Gülistan Sönük: Wan halkının iradesini yok sayamazsınız 2025-02-21 14:20:25   WAN - Wan Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının protesto edildiği eylemde, 21 Şubat Anadil Günü’ne de dikkat çekilerek, Kürtçe ve diğer dillerin önemi vurgulandı. Eyleme katılan yerine kayyım atanan Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, iktidarın kayyım politikaları ile ömrünü uzatmak istediğini ifade ederek, “Êlih ve Wan halkı, bu irade gaspçılarına, gereken cevabı verecektir” dedi.   Wan Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından kentte protesto eylemleri sürüyor. Bugün de kent genelinde yaşanan kar yağışına rağmen halk, irade gaspına karşı eylemlerini sürdürürken, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın da katılımıyla Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesinde bulunan Cumhuriyet Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya yerine kayyım atanan Wan Belediye Eşbaşkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Kürt dil kurumları ve binlerce kişi katıldı.   “Zimanê me rumeta me ye”, “Zimanê me hebûna me ye” dövizlerinin taşındığı açıklamada, “Bê ziman jiyan nabe”, “Direnen direne kazanacağız”, “Hırsız kayyım Wan’dan defol”, “Neslihan Şedal irademizdir”, “Abdullah Zeydan onurumuzdur”, “jin jiyan azadi” sloganları ve alkışlarla kayyım protesto edildi.   ‘Kürtçe eğitim dili olmalı’   21 Şubat Anadil Bayramı için açıklama metnini okuyan DEM Parti Dil ve Kültür Komisyonu Eş Sözcüsü Heval Dilbihar, Kürtlerin insanlık tarihinde kadim bir ulus olduğunun altını çizdi. Heval Dilbihar, “Kürtçe de insanlık tarihinde en kadim dillerden biridir. Ne yazık ki Kürtçe ve Kürtler herhangi bir statüye sahip değiller. Kürtçe birçok saldırıya uğramakta, öte yandan varlık-yokluk savaşı vermektedir. Hala Meclis’te ve birçok kamu kurumunda kabul edilmemekte. Kürt çocukları kendi dillerinde eğitim alamamakta. Ulus devlet Türkçülük üzerinden kendisini inşa ettiğinden kaynaklı Kürtçeyi yok saymaktadır. Sayın Abdullah Öcalan demokratik, kadın özgürlükçü ve ekolojik paradigmasıyla tüm dillerin, kültürlerin ve kimliklerin özgürlüğünü istemektedir. Sayın Öcalan hala ağır tecrit altında olmasına rağmen tüm eşitlik, demokratik ve özgürlüğü için mücadele ediyor. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecrit aynı zamanda dil ve kültür üzerinde de uygulanmaktadır. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için verilen mücadele aynı zamanda dil içinde verilen mücadeledir” dedi. Heval Dilbirin, devamında Kürtçenin eğitim ve resmi dil olması gerektiğini sözlerine ekledi.   ‘Kürt halkının iradesi yok sayılamaz’   Kürtçeye yönelik saldırılara karşı, kadınların verdiği mücadeleye değinen yerine kayyım atanan Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük devamında, iktidarın kayyım politikasına dair şunları söyledi: “Gün yok ki kayyım ve siyasetçilere yönelik saldırılarla uyanmayalım. İktidar bu saldırılarla ömrünü uzatmak istiyor. Biz diyoruz ki, Kürtleri yok etmeye çalışmakla kendinizi var edemezsiniz. Wan halkının iradesi sandıkta yok sayılamadı, mazbata alımında da yapılamadı. Nasıl ki o gün büyük bir direnişle cevap oldularsa bugün de aynı direniş gerçekliği ile irade gaspına karşı cevap oluyor. Êlih ve Wan halkı irade gaspçılarına, gereken cevabı verecektir. Kayyımlarla tekçi, cinsiyetçi, ırkçı zihniyetlerini kalıcılaştırmak istiyorlar. Ancak tarihten bu yana başaramadılar ve başaramayacaklar.”    Kürtçeyi yaşatma mesajı   Kürt halkının özgürlüğü için her türlü bedeli verdiğini kaydeden Gülistan Sönük, “Kayyım atanan kentlerimizin renkleri değiştirilmeye çalışılıyor. Kültüründen, dilinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Ancak biz buradan bir kez daha diyoruz; Tek bir Kürt kadını kalsa Kürt dili ve kültürü varlığını devam ettirecektir. Ne kayyımlar bunu yok sayabilir ne de bir halkın mücadelesini yok sayabilirsiniz” sözlerini kullandı.    ‘Wan halkının iradesi yok sayılamaz’   DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Kürt halkının aynı zamanda dil mücadelesi de verdiğini vurguladı. Keskin Bayındır, “Kayyım atanan Wan nasıl ki günlerdir kayyımlara karşı iradesine sahip çıkıyorsa, aynı şekilde diline de sahip çıkıyor. Seçimde Wan halkının iradesini nasıl gösterdiğine bakın. Kimse Wan halkının gösterdiği iradeyi yok sayamaz. İrade gaspıyla kazanamazsınız. İktidar bu politikalar ile kazanamadı, bundan sonra da kazanamaz. Üç kezdir iradeyi yok saydılar. Ama gün gelecek tabela partisine dönüşeceksiniz. Kayyımınız hırsızdır, Kürtçenin inkarıdır. Kayyımın ilk yaptığı nedir Kürtçe tabelaları kaldırmasıdır” ifadelerini kullandı.   ‘Barış iradesi kazanacaktır’   “Kayyım dil düşmanıdır” diyen Keskin Bayındır,  şu sözleri kullandı: “Kürtlerin diline düşmansınız. Kürt halkı ve dostları sizin bu zihniyetinizi kabul etmiyor. Bu politikalarınızın bir devamı yok, olamaz. Cumhurbaşkanı geçen gün Ukrayna ve Rusya arasında barışın sağlanması gerektiğini söyledi. Ancak bu ülkede halkla arasında savaş yürütüyorsunuz. Kürt halkı çözüm ve barış istiyor. Siz kayyım politikalarınızla bu talepleri yok sayıyorsunuz. Kürt halkı bu ülkede kendi dili ve kimliğiyle özgürce yaşamak istiyor. Sizin iktidarınız kanuna uygun değil. Kürt halkının iradesine saygı duyun. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan, zor koşullarda büyük bir inisiyatifle barış için yeni bir süreci başlatmak istiyor. Kürtler üzerinde uygulanan kirli zihniyete karşı, çözüm siyaseti yürütüyor. Herkes niyetini açıkladı ve Sayın Öcalan’ın iradesine destek verdiklerini söylediler. İki tablo oluşmuş durumda. Biri çözüm isteyen diğeri ise kirli siyaset politikaları ile halkı sindirmeye çalışıyorlar. Ancak şunu çok iyi bilin, barış iradesi kazanacaktır.”   Açıklama, slogan ve alkışlarla son buldu.