalı (9 Nolu) Hapishanesinde 2, Düzce T Tipi Hapishanesinde 3, Maltepe 2 Nolu L Tipi Hapishanesinde 7 ve Bolu F Tipi Hapishanesinde 42 olmak üzere toplam 93 mahpusun şartlı tahliyesi engellenmiştir”  bilgileri paylaşıldı.    ‘Sürecin sürdürülebilirliği toplumsal adaletin tesisiyle mümkündür’   Raporda şu ifadelere de yer verildi: “Sayın Abdullah Öcalan, 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı çağrıda belirttiği ‘demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması’ konusundaki sözleriyle ısrarlı ve kararlı çözüm iradesini ortaya koymaktadır. Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması yalnızca bireysel bir hak ihlali değil; Türkiye’nin demokratik geleceği ve barış süreci açısından da ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür.   Bu sürecin sürdürülebilirliği sadece silahların susmasıyla değil, aynı zamanda toplumsal adaletin tesis edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda, siyasi mahpusların eşit yurttaşlık haklarından ve hukuki güvencelerden yararlanamaması, geçmişte yaşanan ağır hak ihlallerini sürdürmekte ve barışa olan toplumsal inancı zayıflatmaktadır. Toplumu iyileştirmek için atılacak en anlamlı adımlardan biri, siyasi mahpuslara yönelik bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması olacaktır.   Dolayısıyla, 10. Yargı Paketi ile de sürdürülen siyasi mahpuslara yönelik sistematik ayrımcılığa derhal son verilmeli; infaz rejimi düzenlemeleri tüm mahpuslar için eşitlik ilkesine uygun biçimde gerçekleştirilmelidir.”   Raporun açıklanmasının ardından basın toplantısı sona erdi.