Mereş’te ‘uyuz’ ve ‘kolera’ alarmı

  • 13:25 19 Şubat 2023
  • Sağlık/Spor
 
Nişmiye Güler - Dilan Babat
 
MEREŞ - Temiz suya erişimin olmadığı deprem bölgelerinde, uyuz, kolera, ayak mantarı, vajinal enfeksiyonlar, dizanteri ve tetanos gibi hastalıklar başladı. Mereş’te gönüllü sağlık hizmeti veren doktorlar, temiz suya bir an önce erişimin sağlanması gerektiği çağrısında bulundu.  
 
Mereş'in Bazarcix (Pazarcık) ilçesinde 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 kenti etkileyen depremin ağır bilançosu 14’ncü günün ardından sağlık sorunlarıyla da baş göstermeye başladı. Temiz suya erişimin olmadığı Mereş ve ilçelerin, insanların üstlerini değiştirememesi, banyo yapamaması ve toplu alanlarda yan yana kalması ile çadırların hijyenik olmamasından kaynaklı, kadınların vajinal bölgelerinde mantar, ayak mantarı, uyuz ve idrar yolu enfeksiyonu gibi sağlık sorunlarında ciddi artışlar yaşandı. 
 
Ankara’dan gelen gönüllü bir grup stajyer doktor, Mereş’in Bazarcix ilçesine bağlı Narlı beldesinde sağlık hizmeti vererek, salgın hastalıkların önüne de geçmeye çalışıyor.
 
Dayanışma büyük
 
Çoğunluğu LGBT+İ olan yaklaşık 15 kişilik bir grup olarak deprem bölgesine geldiklerini söyleyen stajyer Doktor İlay Kadiroğlu, depremden bu yana dayanışmayı örgütlemeye çalıştıklarını belirtti. İlay, “Burada bir iş gücüne ihtiyaç olduğunu duyunca kendi tehsisatlarımızı ve etrafın dayanışması ve desteği ile birlikte buradaki dayanışmayı sağlamak için Ankara’dan geldik. İlk önce Hasankoca köyüne gittik, köydeki dayanışmayla kayyım atanması eş zamanlı oldu. Oraya kayyım atanmasının ardından Narlı bölgesinde ihtiyaç olduğu söylendi ve bizde buraya geldik. Geldiğimizden beri buradaki yerli ve gönüllüler dayanışma ile karşıladılar bizi. Getirdiğimiz çadırı, kalacak bir çadır olmadığı için revir olarak ayarladık, bize çadır verildi. Depremzedelerin ihtiyaçlarını ne kadar sorarsak onlarda bizim ihtiyaçlarımızı soruyor. Bir parça ekmeği de bizimle paylaşıyorlar” dedi.
 
Uyuz ve kolera salgını alarmı
 
Narlı bölgesinde uyuz salgını başladığına dikkat çeken İlay, bir ailenin iki çocuğunda uyuz salgını tespit ettiklerini ve hemen karantinaya almayı düşündüklerini ama 6 ailede de uyuz salgınının görüldüğünü kaydetti. İlay, “Diğer deprem bölgesindeki sağlıkçı arkadaşlarımızla görüştüğümüzde, deprem bölgelerinin bir çoğunda depremzedelerde uyuz salgını başladığını belirtti. Şuanda bu koşullarda insanların düzenli banyo yapamadığı, kıyafet değiştiremediği ve çadırlarda hijyenik koşullarda yaşamadığı durumlarda uyuz ilacını kullanmak da pek etki etmeyecek. Şuan insanların en büyük problemi uyuz. Bu hastalık insanları sarmış durumda. Bölgelerde kolera ve dizanteri başladığını duyuyoruz. Şuan biz Narlı bölgesinde olmasını engellemek için depremzedelere bir bilinçlenme çalışması yapıyoruz, elimizden geldiğince tuvaleti olmayan yerlerde konfost tuvaletler kazmaya çalışıyoruz. Salgın önleme çalışması yapıyoruz” diye belirtti.
 
Kadınlarda jinekolojik enfeksiyon sorunları başladı
 
Sağlık Bakanlığı’ndan kendilerine şimdiye kadar bulundukları bölgeye bir teşvik gelmediğine işaret eden İlay, dayanışma çağrılarıyla, çağrılarına gelen cevaplarla tıbbi malzemeye eriştiklerini ifade etti. İlayda, “Var olan tüm imkanlarla ihtiyacımız olan şeyler getiriliyor. Alanda en büyük sıkıntıyı kadınlar çekiyor. Hijyenik ortam olmadığı için bir çok kişide vajinal enfeksiyon görüyoruz. Çocukları baştan aşağı uyuz sarmış durumda. En önemli sorunlardan biri de insanlar soğukla baş ederken, ciltlerde çatlama ve kuruma oluyor. Jinekolojik enfeksiyonun önüne geçmek için temiz iç çamaşırına ihtiyaç var. Bölgeye gelen yardımlarda temiz iç çamaşırının gözetilmesi gerekiyor. Temiz çorap yok, bu yüzden ayak mantarı oluşuyor, insanlar burada günler boyunca çoraplarını çıkaramamışlar ve bölgeye de geç kuruldu. Biz elimizden geleni yapıyoruz, herkese ulaşmaya çalışıyoruz. Çağrı aldığımız yerlere ulaşmaya çalışıyoruz ama bölgeye düzenli bir rotasyon yapılması gerekiyor. Biz buradan gittiğimizde yeni sağlık ekibine ihtiyaç var” sözlerini kullandı. 
 
‘Salgınlar büyük sorunlara yol açabilir’
 
Temiz suya erişimin çok zor olduğunu ve insanların kuyu suyu içtiğine vurgu yapan İlay son olarak şunları ekledi: “Su bağlanmadan temiz bir tuvalet olmazsa, dizanteri, kolera, tetanos, uyuz gibi bu tarz salgınlar çok daha büyük sıkıntılara yol açacak. Açlık ve soğukla mücadele eden bu insanlar birde bu salgın hastalıklarla mücadele etmek zorunda olacak. Toparlaması çok daha zor bir duruma neden olabilir o yüzden salgını önlemeye acil ihtiyaç var. İnsanların bilinçlenmesi gerekiyor. Buradaki bilinçlenmede bir yere kadar ulaşır çünkü su yok, temiz tuvalet yok, ıslak mendil yok, sabun yok. Bu tür şeylere çok acil ihtiyaç var.”