Dehaklara karşı özgürlüğe… (6) 2025-03-18 09:07:16   Umudu ve mücadeleyi Newroz ateşiyle büyütüyorlar   Neslihan Kardaş    WAN - Yıllardır barış ve özgürlük mücadelesinde en ön saflarda yer alan Barış Anneleri, yaşadıkları tüm acılara rağmen direnişlerinden vazgeçmiyor, Newroz ateşi etrafında barış taleplerini haykırıyor. “Bu Newroz, barışın ve umudun Newrozu olsun” diyen Keve Işık ve Besna Aydoğan, annelerin acılarının son bulmasını ve herkesin çocuklarına sarılabileceği bir gelecek için mücadeleye devam edeceklerini vurguluyor.   Yıllardır barış ve özgürlük talebiyle en ön saflarda yer alan Barış Anneleri, tüm zorluklara rağmen mücadelelerinden vazgeçmiyor. Kürt halkının varlık mücadelesinde en büyük yükü omuzlayan anneler, gözaltılarla, işkencelerle, cezaeviyle karşı karşıya kalsa da direnişlerini kararlılıkla sürdürüyorlar. Kimi evladını kaybetti, kimi en büyük acıları yaşadı; ancak hiçbiri barış ve özgürlük taleplerinden geri adım atmadı. Her Newroz'da olduğu gibi bu yıl da yaslarını ve umutlarını alanlarda büyüten Barış Anneleri, Newroz ateşi etrafında mücadele ruhunu yeniden alevlendiriyor.    Newroz dosyamızın bu bölümünde, Wan Barış Anneleri Meclisi üyelerinden Keve Işık ve Besna Aydoğan, Newroz’un kendileri için ne anlama geldiğini ve bu yılki kutlamalardan beklentilerini anlattı. "Kendimi bildim bileli Barış Annesiyim" diyen anneler, direnişin ve umudun hiç sönmeyeceğini vurguluyor.   ‘Onurluyuz, çünkü böylesi çocuklara sahibiz’     Tüm Barış Anneleri gibi, her eylem ve etkinlikte en ön saflarda olan Barış Annesi Keve Işık, aynı zamanda ulusal kıyafetini giymesiyle de dikkat çekiyor. Yaşamı boyunca birçok acıyla karşılaşan Keve, oğlu Hamit Işık’ın çok genç yaşlarda PKK’ye katıldığını söylüyor. Oğlunun 15 yıl PKK’de kaldığını belirten Keve Işık, mücadelede hüzünlü olmanın yanı sıra, başının dik ve onurlu olduğunu ifade ediyor. “Onurluyuz, çünkü böylesi çocuklara sahibiz” diyen Keve Işık, oğlu Hamit Işık’ın yaşamını yitirdiğini nasıl öğrendiğini anlatırken, duraksıyor, yutkunuyor ve durup düşündükten sonra şu sözler dökülüyor dudaklarından: “Bütün anneler gibi benim de yüreğim çok yandı. Benim gibi milyonlarca anne var. Her anne kendi çocuklarına, acılarına bağlı. Uzun yıllar oğlumdan haber alamıyordum. Bir gün evimize polisler geldi, oğlum Hamit’i sordular. Ben de nedeni sorduğumda askerlik yaşının geldiğini ve askere gitmesi gerektiğini söylediler. Ben de yıllardır oğlumdan haber alamadığımı söyledim. Bana ‘nasıl bilmiyorsun’ diye sordular. Ben de onlara ‘siz devletsiniz, benden iyi bilirsiniz nerede olduğunu’ dedim. Onlar böyle kapıma gelince yüreğimi büyük bir hüzün kapladı.”    ‘Oğlumun mezarını göremedim, başucuna oturamadım…’   Konuşurken yavaş ve kelimelerini seçerek, aynı zamanda uzunca bir iç çekerek sözlerine devam eden Keve Işık, “Bana, ‘biz senin oğlunu öldürdük, haberin olsun’ dediler. Büyük bir keder yüreğime oturdu, ama onların yanında hiçbir şey demedim, hiç ağlamadım. Onlar çıkıp gittiler. Ben ise o zaman artık dayanamadım. Tabi sonrasında taziyemizi kurduk. Ben bir daha söylüyorum, biz onların şahadeti ile onurluyuz. Ama maalesef onun mezarını dahi hiç göremedim. Ona ahit bir kıyafet bile göremedim. Başucunda oturamadım” diyerek, Hamit Işık’ın ölüm haberini nasıl aldığını dile getiriyor.     ‘Bizler çocuklarımıza sarılamadık onlar sarılsınlar’   Yaşadıkları tüm acılara rağmen Barış Annesi olduğunu, barış için mücadele ettiklerini kaydeden Keve Işık, “Bütün yaralarımızın üstüne, dünyadaki annelere sesleniyorum, bu ülkeye onurlu bir barışın gelmesi için bize dahil olsunlar. Ben ağladım, başkaları ağlamasın. Ben o acıyı yaşadım, başka anne yaşamasın. Bizler, çocuklarımızı kaybettik, ama başka anneler kaybetmesin. Özgür bir ülkede yaşayalım. Anneler, çocuklarıyla mutlu olsun, çocuklarına sarılabilsinler. Bizler sarılamadık, onlar sarılsınlar, bizler mutlu olamadık, onlar olsunlar. Bütün annelere çağrım, gelsinler bizimle el ele versinler. Onurlu barış, adalet, acıların yaşanmaması, gençlerin öldürülmemesi içindir. Bu ağır yük annelerin omuzlarından kalksın. Anneler mutlu olsun” diyor   ‘Umudumuz Newroz’dur’   Newroz’un kendileri için önemine değinen Keve Işık, “Newroz, bütün insanlar için baharın gelişidir. Biz, her alana girdiğimizde, sokaklara döküldüğümüzde hüzünlü bir yürekle oralarda olduk. Bu seneki Newroz’da o hüzünler, mutluluk ve keyif olsun. Bu Newroz’da alanlara mutlulukla girelim. Bu ülkeye artık barış gelsin. Bütün annelere sesleniyoruz, Newroz alanlarına gelsinler ve coşkuyla kutlayalım. Çektiğimiz bunca acıdan sonra umudumuz Newroz’dur. Bizler acı çektik, o acılar artık gitsin. Anneler mutlu bir yürekle, zılgıtlarıyla, ulusal kıyafetleriyle, tüm renkleriyle Newroz alanlarına gelsinler” ifadelerini kullanıyor.    ‘Ona ait hiçbir şeyi göremedik’     Besna Aydoğan ise, kızı Kürdistan’ın 14 yıl önce PKK’ye katıldığını belirtiyor. “Kızımın hem evde hem de PKK’de kullandığı ismi aynıydı” diyen Besna, “Kızımın adı Kürdistan Delil’dir. Kızım, 4 yıl önce şehit düştü. PKK’ye katılacağını, bana gideceği gün söyledi. Çocuklarımın arasında, kızım Kürdistan, benim gözümde çok daha farklıydı. Abisi cezaevinden çıktıktan sonra tutamadık ve PKK’ye katıldı. Biz ne onun mezarını, ne de ona ait hiçbir şey göremedik. Şu anda bile bir parçasını bulamadık kızımın” sözlerine yer veriyor.    ‘Her şeye rağmen barış diyoruz’   Besna Aydoğan şöyle devam ediyor: “Ben bu saatten sonra hiçbir annenin yüreği yanmasın istiyorum. Bütün anneler el ele versinler. Biz her şeye rağmen ‘barış’ diyoruz. Yeni bir süreç de başlamış durumda. En iyi haliyle olsun. Bizler de barış ve kardeşlik istiyoruz.”    ‘Bu Newroz, Barış Newrozu olsun’   Kürt halkı için Newroz’un tarihsel önemine işaret eden Besna Aydoğan, “Ben çocukken bizle Irak’a gidiyorduk. Orada ateşler yakılıyor, Newroz kutlanıyordu. Newroz, kadim bir bayramdır. Umuyoruz ki bu Newroz, ‘Barış Newrozu’ olsun. Şu an büyük, küçük herkes Newroz hazırlığı yapıyor. Biz, geçmişten bugüne Kürt halkı olarak Newroz’u kutluyoruz” diye ekliyor.    Yarın: Newrozlarda yükselen ses...