Rojava neden bir kadın devrimidir? - 3
- 09:05 22 Kasım 2019
- Dosya
Nûdem Têkoşer
QAMIŞLO - Jinwar’da yaşayan her kadının ayrı bir öyküsü ve yaşam mücadelesi var. Çekoslovakyalı Berçem Leylan ve Süleymaniyeli Şirin Cemal de yaşamları Jinwar ile değişen kadınlardan ikisi. Jinwar Berçem’e kapitalizmden kurtuluşun anahtarı, Şirin’e ise erkek ve aile şiddetinden kurtulmanın yolu oldu.
Dünyanın değişik yerlerinden kadınlar bir yıl önce Kongreya Star bünyesinde kurulan Jinwar’la hayata yeniden başlıyor. Kimi erkek şiddetinden kaçmış, kimi kapitalizmin tüketiciliği ve kaosundan… Hepsini bir araya getiren ise Jinwar. Her birinin ayrı bir hikayesi olsa da birlikte yeni bir yaşam inşa ediyorlar. Hayatları Jinwar’la değişen kadınlardan Çekoslovakyalı Berçem Leylan ve Süleymaniyeli Şirin Cemal ile konuştuk.
Kapitalizmden kaçıp Jinwar’a geldi
Kuzey ve Doğu Suriye’ye bir yıl önce gelen 35 yaşındaki Berçem, devrimciliğe, askerler tarafından katledilen Alman enternasyonalist devrimci Andrea Wolf’tan etkilenerek başlar ve Katalonya’da Jineoloji komitesiyle ilişkilenir. Avrupa’da Almanya’nın Hamburg kenti başta olmak üzere birçok ülkede yapılan Jineoloji konferanslarına katılır. Kuzey ve Doğu Suriye’de gerçekleşen “Kadın Devrimi” ve Jinwar, ilgisini o kadar çok çeker ki, bir arkadaşı ile birlikte Katalonya’dan bölgeye gelir. Marangoz olan Berçem, Jinwar’ın inşası için hemen işe koyulur. Jinwar’da kerpicin yapımından duvarların örülmesine kadar ve marangozlukla ilgili her işe büyük bir heyecanla katılır. Kürtçe öğrenen ve köydeki kadınlarla Kürtçe diyalog kuran Berçem, Jinwar’da eğitmenlik, tarla işleri, diploması gibi her işin üstesinden başarıyla çıkar. Berçem, kadın devriminin en önemli sembolü olan Jinwar’ı, dünya kadınlarıyla buluşturmayı hedefliyor.
Dünya kadınları için Jinwar’ın önemini anlatan Berçem şöyle diyor: “Jinwar’da kadın sorunu, ekonomik sorun, ataerkil sistem sorunları çözülüyor. Avrupa’da yaşarken, kapitalizmin ne kadar tıkandığını, çözümsüz ve güçsüz olduğunu görüyordum. Jinwar ise alternatif bir yaşamı nasıl inşa edildiğini öğretiyor.”
‘Dayanışma en güçlü maneviyat’
Jinwar’ın hangi ihtiyaç üzerinden kurulduğunu ise Berçem, şöyle ifade ediyor: “Jinwar komünal bir yaşam üzerine inşa edildi. Burası bir kadın köyü. Geçmişte de kadın ve köy ilişkileri çok güçlüydü. Bugün hala kadın ve köy ilişkisi devam ediyor. Kadın köy yaşamına geri dönüşü yaşıyor. Köy yaşamının her şeyi canlandırılıyor. Komünalitesi, paylaşımı, dayanışması, maneviyatı…”
Akademiden, fırına, çocuklar için okullardan, spor sahasına kadar her şeyin düşünülerek yapıldığını belirten Berçem, “Jineolojiye bağlı olarak bir akademimiz var. Çocuklar için okul açıldı. Alışveriş için dükkanımız var. Köyde yaşayan her kadın mutlaka bir iş yapıyor. Emek veriyor” diye belirtiyor.
İnsan ve doğa bir uyum içinde
Köyde bir kadın meclisinin olduğunu dile getiren Berçem, komünal yaşam hakkında meclisin yetki sahibi olduğunu söylüyor. Jinwar’ın ekolojik bir köy olduğuna dikkat çeken Berçem şöyle devam ediyor: “İnsan ve doğa bir uyum içinde. Bahçe ekiliyor. Tarla sürülüyor. Buğday ekiliyor. Buğdaylar sonra komünal bir şekilde dağıtılıyor. Buğdayın ekmeye dönüşümü de komünal bir şekilde gerçekleşiyor. Beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sebze ve meyve ekiliyor. Kışlık hazırlıklar yaşamın bir parçası olarak komünal yapılıyor.”
‘Savaş yaşamı zorlaştırıyor’
Türkiye’nin saldırılarının tüm Kuzey ve Doğu Suriye’ye tehdit ettiği gibi Jinwar’ı da tehdit ettiğini dile getiren Berçem, savaşın herkesi etkilediğini yaşamı zorlaştırdığını kaydediyor. Savaştan önce Jinwar’daki hastane bünyesinde doğal tıp çalışmalarının başladığını söyleyen Berçem, başka köylerdeki kadınlarla bir araya gelip doğal tıp üzerinde araştırmalar yapacaklarını ifade ediyor. Savaşın erkek aklıyla yapıldığını ve bu nedenle de kadın ve çocukların savaştan büyük zarar gördüğünün altını çizen Berçem, “Erkek aklıyla yürütülen savaşa karşı Jinwar’da alternatif bir yaşam ördük. Bu yaşam kadın aklıyla yapılıyor” diye ekliyor.
