AİHM, uluslararası komploya dair Yunanistan’dan savunma istedi

  • 10:40 30 Kasım 2022
  • Hukuk
HABER MERKEZİ - AİHM, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Yunanistan'a karşı dava başvurusunu işleme koydu. Mahkeme, Atina’nın savunmasını bekliyor.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın, Yunanistan'a karşı başvurusu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından kabul edildi. Deutsche Welle'nin (DW) haberine göre; Abdullah Öcalan'ın avukatları aracılığıyla yaptığı başvuruda, uluslararası güçler tarafından 9 Ekim 1998'de startı verilen komplo sürecinde Yunanistan'da devreye sokulan uygulamaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırı olduğunu belirtti. Başvuruda, Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesi, Yunanistan'a iltica başvurusunun incelenmemiş olması, Yunanistan'da kaldığı süre boyunca hukuksal dayanaksız tutulması ve Yunan mahkemelerinde hak aramasına fırsat verilmemesinin AİHS'nin birçok maddesine aykırı olduğunu kaydedildi. 
 
Abdullah Öcalan, Yunanistan topraklarında bulunduğu dönemlerde (9 Ekim 1998 Atina Havalimanı, 29 Ocak-2 Şubat 1999 Korfu Adası, 2-15 Şubat 1999 Kenya’daki Yunanistan Büyükelçiliği) fiilen ve hukuksal dayanak olmaksızın tutulmuş olmasının AİHS'nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5'inci maddesinin ihlali olduğunu ifade etti.
 
Yunanistan başvuruyu reddetmişti
 
Abdullah Öcalan, AİHM önündeki süreç öncesinde 4 Aralık 2008 tarihinde Atina İdari Mahkemesi’ne başvurmuş ve hakkında Yunan makamları tarafından 1999 yılında alınan kararların, iki kez iltica başvurusunda bulunan bir kişinin geri gönderilemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu belirtmişti. Ancak Abdullah Öcalan'ın başvurusu 30 Ocak 2017 tarihinde Atina İdari Mahkemesi tarafından reddedilmişti.
 
İdari Mahkemenin gerekçeli kararında, “Yunan hükümetinin izlediği politikanın idari yargı kontrolü dışında kaldığı, 29 Ocak-15 Şubat arasındaki dönemin Öcalan'ın iltica başvurusunu incelemek için yeterli bir süre olmadığı ve istihbarat elemanlarının hatasından kaynaklanan zarardan devletin sorumlu tutulamayacağı” savunulmuştu.
 
Taraflardan görüş talebi
 
AİHM, PKK Lideri’nin başvurusunu işleme koyarken, Yunan hükümeti ve Abdullah Öcalan'ın avukatlarından görüş talebinde bulundu. Mahkeme, Yunan hükümetine "Öcalan Türk devletine Yunan ajanlar tarafından mı teslim edildi" sorusunu yöneltti. Tarafların mahkemeye görüş iletmek için 12 hafta süreleri bulunuyor. AİHM'nin bu görüşler temelinde Yunanistan'a karşı Abdullah Öcalan davasında gelecek yıl içinde kararı açıklaması bekleniyor. Mahkeme bu süreçte duruşma da düzenleyebilir.
 
İhlal kararı verilmişti
 
Abdullah Öcalan, daha önce de Türkiye’ye dava açmıştı. PKK Lideri’nin AİHM’deki dava süreci, Kenya’dan Türkiye'ye getirildiği 16 Şubat 1999 tarihinde başlamış, avukatları, "yaşamının tehlikede olduğu, kötü muamele gördüğü ve adil yargılanmayacağı" gerekçesiyle Strasburg yargısına başvurmuştu. Başvuru sonrası İmralı'yı 2 Mart 1999'da ziyaret eden ilk ve tek yabancı heyet olma özelliğine sahip Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT), “Öcalan'ın işkence ve kötü muamele görmediğine” ilişkin Mayıs 1999'da bir rapor yayımlamıştı.
 
Abdullah Öcalan’ın başvurusunu Strasburg'da 21 Kasım 2000 tarihinde düzenlenen duruşma sonrasında kabul edilebilir ilan eden AİHM, 12 Mart 2003 tarihinde açıkladığı ilk kararında, Abdullah Öcalan'ın Türkiye’deki yargı süreci sırasında AİHS’in adil yargılanmayla ilgili 6'ncı, özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5'inci ve kötü muameleyle ilgili 3'üncü maddelerinin ihlal edildiğine hükmetmişti.
 
AİHM'de Türkiye'ye karşı ikinci Öcalan davası (Öcalan-2) ise 2014 yılında sonuçlanmıştı. AİHS'nin 3'üncü maddesi temelinde yapılan şikayeti inceleyen Strasburg Mahkemesi, Abdullah Öcalan'ın 17 Kasım 2009 yılına kadar olan tutukluluk koşullarında hak ihlali olduğuna hükmetmişti. Mahkeme buna karşılık, bu tarihten sonraki tutukluluk koşullarında ihlal olmadığını belirtmiş, cezaevi ziyaretleriyle ilgili başvuru için "ihlal yok" iddiasında bulunmuştu. AİHM, yine AİHS’nin 3'üncü maddesine dayanarak, "umut hakkı (şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapis cezası)" temelinde yapılan başvuruda da ihlal kararı vermişti.