Wan’da cezaevi ihlal raporu açıklandı 2025-12-11 12:57:20       WAN- Wan’da açıklanan cezaevi raporunda, gardiyanların işkence ve hak ihlaline karşı çıkan tutsakların tehdit edildiği ve hasta tutsakların tedavi edilmediği vurgulandı.    İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi Hapishane Komisyonu, Wan Barosu İnsan Hakları Merkezi Hapishane Komisyonu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Wan Şubesi ile Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonunda düzenledikleri basın toplantısıyla Hapishane ve Hak İhlali Raporu’nu açıkladı.  Basın metnini Rubar Vartu ve Halil Kaya okudu.    Açıklamada Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi, Van T Tipi Kapalı Cezaevi, Ahlat T Tipi Kapalı Cezaevi, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi, Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi, Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi, Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi, Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevlerine gerçekleşen ziyaretler sonucunda raporun tamamlandığı belirtildi.    Raporda, ihlaller şöyle sıralandı:   “*Ziyareti gerçekleştirilen bütün hapishanelerde, hastaneye sevk isteyen mahpuslar hastaneye çok geç götürülmekte, bazı hapishanelerde hastaneye sevkler hiç yapılmamakta, bazı hapishanelerde ise hastaneye sevkler geç de olsa yapılmakla birlikte kolluğun ağız içi araması veya doktorun kelepçeli muayene dayatması sebebiyle  insan onuruna aykırı olduğu ve mevzuata aykırı bir şekilde gerçekleştirildiği için bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların hastane sevkleri gerçekleştirilmediği için tedavi olamadığı , mahpusların muayene ve tedavi edilmeden hapishaneye geri götürüldükleri,   *Ziyaret edilen bütün hapishanelerde bulundurulan kitap sayısına 3 ile 10 kitap arası kota uygulandığı, birçok hapishanede Kürtçe kitapların verilmediği ve hatta bazı hapishanelerde Kürtçe kitap ve mektupların 6 yıldır verilmediği, Kürtçe mektuplara da el konulduğu ve gerekçesinin de tercüme edilememe olduğu,   *Yine raporumuzda belirtilen hapishanelerin tamamında yasal olarak günlük yayınlanan ‘Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün’ gibi muhalif gazetelerin verilmediği ve yine ulusal bazda yayın yapan muhalif TV kanallarının ziyaret edilen bu hapishanelerde verilmediği,   *Raporda detayı yazdığı üzere ziyaret edilen hapishanelerin bir çoğunda yemeklerin doyurucu olmadığı ve çok az verildiği ve bazı hapishanelerde yemeklerin yenemeyecek kadar kötü olduğu, yemekler hazırlanırken gerekli hijyen koşullarına uyulmadığı  ve kantin fiyatlarının fahiş olduğu, yemek çeşitliliğinin az olduğu bir çok mahpusun kantinde ki fahiş fiyatlardan ötürü kantin ihtiyaçlarını gideremediği, maddi durumu iyi olmayan mahpusların ihtiyaçlarının diğer mahpuslar tarafından karşılanmasına izin verilmediği,    *Öte yandan ziyaret edilen hapishanelerin birçoğunda Pandemiden ötürü yasaklanan kurs atölye spor vb. etkinlikler pandemi bitmesine karşın halen yasaklı olduğu, Mahpusların hem aktivitelerden hem de birbirilerinden izolasyonu devam ettirildiği, mahpusların ağır bir tecrit altında oldukları ve sosyalleşme imkanlarının tamamen ellerinden alındığı,   *Görüntülü telefon haklarının kendilerine kullandırılmadığını, bunun için uygun alt yapı olmadığı gerekçesi ile taleplerinin reddedildiğini ancak adi suçlardan mahkum olan diğer mahpuslara bu hakkın verildiği,   *Yine ziyareti yapılan birçok hapishanede her ay birkaç kez yapılan rutin oda aramalarının amacı dışına çıktığı ve yasaklı bir şey arama amacından ziyade odaların dağıtıldığı ve bütün eşyaların etrafa saçıldığı, söz konusu koğuş aramalarında mahpuslara askeri nizamın dayatıldığı,    *Hapishanede hükümlü mahpusların Gözetim Kurulu Kararı ile koşullu salıverilmelerinin ertelendiği ve kararda örgütten ayrıldığının tespit edilemediği, dışarıya uygun olmadığı ve suç işlemeye meyli olduğu gibi soyut ve genel geçer ibarelerin yer aldığı ve ‘koşullu salıverilme’ döneminde olan mahpusların Hapishane Gözlem Kurulu’nun gerekçesiz kararları ile tahliyelerinin engellendiği,   *Ziyaret edilen tüm hapishanelerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan mahpusların maddi imkanlarının olmadığı ve temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı,   *Van T Tipi Kapalı Hapishanesinde, Koğuşlarda genel olarak haftada 1 defa arama yapıldığı; bu aramalarda kadın koğuşu olmasına rağmen aramalarda erkek infaz memurlarının bulunduğu, koğuş aramalarının keyfi olduğu ve odalarının dağıtıldığı, arama esnasında yatakların da dağıtıldığı ve ayakta durmakta zorlanan hasta mahpusların arama süresince ayakta beklemek zorunda kaldıkları hapishanede yaklaşık 1 yıldır herhangi bir sportif faaliyetin ve ortak alan faaliyetlerinin yapılmadığı,   *Ahlat T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan M.T. adlı mahpus 22 Temmuz tarihinde koğuşuna kalabalık bir hazır kuvvet eşliğinde yapılan arama sırasında gerekçesiz şekilde kötü muameleye maruz kaldığı, Arama esnasında eşyaların yerlere atıldığı, gerekçe sorulduğunda ise ‘Konuşma! Seni hücreye atarım’ şeklinde tehdit edildiği, M.T.’nin kollarından tutulup zor kullanılarak koğuştan çıkarıldığı, ters kelepçe uygulanmaya çalışıldığı, hastaneye sevk edildiğinde ise kelepçeleri çıkarılmadan muayeneye zorlandığı için muayeneyi reddettiği gözlemlendi.”   Raporda, hasta tutsakların tedavi edilmediği, tutsakların kötü muameleye maruz kaldığı, çıplak aramaya maruz bırakıldığı, Kürtçe mektupların çıkarılmadığı aktarıldı.    Açıklamada, Patnos L Tipi Kapalı cezaevinin eski olması, rutubetli ve nemli olması ve cezaevi şartlarının tutsaklar için yaşamlarını idame ettirecek boyutta olmaması sebebiyle Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nin mutlak suretle kapatılması gerektiği belirtildi.    Açıklamada, talepler şöyle sıralandı:   “*Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.   *Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır. Mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalıdır.   *Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. Bu anlamda sosyal aktivitelerin önemini bir kez daha vurgulamak gerekir.    *Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, mahpuslara kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi-gazete ve TV kanalları mahpuslara derhal verilmelidir.    *Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi, tedaviye ulaşmanın önündeki engeller, ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olup tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır. Adalet Bakanlığı pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, mahpusların sağlığa erişimi sağlanmalı, ceza infazının hapishane koşullarında sürdürülmesi uygun olmayan mahpuslar yönünden alternatif yollar aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.   *Hukuka aykırı olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idarelerinin yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması veya bu uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması çağrımızı yineliyoruz.”    Açıklama, okunan raporun ardından son buldu.