DEM Parti’den MEB ve Aile Bakanlığı’na: Protokol çocuk haklarını ihlal ediyor 2025-10-22 13:13:08   ANKARA - DEM Parti milletvekilleri, Peygamber Sevdalıları Vakfı ile yapılan protokolü Meclis gündemine taşıdı.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Serhat Eren, Ceylan Akça, Halide Türkoğlu, Adalet Kaya, Mehmet Kamaç, Berdan Öztürk ve Beritan Güneş Altın, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yönelttikleri iki ayrı soru önergesiyle, Peygamber Sevdalıları Vakfı ile yapılan protokolü ve vakfın çocuklara yönelik dini içerikli etkinliklerini Meclis gündemine taşıdı.   'Çocuk hakları açısından ciddi sorun oluşturuyor'   Önergede, 2018’de kurulan ve son dönemde “Hayat Namazla Güzeldir” ile “Niyet Ettim Tesettüre” gibi etkinlikler düzenleyen Peygamber Sevdalıları Vakfı ile MEB arasında 2024 yılı sonunda imzalanan protokolün ardından, vakfın devlet okullarında duyuru yapma ve etkinlik düzenleme hakkı elde ettiğine dikkat çekildi.   Önergelerde, çocuklara “haremlik-selamlık” yürüyüşler yaptırıldığı, toplu halde “cemaat namazı” kıldırıldığı ve kız çocuklarının tesettürlü yürüyüşlere dâhil edildiğine dair kamuoyuna yansıyan görüntülerin, çocuk hakları ve pedagojik ilkeler açısından ciddi sorunlar oluşturduğunun altı çizildi.   'Dini organizasyonlarda çocuklar araçsallaştırılıyor'   Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a yöneltilen önergede, dini içerikli çocuk etkinliklerinin çocuğun üstün yararı, inanç özgürlüğü ve bedensel özerklik ilkeleri açısından nasıl değerlendirildiği soruldu.   Milletvekilleri, önergeyle birlikte bakanlıktan çocukların dini veya politik organizasyonlarda araçsallaştırılmasının önüne geçilmesi için bağımsız denetim mekanizmaları kurulup kurulmayacağına dair açıklama talep etti.   Önergelerde ayrıca, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında Türkiye’nin yükümlülüklerine dikkat çekilerek, bakanlıkların çocuk hakları temelli, özgürlükçü ve laik bir eğitim anlayışı doğrultusunda politika geliştirmesi gerektiği vurgulandı.   Aile Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle şu sorular yöneltildi:    “*Bakanlığınız, çocukların dini içerikli toplu etkinliklerde yer aldırılmasının pedagojik ve psikolojik etkilerine ilişkin herhangi bir değerlendirme, araştırma veya risk analizi yapmış mıdır?   *Çocukların dini içerikli organizasyonlarda ‘haremlik-selamlık’ biçimde ayrılması gibi uygulamalar, çocuğun üstün yararı ve inanç özgürlüğü ilkeleri açısından nasıl değerlendirmektedir?   *Dini içerikli çocuk etkinliklerinin düzenlenmesinde psikolog, pedagog veya çocuk gelişimi uzmanlarının görüşlerine başvurulmakta mıdır? Bu mevzuatta zorunlu tutulmakta mıdır? Uygulamada riayet edilmekte midir? Mevzuatta zorunlu değilse bu konuda bir düzenleme yapılması planlanmakta mıdır?   *11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nün hemen ertesinde düzenlenen ‘Niyet ettim tesettüre’ etkinliği gibi faaliyetlerde, kız çocuklarının bedensel özerkliklerinin ihlal edildiği yönündeki kamuoyu tepkilerine ilişkin bakanlığınızın değerlendirmesi nedir?   *Çocuklarla çalışan dini içerikli vakıf ve derneklerin faaliyetlerinin çocuk hakları perspektifinden denetimi için bağımsız bir mekanizma kurulması yönünde bakanlığınızın bir girişimi bulunmakta mıdır?   *Bakanlığınız, çocukların özgür düşünme, sorgulama ve farklı inanç biçimlerini tanıma hakkını destekleyecek özgürlükçü laik, çoğulcu ve demokratik içerikli programlar yürütmekte midir?   *Mezkûr vakfın Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığı protokole dair Bakanlığınızdan herhangi bir görüş talep edilmiş midir?   *Çocukların dini veya politik organizasyonlarda araçsallaştırılmasının önüne geçmek amacıyla, kamu kurumlarıyla yapılan protokollerin gözden geçirilmesi ve çocuk hakları denetimi açısından yeniden düzenlenmesi konusunda bir çalışma başlatmayı planlıyor musunuz?”    Milli Eğitim Bakanlığı’na ise şu sorular yöneltildi:   “*Peygamber Sevdalıları Vakfı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol hala yürürlükte midir?   *Söz konusu protokolün kapsamı ve detayları nedir? Yukarıda sıralanan olayların ardından söz konusu protokol ne zaman iptal edilecektir?   *Mezkûr kurumun yaptığı/yapacağı etkinliklerin çocukların pedagojik, psikolojik ve sosyal gelişimlerine etkileri konusunda, herhangi bir inceleme veya değerlendirme yapılmış mıdır, yapılmakta mıdır?   *Etkinliklere katılan çocukların yaş aralığı, katılım biçimi (zorunlu/gönüllü) ve ebeveyn onamı hakkında bakanlığınızda kayıt bulunmakta mıdır?   *Bakanlığınız, çocukların inanç, kimlik veya cinsiyet temelli ayrımcılığa maruz kalmaması için sivil toplum kuruluşları ile yapılan protokolleri yeniden gözden geçirmeyi planlamakta mıdır?   *Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde, çocukların dini veya ideolojik yönlendirmelere karşı “korunması” konusunda Bakanlığınızın yürürlükte olan bir eylem planı var mıdır?"