Jamile Karimi: PJAK’ın yaptığı çağrı, alternatif bir sistem çağrısıdır 2025-07-08 09:01:45   Derya Ren   RIHA – İran-İsrail arasında yaşanan savaşa karşı PJAK’ın yapmış olduğu çağrıyı değerlendiren KJAR üyesi Jamile Karimi, “PJAK’ın yaptığı çağrı, alternatif bir sistem çağrısıdır. Kadınların öncülüğünde başlatılan ‘jin jiyan azadi serhildanı’na sahip çıkılmalıdır” dedi.   Ortadoğu’da yaşanan savaş ve çatışma durumu her geçen gün farklı bir boyuta evrilirken, İsrail-Hamas arasında Gazze’de yürütülen savaşla birlikte yeni bir evreye girdi. Yaşanan kaosla birlikte emperyal güçlerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme projeleri bir kez daha gün yüzüne çıktı. Heyet Tahrir El Şam’ın (HTŞ) eliyle hegemon güçlerin desteği ile yıkılan Baas rejimi sonrasında Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da değişimlerin sinyalleri verilmeye başlandı. Bununla birlikte gelişen süreçte, 13 Haziran’da İsrail-İran arasında savaş başladı. Başlayan savaş her ne kadar kısa bir sürede ateşkes ile sonuçlansa da, savaş tüm gerçekliği ile ortada duruyor.   İran-İsrail arasında başlayan savaşın hemen ardından Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK), Rojhilat ve İran halkına örgütlenme ve öz yönetim çağrısı yaparak, “İran’a özgürlüğü getirecek olan halkın demokratik mücadelesi ve ‘Jin, Jiyan, Azadî’ devrimidir” dedi.  Yapılan çağrının, Rojhilat ve İran halkında “jin jiyan azadi” serhildanının bir devamı niteliği taşıdığı ifade edilirken, halkın özsavunmaya olan ihtiyacı bir kez daha önemini ortaya koydu.   Doğu Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu (KJAR) üyesi Jamile Karimi, PJAK’ın yapmış olduğu çağrıya dair JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.    ‘Kürdistan’ın bölünmesi’   Son yüz yıllardan bu yana Ortadoğu’da savaşların sürekli devam ettiğini belirten Jamile Karimi, “Sermaye üzerinde kendi varlığını sürdüren bir sistem var ve bu sistem farklılıkları, doğayı, inançları kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor. Bununla birlikte Ortadoğu’nun tamamını sömürmek istiyorlar. Kürdistan toprakları yüzyıllardır farklı uygulamalar ve politikalar ile parçalanmaya çalışılıyor. Kürdistan tüm savaşların merkezi hâline getirilmeye çalışılıyor. Yapılan Sykes-Picot Antlaşması, Lozan Antlaşması bile var olan durumu gözler önüne seriyor. Var olan bu antlaşmalarla Kürdistan’ı ulus devletler arasında bölmeye çalıştılar. Bu ulus devletler de kendi çıkarları doğrultusunda Kürdistan topraklarında farklı politikalar ile varlıklarını devam ettirmeye çalışıyorlar” dedi.   ‘Halkın direnişi özgürlük direnişidir’   Gazze’de yaşanan savaşı hatırlatan Jamile Karimi, Gazze başta olmak üzere İran-İsrail arasında yaşanan savaşın birbiriyle bağlantısı olduğuna dikkat çekti. Jamile Karimi, İsrail’deki mevcut hükümetin aşırı sağcı olduğuna vurgu yaparak, 12 Ağustos 2020 tarihinde İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında imzalanan İbrahim Antlaşması’nı hatırlattı. Jamile Karimi, “İran yapılan bu antlaşmaya karşı çıktı. Ancak şöyle ki İran’ın bu tutumunu olumlu değerlendiremeyiz. Çünkü son 45 yıldır İran hükümeti ülkede yaşayan halklara yönelik çok ciddi saldırı ve baskı politikası geliştirdi. Yapılan baskılara karşı direnen halk zindanlara atıldı. Şu anda da İran ve Rojhilat’ta verilen direniş ne İsrail’e ne de İran hükümetine taraftır. Halkın direnişi özgürlük direnişidir” diye ekledi.   ‘Halkın direnişi’   İran hükümetinin halka yönelik baskılarına değinen Jamile Karimi, İran hükümetinin hâlâ idamlar gerçekleştirdiğinin altını çizdi. Jamile Karimi, “Halkın İran’da vermiş olduğu direniş ‘jin jiyan azadi’ serhildanı ile birlikte taçlanmış oldu. İran hükümetinin halka yönelik uyguladığı baskı politikaları ortadadır. Sindirmek istediğini ya bir saç telinden katlediyor ya da tutukluyor, idam ediyor. Ama halk buna karşı direnişini her zaman yükseltmeyi bildi. Ortadoğu’da İran her zaman farklı bir yer olarak ele alındı. Çünkü tarihten bu yana büyük direnişlere ve imparatorluklara ev sahipliği yapmış bir yer” ifadelerini kullandı.   ‘Özsavunmaya ihtiyaç vardır’   İran cezaevlerinde direnen kadın tutsaklara değinen Jamile Karimi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Werîşe Muradî, Pexşan Ezîzî, Zeynep Celaliyan başta olmak üzere birçok kadına idam cezaları verildi. İran’ın durumuna bakmak için önce cezaevlerinin durumuna bakmak gerekiyor. İran’ın durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İdam, katletme, tutsak alma her geçen gün farklı bir boyuta evriliyor. Ancak buna karşı PJAK ve KJAR başta olmak üzere orada direnen halkla birlikte olmaya devam ediyor. Kürtler diğer parçalarda olduğu gibi Rojhilat’ta da kendi örgütlenmesini oluşturarak halkın yanında direniyor. Halkın özsavunmaya ve kendi örgütlülüğünü kurmaya ihtiyacı vardır. Bunu başardığı anda büyük adımlar da atılacaktır.”   ‘PJAK’ın yaptığı çağrı, alternatif bir sistem çağrısıdır’   “Jin jiyan azadi serhildanı”nın Rojhilat ve İran halkı başta olmak üzere Ortadoğu’da tekrar direniş gücünü geliştirmesine vesile olduğunu ifade eden Jamile Karimi, “PJAK halka çağrı yaptı. Halkın özgürleşmesine yönelik bir fırsat var. İran’da sadece Farslar değil, aynı zamanda Kürtler, Azeriler, Araplar, Türkmenler ve başka halklar da var. İran’ın tekçi zihniyeti bu halklara cevap olamıyor. Bundan kaynaklı olarak demokratik konfederalizm ihtiyacı geçerliliğini ortaya koyuyor. PJAK’ın yaptığı çağrı, alternatif bir sistem çağrısıdır ve olgunlaşmış bir durumdadır” dedi.   ‘Demokratik ve özgür yaşam inşa edilecektir’   Rojhilat ve İran halkına PJAK’ın çağrısını hatırlatan Jamile Karimi, son olarak şunları söyledi: “Kürt halkı başta olmak üzere Rojhilat ve İran halkı şunu bilmelidir: İsrail bir alternatif değildir ve barışı getirmeyecektir. İran rejimi de aynı şekildedir. İran rejiminin halka kriz ve kaos getirmekten başka bir şeyi yoktur. Halk buna karşı kendi örgütlenmesini yapmalıdır. Kadınların öncülüğünde başlatılan ‘jin jiyan azadi serhildanı’na sahip çıkılmalıdır. İnanıyoruz ki demokratik ve özgür bir yaşam inşa edilecektir. Tüm halkın Rojhilat’ta tek ses olup, özgür yaşam için çaba sarf edecektir.”