Gerçekliği magazinsel boyut ile karartmak! 2024-09-15 09:06:47       Nişmiye Güler   HABER MERKEZİ- Gerçek gazetecilik başarısı algıyı magazinsel boyut ile karartmak, birilerinin “kirli eli” olmak değildir. Bu yüzden demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir çerçeveden bakan bir Özgür Basın gerçekliğine hiç olmadığı kadar ihtiyaç var.   Narin Güran’ın katledilmesi olayına nereden bakmalıyız? Bilindiği gibi kamuoyu bir aya yakındır Narin Güran’ın “neden, kim ya da kimlerin katlettiğini” çözebilmek için basını yakından takip ediyor. Hal böyle iken hakikat haberciliğini yapmak can alıcı bir konu oluyor. Olayın ilk yaşandığı günlerde ilk haberler ana akım medya tarafından “an be an” verildi. Bu da haliyle kamuoyunu bu yayınları izlemeye mahkum etti. Narin’e ne olduğunu? merak edenler bu yayınları pür dikkat izledi ve süreci onların gözü ile yorumladı.   Bilgiler birilerinin eli ile sızdırıldı   Olayın yaşandığı ilk günden bu yana birçok bilgi bu yayınlar aracılığı ile servis edildi. Bu bilgilerin birilerinin eli ile bile isteye paylaşıldığı ayan beyan ortada iken bunun peşine düşülmesi ve sorgulanması gerekiyordu. Narin’in katledilmesinin üstünü örtmek, devlet erkanı içinde birbirlerine mesaj veren güçlerin olduğunu görmek gerekiyor. Bunu nereden mi anlıyoruz? Salim Güran’ın bir siyasi kanada yakınlığı herkesçe biliniyor. Salim Güran’ı kim veya kimler gözden çıkardı da ilk etapta evinde çok sayıda silah bulunduğunu basına yansıttı ve daha sonra da üstünü örttü? Ülkede bugüne kadar birçok kayıp çocuk ve kadın olayı yaşandı ama ana akım medya bunu temel gündemi yapmadı. Hele ki en deneyimli gazetecilerini bugüne kadar böylesi gündemlerin takibi için Kurdistan’a göndermedi. Ama ne oldu ise Narin’in kaybolduğu kamuoyuna yansır yansımaz bölge ana akım medya gazetecisi ile dolup taştı. Belli ki birileri neler yaşandığını çok iyi biliyor idi ve bunun üzerinden algıyı yönetmeye başladı.   Gerçek gazetecilik başarısı nedir?   Bu konuda başarılı olduklarını söylemek gerekiyor. Kamuoyunu şuan Narin’in neden katledildiğine değil ne gördüğüne odaklayan bir yayıncılık izlendi. Tüm ülke Narin’in ne gördüğüne odaklandırılarak olayın arkasındaki güçler korumaya alındı. Bu da “dostların” hatırına yapıldı. Tüm kamuoyunun gözü önünde AKP’li vekil tarafından yapılan açıklamalar hemen unutulmak için katliamın magazinsel yönü ön plana çıkarıldı ve bu yapılmaya da devam ediliyor. Öyle ki dosyada gizlilik kararı olmasına rağmen henüz ifadeler tamamlanmamışken birçok ana akım gazetecisine sanıkların ifadeleri verildi. Bunlar canlı yayınlarda kendisini “uzman” olarak vasıflandıran kişilerce de saatlerce yorumlandı. Ama kimse bu soruşturma gizli bunlara nasıl ulaşıldı diye sormadı. Aksine gazetecilik başarısı diye lanse edildi ve gazeteciler kutlandı. Sahi gerçek gazetecilik başarısı neydi ve ne olmalıydı?   Algıya karşı hakikat gazeteciliği   Bizler yıllardır Kurdistan’da Özgür Basın gazeteciliği yapmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar bizler hakkında hazırlanan iddianamelere, avukatımızın eline geçmeden ana akım eli ile servis edilen haberlerden öğrendik. Henüz hakimlik sorgusu süren arkadaşlarımızın tutuklanma kararını hakimin ağzından çıkmadan onların servis ettiği haberlerden gördük. Evet bunlar bu ülkede yaşandı. Tabi yabancısı değiliz bu durumların. Birileri algıyı yönetmek istediğinde ilk başvurduğu yer basındır. Maalesef ana akım ve kendisini muhalif basın olarak tanıtan gazetecilere servis edilen bilgilerle bu algı yönetiliyor. İşte Özgür Basın’ın rol ve misyonu tam olarak bu noktada ortaya çıkıyor. Yaratılan algıya karşı hakikati açığa çıkarmak tam olarak Özgür Basın’ın görevi.   Birilerinin kirli eli olmayacağız   Narin olayında da hakikat gizlenmeye çalışılıyor. Ülke gündemi bir noktaya kilitlendiriliyor. Ülkede sanki bu güne kadar hiç çocuk ve kadın katledilmemiş de failleri karanlık eller tarafından ak’lanmamış, adalet önünde gerçekten hesap veriliyormuş, bugüne kadar failler o Adaletin Saray’larında bırakılmıyormuş, ülkedeki bu çürümenin asıl sebebi zihniyeti çürüten iktidar değilmiş, yaşananlar siyasi iktidardan bağımsız düşünülebilirmiş gibi bir algı yaratılıp bütüne parçalı bir bakış empoze ediliyor. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir çerçeveden bakan bir Özgür Basın gerçekliğine hiç olmadığı kadar ihtiyaç var. Bizler bunu dert edinen gazeteciler olarak şunu çok iyi biliyoruz “Hakikatler karanlıkta kalmayacak” sloganı ile çıktığımız bu yolda birilerinin elinin altında olan gazeteciler olmayacak, birilerinin kirli eli olup da başarılı bir gazetecilik yaptığımızı iddia etmeyeceğiz.