‘Rojava krizden çıkışın yol haritası’
Jinwar’ın sadece Kürt kadınları için bir yaşam alanı oluşturmadığını, aynı zamanda Ortadoğu’nun, Avrupa’nın ve dünyanın çeşitli yerlerinden kadınlara da ev sahipliği yaptığının altını çizen Berçem, şunları dile getiriyor: “Rojava Devrimi bütün dünyaya bir modeldir. Demokratik Konfederalizm sadece Kürtler için değil sistemsel krizden kurtuluş için halkların alternatif bir sistemi. Demokratik Konfederalizm kadına en yakın sistemdir. O yüzden en çok kadınlar bu sistemi sahiplenmeli. Dünyanın her yerinden kadınlar sokağa çıkıp eyleme geçtiyse alternatif sistemi ve kadının komünal sistemini önemsedikleri içindir.”
Çocuklar yaşamın rengi
Jinwar’ın sadece kadınların değil çocukların da özgürce yaşayabildiği, çocukluğunu yaşayabildiği, çocuk haklarına sahip olduğu bir yer olduğunu belirten Berçem, erkek zihniyetinin baskısı altında kalan çocukların eğitilerek, iradeli çocuklar haline getirdiklerini söylüyor. Berçem, çocukların komünal yaşamın en önemli bir parçası olduğunu ifade ediyor.
Köyün inşasında yer aldı
Berçem, Jinwar’da yaptığı çalışmaları ise şöyle anlatıyor: “Köyün kuruluş sürecinden itibaren içindeyim. Her türlü çalışmayı yürütüyorum. İngilizce dil dersi, bilgisayar dersi veriyorum. Dünyanın Jinwar’ı tanıması için diplomasi çalışmaları da yürütüyorum. Sabah saat 05.00’te uyanıyorum. Önce spor yapıyorum. Sonra çocuklara spor yaptırıyorum.” Avrupa’da bireyciliğin hakim olduğunu, toplumsal yaşamın tüketildiğini de ifade eden Berçem, son olarak da “Bu topraklarda kadın sayesinde toplumsal yaşam hiç kaybolmadı. Kadın ve erkek işi olarak bir birinden ayrıştırılan işlerin burada ayrım yapmadan kadınlar yapıyor” diyor.
25 yıl erkek şiddetine maruz kaldı
Jinwar’da yaşayan her kadının bir hikayesi var. Onlardan biri de Şirin Celal. 40 yaşındaki Şirin, 9 ay önce Federe Kürdistan’ın Süleymaniye kentinden Jinwar’a gelir. 40 yıllık ömrünün çoğunu erkek şiddeti ile geçiren Şirin, çocuk yaşta zorla evlendirilir. 25 yıl evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz kalan Şirin, ailesine söylemesine rağmen, ailesi şiddete sessiz kalır. Şirin boşanmak istediğinde ise abisi başına silahı dayayarak onu ölümle tehdit eder.
İzlediği haber hayatını değiştirdi
Bir gün televizyondan izlediği bir haberde kadın köyü Jinwar’ın açıldığını öğrenen Şirin’in hayatı bu haberle değişir. Yaşadığı şiddet ve çaresizlikten en yakın arkadaşının yardım etmesiyle Jinwar’a gider, erkek ve aile şiddetinden köklü bir kurtuluş yaşar. Şirin, Jinwar’a gelmeden önce içinde bulunduğu yaşamı şöyle anlatıyor: “Her gün şiddet yaşıyordum. Şiddetsiz bir günüm yoktu. Bedenimde işkence izleri hiç geçmezdi. Bir yara kapanmadan başka bir yara açılırdı. Hiçbir zaman söz hakkım olmadı. Sesimi çıkardığımda eşim daha çok işkence ediyordu.”
‘Hayal bile edemezdim’
Jinwar’ın kadın ve çocuklara tahmin edilemeyecek güzel bir hayat sunduğunu belirten Şirîn, “Kadınlar, çocuklar Jinwar’da bir arada yaşıyor. Burada çok güzel bir yaşam var. Ziraat işleri yapıyoruz. Mutfağımız var. Orada da çalışıyoruz. Hayal bile edemeyeceğim kadar güzel bir yer” diyor.
Evi ve bahçesine kendisi bakıyor
Jinwar’da bir evinin olduğunu söyleyen Şirîn, “Evimi çok seviyorum. Çünkü kendimi içinde çok özgür hissediyorum. Evin her şeyi hakkında ben karar veriyorum. Kimseye hesap vermiyorum. Köyde yaşayan kadın arkadaşlarla ilişkilerimiz de çok iyi. Komşuluk ilişkileri, maneviyatı bana çok moral veriyor. Kendimi burada hiç yalnız hissetmiyorum” diye belirtiyor. Bir bahçesinin olduğunu belirten Şirîn, bahçesinde biber, patlıcan, domates ektiğini kaydediyor.
‘Kadınlar alternatifsiz değil’
Ailesinin ve evli olduğu erkeğin ölüm tehditlerinden dolayı ilk geldiği dönem korktuğunu ancak o korkuyu aştığını dile getiren Şirîn, erkeklerin şiddetine maruz kalan kadınların çaresiz olmadığını, Jinwar’a gelip yaşamaları çağrısı yapıyor.
Şirîn, röportajımızdan sonra evini ve bahçesini göstererek, yaşadığı mutluluğu paylaşıyor.
Yarın: Zenobia’nın coğrafyasında mirası eşbaşkanlıkla yeniden diriltiliyor