Harabeden emekle var edilen yaşam alanı 2025-12-09 09:05:07   Devrim Fındık   İSTANBUL - Popüler kültürden uzak tek başına  harabeden yaşam alanına dönüştürdüğü kafeyi anlatan Belkıs Yılmaz, kadın olarak kimseye muhtaç olmadan işini yaptığını söylüyor. Belkıs Yılmaz, kafeye gelen müşterilerin kendilerini evlerinde gibi hissettiklerini sözlerine ekliyor.   Toplumsal ölçekte önemli bir karşılığı olan popüler kültür son yıllarda insanların gittikçe toplumsal bilinçten uzaklaştığını gözler önüne seriyor. İktidarların merkeziyetçi politikalarının bir sonucu olarak Türkiye halklarına sirayet eden popüler kültür, insanların üretim ve tüketim ihtiyaçlarını da kapitalist modernitenin kurumlarına bağımlı hale getiriyor. Emeği görünmez kılan, küçük esnafı kriz sarmalında eriten bu politikalar liberalizmi körüklerken, aynı zamanda insanlar arasındaki dayanışmayı ekonomik, sosyal ve kültürel bağlamda olumsuz etkilediği görülüyor.   Hataylı bir depremzede olan, Pati Butik Kafe’nin sahibi Belkıs Yılmaz, yaklaşık 1 yıldır tek başına işlettiği butik kafeyi ve popüler kültürden uzak işletmeciliği anlattı.     Dışarıdan gelen insanları; ev yemekleri, çay, kahve, eski şarkılar ve sıcak bir sohbet karşılıyor. Kafe, Şişli semtinin Harbiye Mahallesi Papa Roncalli Sokağı’nda bulunuyor.   ‘Harabe bir yerdi’   6 Şubat 2023’te yaşanan Maraş merkezli depremlerden dolayı turizm şirketini satmak zorunda kalan Belkıs Yılmaz, kendi ayakları üzerinde tekrar durabilmek için bir butik kafe açtığını belirtiyor. Belkıs Yılmaz, butik kafe açma fikrinin nasıl geliştiğini ise şöyle anlatıyor: “İşin açıkçası hiçbir amacım yoktu burayı açtığımda hiçbir fikrim de yoktu. Burası daha önce seyahat ofisiydi ama harabe bir yerdi. ‘Olur mu buradan?’ diye kendime sordum, içeriye girince çok tadilat gerektiğini fark ettim. Kendimi yapabileceğime inandırdım. Önce Butik Patisserie idi, pasta ve tatlı yapıyordum. Benim komşularım, Hataylı olduğumu ve yemeklerimin nasıl olduğunu bildiklerinden ‘Belkıs neden yemeği de eklemiyorsun?’ dediler. ‘Olabilir mi ki?’ dedim, bir denedim. Yemek pastaneden daha çok tuttu. O zaman dedim burası butik kafe olsun. İkinci ayda butik kafe yapmaya karar verdim. İzinlerimi de butik kafe olarak aldım. Mahalleliye açılmış özel bir kafe gibi oldu aslında. Yazın çok keyifli zamanlar geçirdik. Burada komşularımız herkes iniyor yaşlısı, genci, çocuğu hepimiz burada oturduk, güzel vakitler geçirdik.”   ‘İnsanlar evlerinde gibi hissediyor’   İnsanların kafeye geldiklerinde, restoranda değil de evlerinde gibi hissettiklerini aktaran Belkıs Yılmaz, kafenin en önemli özelliğinin ruhu olduğunu belirtiyor. Belkıs Yılmaz şöyle devam ediyor: “Buraya girdiğinizde sıcak bir şeyle karşılaşıyorsunuz. Diğer zincir yerlere girdiğinizde amacınız sadece yemek yemek oluyor. Ben her gelen müşteriyi müşteri olarak görmeyip muhabbet edebilen biriyim. İnsanlar burada sanki bir restoranda değil de evinde yemek yiyormuş gibi hissediyor ve bir daha geliyor. Bu sefer muhabbete geliyor, çaya ve kahveye geliyor. Albenisi var ama diğer restoranlarda isme gidersiniz. Benim kafeme gelen insanların çoğu benim kafemin ismini bilmezler, Belkıs olarak bilirler burayı. Belkıs’a geliyorlar yani ‘içerde bir enerji var, sıcaklık var, dostluk var, kardeşlik var’ diyerek geliyorlar ve bu benim çok hoşuma gidiyor.”   Olumlu ve olumsuz eleştiriler   Fast food restoranlarda hijyene dikkat edilmediği için halkın sağlığıyla oynandığını kaydeden Belkıs Yılmaz, kendisine gelen olumlu ve olumsuz eleştirileri ise şöyle sıralıyor: “Genellikle aldığım olumlu eleştirilerin başında temizlik geliyor. Yemek yaparken dikkat ediyorum, onun dışında kullandığım malzemeleri kaliteli seçiyorum. Aynı yemekten ben yiyorum çünkü. Olumsuz sadece tek bir yanıt aldım o da hayvanların buraya girip çıkıyor olmasından kaynaklıydı. Kediler burayı çok seviyor, çünkü ben onları çok seviyorum, ama onların maması var. İnsan gıdası asla tüketmiyorlar, masalara çıkmazlar, yemeklere karışmazlar. Rahatsız oluyorsanız püf bir noktadır, herkes öğrensin; kedilerin yüzüne üflediğinizde olduğu mekânı terk ederler. Artık gelen müşteriler de onlara alıştı. Kedi dostu olmak bana biraz dezavantaj yaşatıyor, onun dışında hiçbir dezavantajım olmadı.”   ‘Bizi görsünler istiyorum’   Kadın olarak erkek gücü gerektiren işlerin dışında kimseye muhtaç olmadığını vurgulayan Belkıs Yılmaz, insanlara şu çağrıda bulunuyor: “Biz küçük esnafız, bizi de görsünler istiyorum. Bir denesinler, ev yemeklerini bir denesinler, Fast Food’dan uzaklaşsınlar. Kim bilir, belki de beğenecekler. Bizim ayrıca @patibutikkafe adlı Instagram hesabımız da var. Herkesin, Instagram hesabımıza destek vermesini de bekliyorum.”