Dilovası’nda yaşamını yitirenler için eylem: Hesabını soracağız 2025-11-11 21:09:32     İSTANBUL – KBG, Dilovası’ndaki parfüm dolum işletmesindeki yangında yaşamını yitiren kadınlar için Taksim Tünel'de gerçekleştirdiği eylemde, yaşanan katliamın takipçisi olacaklarının mesajını verdi.   Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG), Dilovası’nda parfüm dolum tesisinde çıkan yangında yaşamını yitiren kadınlara ilişkin Taksim Tünel'de basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Eşbaşkanı Arife Çınar'ın yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Açıklamada, "Kadının canını, emeğini ucuz sayan katliam düzenine isyandayız!" yazılı pankart açıldı. Sık sık “İş kazası değil, bu bir cinayet”, “Çocuk işçiliğine hayır”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz!”, “Öfkeliyiz, yastayız, isyandayız!” sloganları atılırken yaşamını yitiren 6 kişinin isimlerinin yazılı olduğu dövizler taşındı. Basın metnini KBG’den Selin Top okudu.   Selin Top, Dilovası'nda parfüm dolum tesisinde yaşanan katliam sonrası mahalle sakinlerinin basına verdiği demeçlerde 14-15 yaşlarında birçok çocuğun kısa süreliğine çalıştıklarına dikkat çekti. Selin Top, basına konuşan tüm kadınların alınmayan önlemlerden, işyeri koşullarından, CİMER şikayetlerine yanıt alamamalarından bahsettiklerini belirterek, "Kadınlar sabah 08.00’den akşam 12.00’ye kadar, 70 liralık yemek ücretiyle, 600-800 liralık yevmiyeyle çalıştırılıyordu ve iş cinayetinde öldürüldüler. Ölen yaşları bize çok şey söylüyor. Kadın yoksulluğunu gösteriyor 18 yaş altı ve 65 yaş. İlk değil, tek fabrika da değil, ancak denetim yapması gereken, kadınların eşit ve adil bir şekilde istihdama katılmasını sağlaması gereken kamu kurumları, hükümet yetkililerinin gündeminde bu yok.    İktidar, çocuklar neden suça sürükleniyor ile ilgilenmek yerine, suça sürüklenen çocuklara üst sınırdan ceza verelim, yetişkin gibi cezalandıralım derdindeyken yoksulluk ve geleceksizlikle sınanan çocuklar iş cinayetlerinde öldürülüyor. Çocukların okullarda öğlen yiyebilecekleri yemekleri yok, çocuklar okuldan sonra bir iş bulabileceğine inanmıyor, çocuklar sermayenin talepleri doğrultusunda yetiştiriliyor, MESEM’lere adeta bedava iş gücü oluyor, çocuklar iş cinayetlerinde ölüyor” diye belirtti.   Sorumlulara dikkat çekildi   Selin Top, yaşamını yitirenlerin tamamının kadınlar ve çocuk olmasının nedenlerini şöyle anlattı: "Çünkü işyeri sahipleri ucuza ve titiz çalışıyor diye tercih ediyor, yoksullukla işsizlikle sigortasız çalışmaya razı gelen kadınları işe alıyor, ‘aileler’ için de erkeklerin çalışmadığı bu yere kız çocuklarını göndermek daha tercih ediliyor.” Revive Kozmetik’in alıcısı firmalar olan LCW, Zara, Koton gibi markaların 8 Mart’larda ve bir reklam fırsatında kadınların güçlenmesinden yana tutumlarını ifade ettiklerini söyleyen Selin Top, "Ancak bu firmalar tedarik zincirlerinde nasıl hak gaspları olduğu, ne koşullarda çalışıldığı ile ilgilenmiyorlar. Örneğin, 2013 yılında Bangladeş’te meydana gelen Rana Plaza faciasında yüzde 80’i kadın olan bine yakın işçi hayatını kaybettiğinde uluslararası firmalara imzaya açılan Bangladeş Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşması’na LCW imza vermişti; peki Türkiye’deki üretimlerin nasıl yapıldığı ile ilgileniyor mu aynı firma? Bu iş cinayetine giden yolda fabrika sahipleri kadar buraları denetlemeyen kurumlarla birlikte bu iş yaptıran firmaların sorumluluğunun da altını çiziyoruz.”   Hayatlarımıza sahip çıkacağız   Selin Top şöyle devam etti: "Sorumlular sadece infial olunca göstermelik gözaltına alınanlar değil, bakanlar düzeyinde yargılama istiyoruz. Varsa biraz insan öldürmenin utancı, istifa istiyoruz. Emeğimiz, bedenimiz bu iktidarın, bu erkek egemen sistemin, bu kapitalizmin istediği gibi kullanacağı, istediği politikaları uygulayabilecekleri bir ‘malzeme’ değil. Bizim hayatlarımız ve hayatlarımıza sahip çıkacağız.”   ‘Birbirimizden güç alıyoruz’   Sermayenin çarkını kırmak istediklerini söyleyen Selin Top, “Güvenceli, eşit işe eşit ücret alabildiğimiz, iş güvenliği önlemlerinin alındığı, tacize, şiddete uğramadığımız işlerde istihdam edilmek istiyoruz. Şu anda kaybettiğimiz kadınların yasını tutuyoruz, gözyaşlarımızı kelimelere zor döküyoruz, bu pervasızlığı hak etmiyoruz. Bu yüzden de öfkemizle birbirimize sarılıp, birbirimizden güç alıyoruz, bu cinayetin hesabını soracağız. Yenilerinin olmaması için kadın mücadelemizle nefesimiz yettiğince sisteminizin karşısında olmaya devam edeceğiz” dedi.   Eylem, sık sık atılan “Kadınlar birlikte güçlü” sloganlarının ardından son buldu.