Ağrı’da kadınlar neler yaşıyor? (3)
- 09:01 3 Temmuz 2020
- Dosya
‘Cinsiyet eşitsizliği her alana sirayet etti’
Hikmet Tunç
AĞRI - Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin her alana sirayet ettiğini söyleyen avukat Sümeyye Göksu, kadına yönelik şiddet dosyalarında meslektaşları tarafından yeterince çabanın sarf edilmediğini kaydetti. Diyadin Kadın Politikaları Müdürü Benazir Aydemir de erkek şiddetine karşı kadın dayanışmasının önemine işaret etti.
Ağrı’da artan şüpheli kadın ölümlerinin sebepleri araştırılmadan dosyalar kapatılıyor. Ağır iş gücü, toplumsal baskılar, kadına biçilen roller, özel savaş politikaları ve yargı mekanizmalarının çalışmaması ise kadın katliamlarına adeta davetiye çıkarıyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin kendisini her alanda gösterdiği bölgede, kadınlar küçük yaştan itibaren ailenin ve çevrenin dayatmaları sonucu biçilen rollere bürünebiliyor. Son dönemlerde artan şüpheli kadın ölümleri ile kadınların karşılaştığı sorunları avukat Sümeyye Göksu ve Diyadin Belediyesi Kadın Politikaları Müdürü Benazir Aydemir ile konuştuk.
‘Kadın sorunu sorunların başında geliyor’
Sümeyye Göksu, avukatlığın da cinsiyet eşitsizliğinin hissedildiği mesleklerden biri olduğuna dikkat çekerek, hem kendi yaşadıkları sorunları hem de kentteki kadın sorunlarını anlattı. Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM) il sorumlusu olan Sümeyye, Ağrı ve ilçelerinin en önemli sorunlarından birinin de kadın ve çocuğa yönelik şiddet olduğunu dile getirdi. Kadın sorunlarıyla ilgili birçok çalışmada yer alan Sümeyye, “İlimizde çok fazla kadın intiharı ve kadın katliamı yaşanıyor. Maalesef bunlar ne adliyeye ne de medyaya çok fazla yansımıyor” diyor.
‘Şiddete karşı yeteri kadar çaba sarf edilmiyor’
Şiddetin en büyük nedenlerinden birinin de kadının özne olarak görülmemesi olduğunu vurgulayan Sümeyye, “Kadınlara sadece çocuk doğuran olarak bakılıyor. Şiddet yoksullarda da ekonomik olarak daha iyi durumda olanlarda da değişmiyor. Bir kadın olarak ekonomik yeterliliğim olmasına rağmen problem yaşayabiliyorum” ifadelerini kullanıyor.
Kadın olduğu için birçok davayı alamadığını, genç bir kadına dava götürülmeyeceği gibi genel bir kanı olduğunu söyleyen Sümeyye, “Erkek meslektaşlarımızın her zaman bir adım önde olduğu bir sektördeyiz ama bizlerin girişimleriyle bunun kırıldığını görüyorum. Ancak ne kadın meslektaşlarımız ne de erkek meslektaşlarımızın kadına yönelik şiddete karşı yeterince bir çaba sarf etmediği kanısındayım” şeklinde konuşuyor.
‘Evlenip, çocuk doğurmalı anlayışı hakim’
Kadınların akşam saatlerinde eve giderken dahi sorun yaşadıklarını, gece evden bir erkekle dışarı çıkabildiklerini söyleyen Sümeyye, “Kendinizi her zaman korumak zorundasınız. Toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle evlenmek durumundasınız ve çocuk doğurmak zorundasınız ki bir mertebeye varabilesiniz. Anne olduğunuz zaman da sırtınızda fazladan yük taşımak zorundasınız. Asla baba ile paylaşılmayacak çok büyük sorumluluklarınız var. Erkek çocuklarınızla, kız çocuklarınızı ayırmak durumundasınız. Cinsiyetçiliği çocuklarınızın beynine kodlamak durumundasınız. Kadın problemleri anlamaz, çünkü onun aklı kıttır. Toplumumuzda maalesef bu bakış açısı çok fazla. Bunlar hem Ağrı’nın hem de ülkenin çok ciddi problemleridir” diye ekliyor.
