Rahatsız ettiği erkek egemen sistemin hedef aldığı kadınlar (6)
- 09:10 6 Mart 2019
- Dosya
Yaşamı güzelleştiren kavga!
Dilan Babat
ANKARA - Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylamez’in daha yaşanılır bir dünya için verdikleri mücadele ataerkil sistem tarafından karanlığa hapsedilmeye çalışılsa da yeni kavgaların filizlenmesine ışık olmaya devam ediyor.
Erkek devletin en katliamcı yüzü kuşkusuz, daha yaşanılır bir dünya için mücadele veren kadın direnişçileri ve aktivistleri bu hayattan koparan suikastları olmuştur. Erkek egemen sistemlerin işbirliğiyle karanlığa mahkum etmek istediği bu suikastların en güncel yüzü ise 9 Ocak 2013 tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’te ortaya çıktı. Yaşamın her anını kavga ile geçiren, Dersim asiliğini kendi kişiliğinde yaşayan, Diyarbakır Cezaevi’nde direnişi ve kararlılığı ile öne çıkan Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, iki arkadaşı Fidan Doğan (Rojbîn) ve Leyla Şaylemez (Ronahî) ile birlikte Paris'te bir suikast sonucu yaşamını yitirdi. Olayın tek zanlısı Ömer Güney tutuklu bulunduğu cezaevinde yaşamını yitirdiği iddia edildi. Şuana kadar katliamla ilgili hiçbir araştırma yapılmazken, Fransa ise olaya dair bir inceleme yürütmüyor.
Yaşamın her alanında kavganın verdiği güzellikle savaşan Sakine Cansız, ardından tarih kokan anılar ve yeniden güç bulacak bir kavganın güzelliğini bıraktı.
Sakince Cansız Kimdir?
Sakine, 1958 yılında Dersimde Alevi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1970’li yıllarda gençlik dönemlerinde kadına biçilen rol ve misyonları ret eden Sakine, kendini yakın hissettiği devrimci faaliyetlerde bulundu. Katıldığı faaliyetlerden kaynaklı Diyarbakır Cezaevi’nde uzun bir süre kalan Sakine, Kenan Evren’in kirli yüzü ile karşı karşıya kaldı. İşkencelerin en kötüsünü yaşayan Sakine ve arkadaşları, bütün kötü muamelelere rağmen boyun eğmedi. 1991 yılında Diyarbakır Cezaevi’nde bulunan Sakine, tahliye olduktan sonra kadını yok sayan iktidara karşı Suriye’ye gitti. Burada PKK Lideri Abdullah Öcalan ile birlikte çalışmaya başlayan Sakine, mücadeleye adanan yaşamı boyunca erkek egemen sisteme karşı hep dik durdu. Mücadelesini sürdürdüğü Avrupa’da, özgürlük mücadelesinde aktif olarak çalışan Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez ile bir araya geldi. Yürüttükleri mücadeleden rahatsız olanlar Kürdistan Enformasyon Bürosu'nda gerçekleştirdikleri suikastla susturmak istedi ancak kavgaları, bugün binlerce, milyonlarca kadına ilham kaynağı oluyor.
Fidan Doğan Kimdir?
17 Ocak 1982 yılında Maraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu. Avrupa’ya göç eden bir ailenin kızı olan Fidan Doğan, Fransa’da büyüdü. 1999 yılında itibaren aktif bir şekilde Avrupa’da kadın çalışmalarının içinde yer aldı. Gençlik ve kadın alanlarında çalışan Fidan Doğan, 2002 yılından bu yana Avrupa’daki diplomasi faaliyetleri içinde bulundu. Kürdistan Ulusal Kongresi üyelerinden olan Fidan Doğan, kuruluşun Paris temsilciliğini de yürütüyordu.
Leyla Şaylemez Kimdir?
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde doğdu. Çocukluğu Mersin’de geçen Leyla ve ailesi 1990’lı yıllarda Almanya’ya göç etti. Eğitimini Halle’de sürdüren Leyla, Kürtlere yönelik inkar politikalarına karşı kadın mücadelesinde yer aldı. 2006 yılından sonra Avrupa’nın bir çok kentinde gençlik faaliyetlerinde bulundu. Uzun yıllar kadın ve gençlik mücadelesinde bulunan Leyla en son Paris’te çalışmalarına devam etti.
Tek sanık üzerinden gidilerek dosya düştü
Fidan Doğan’dan saatlerce haber alınmaması üzerine arkadaşları, gece saat 01.00 sıralarında binaya geldiklerinde kapı önünde kan izleri gördü ve kapıyı kırıp içeri girdiklerinde 3 kadın siyasetçinin cansız bedeni ile karşı karşıya kaldı. Sakine, Fidan ve Leyla’nın katledildiğini duyan Avrupa’daki Kürtler, binanın önüne gelerek öfke ve tepkilerini dile getirdi. 3 kadın siyasetçinin katledilmesine ilişkin ilk açıklama Fransa İçişleri Bakanı’ndan geldi. Fransa İçişleri Bakanı Manuel Valls, katliamın kabul edilemez ve tahammül edilemez olduğunu belirtirken sorumluların bulunması için gerekli bütün çabanın gösterileceğini belirtti. Aradan geçen kısa zaman diliminde ise cinayetin MİT işbirliği ile gerçekleştiği ortaya çıktı.
Suikastın arkasında kimlerin olduğu ya da olabileceğine dair sorular her geçen gün çoğalmaya devam ederken, yapılan tüm araştırmalar MİT’i işaret etti. Paris polisi cinayet zanlısı olarak Ömer Güney’i tespit ederken, başlatılan soruşturma 3 yıl boyunca sürüncemede bırakıldı. Mayıs 2015 tarihinde sonlandırılan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, 9 Temmuz 2015’te mahkemeye sunuldu. Aradan geçen uzun bir aradan sonra katliam dosyasının ilk duruşma günü 5 Aralık olarak belirlendi. Hemen sonrasında ise Haziran’da gerekçe gösterilmeksizin dava ayları sürekli değişime uğramaya başladı. Sürekli değişme uğrayan dava tarihlerinden sonra Ömer Güney’in cezaevinde yaşamını yitirdiği iddia edildi ve Paris katliamının dosyası Ömer Güney’in ölmesinden kaynaklı düşürüldü.
O meşale hiç sönmedi
Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in kavgası kadınlara miras olarak kaldı. Arkalarında bıraktıkları meşale sönmeden büyüyerek çoğalmaya devam ederken, Kürt halkı yeniden piyonların sadece yargılandığını ve vezirlerin korunduğunu bir kez daha gördü. 3 kadın ise, yeni doğan Sakine, Fidan ve Leylalarla yaşamaya devam etti.
BİTTİ