‘Cesur olup kadın sorunlarına eğilin’
Toplumdaki cinsiyet eşitsizliğini biraz kırabildiklerini ama daha fazla kırılması için kadınların cesur olması gerektiğini kaydeden Sümeyye, “Ağrı’da kadınların, sivil toplum kuruluşlarının, kentin ileri gelenlerinin şiddete ve cinsiyetçiliğe karşı mücadele etmesi gerekiyor” çağrısı yapıyor.
‘Ceylan’ın ölümü şüpheli’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki Diyadin Belediyesi Aile ve Kadın Politikaları Müdürü Benazir Aydemir de bölgenin sosyolojik yapısını değerlendirdi. İlçede şüpheli kadın ölümleri ve erkek şiddetinin arttığını söyleyen Benazir, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda kadınlara ulaşmaya çalıştıklarını belirtiyor. Yaşamını yitiren kadınların aileleri ile yaptıkları görüşmeleri aktaran Benazir, “Ceylan Diyadin’e bağlı bir köyde, Hamur ilçesinde görücü usulü bir erkekle evlendiriliyor. Evli kaldığı 7 yıl içerisinde sistematik olarak eşi ve eşinin ailesinden şiddet gören Ceylan, birçok defa jandarmaya başvuruyor, ailesine sığınıyor. Ama jandarma 6284 yasasını uygulamak yerine onu şiddet gördüğü adrese geri gönderiyor. 5’inci gün intihar ettiği belirtilen Ceylan’ın sırtında yerde sürüklendiğine dair izlerin bulunduğuna, yine omuzlarında morluklar olduğuna ve boynunda üç ip izi olduğu belirtiliyor. Öte yandan 3 çocuk annesi ve en küçük çocuğu daha 3 aylık olan bir anne bebeğinden neden ayrılmak istesin?” diyerek Ceylan’ın ölümüne dair şüphelere dikkat çekiyor.
‘Tedaviyi gören kadın ama hastaneye giden erkek!’
Bölgede kadınlara dönük yaklaşımlara da işaret eden Benazir devamında şu örnekleri veriyor: “Burada bir kadın sağlık sorunu için hastaneye gitmek istediğinde tedavi edilen kadın olsa da erkek ‘sen gelme masraf olur, ben senin tedavi sonucunda raporlarını alırım’ gibi girişimlerde bulunabiliyor. Doğum uzmanları Ağrı kent merkezinde bulunan hastanelerde oldukları için kadınlar buraya sıklıkla gidiyorlar. Bizlere en azından erkeğin öne sürdüğü ekonomik nedene karşı her hafta Çarşamba günlerinde otobüsleri yalnızca kadın hizmetine açarak daha rahat gidip gelmelerini sağladık.”
‘Salgın sürecinde yoğun başvurular yaşandı’
Benazir, “evde kal’ önleminin özellikle kırsal kesimlerde etkisinin olmadığını ve ekonomik nedenlerden kaynaklı şehir dışında çalışan erkeklerin de evlere dönmesiyle birlikte kadınların iş yükünün arttığını vurguluyor. Pandemi sürecinde koşullarını zorladıklarını belirten Benazir, “Özellikle salgın sürecinde belediyeye kadın başvuruları çok fazla oldu. Ekonomik sorunlar başta olmak üzere kadınlar yoğun bir şekilde belediyeye gelerek başvuruda bulundu. Bizlerde elimizden geldikçe, imkanlar el verdikçe kadınların başvurularına karşılık elleri boş göndermemeye çalıştık. İlçede kadına yönelik şiddet alanında başvuru alamıyoruz. Genelde şiddet başvurusu için Emniyet ve Jandarma’ya gidiliyor” şeklinde konuşuyor.
Önceki yıllarda yaşanan kadın katliamı ve şüpheli kadın ölümlerini de hatırlatan Benazir, erkek şiddeti önüne ancak kadın dayanışma ağları ile karşı durulabileceğini ifade ediyor. Benazir, tüm kadın ve kadın kurumlarına çağrıda bulunarak, “Bize destek çıkılmasını bekliyoruz. Dayanışmayı büyütürsek şiddetin önüne geçebiliriz” diyor.
Yarın:Kadınların “liman" olarak gördüğü eşbaşkanlar artan şiddete karşı çözüm önerilerini anlatıyor.