Dersim’in ‘kayıp kızı’ Gülistan Doku (3)
- 09:05 10 Haziran 2020
- Dünya
Aile avukatı: Gülistan Doku kaybettirildi
Aysel Işık
DİYARBAKIR - Gülistan Doku’nun kaybettirildiğini söyleyen aile avukatı Ali Çimen, yaratılmaya çalışılan intihar algısının maksatlı olduğunu dile getirdi. Ali, “Gülistan’ın intihar etmiş olduğuna dair ortaya atılan bütün delillerin aslında Gülistan ile ilgili olmadığı ortaya çıkıyor” dedi.
Dersim'de Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümü öğrencisi olan Gülistan Doku (21), 5 Ocak tarihinde kaybolurken, en son Dinar Köprüsü üzerinde görülmüş olması tüm dikkatleri "suya atlamış olma" ihtimaline çekti. Dersim Valiliği ve emniyeti de tüm toplumun algısını "intihara" çekerek, Gülistan'ı yalnızca suda aradı. Kaybolmasının üzerinden beş ay geçmesine rağmen Gülistan'a dair tek bir ize rastlanılmadı. Sualtı Arama Kurtarma (SAK) ekiplerinin, arama çalışmaları sonucunda suda olma ihtimalinin yüzde bir dahi olmadığını söylemesine rağmen valilik ve emniyetin suda arama ısrarı soru işaretlerine neden oluyor.
Öte yandan olayın ilk şüphelisi Zaynal Abakarov’un yurt dışına çıkması ve hakkında işlem yapılmaması da büyük tepki çekiyor. Aradan beş ay geçmesine rağmen Gülistan Doku’nun bulunulmamasına ilişkin hukuki boyutunu aile avukatı Ali Çimen’le konuşurken, aynı zamanda Dersim’de kardeşini arayan Aygül Doku’ya da Zaynal’ın babası Engin Yüce’nin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayı sorduk.
Gülistan’ın kaybolmadan önceki güne dair bilgileri aktaran Ali, şu ifadeleri kullandı:
“Gülistan Doku’ya 4 Ocak günü saat 20.00 sıralarında Engin Yücel’in adına kayıtlı ama Zaynal Abakarov’un kullanımında olan telefondan mesaj gelmesi üzerine 16.21 ve 16.23 saatleri arasında çalıştığı Hanımeli Pastanesi’nden izin alarak Zaynal Abakarov’un evine gidiyor. Orada bir saat kaldıktan sonra dışarı çıkıyor. Onunla ilgili görüntüler de var. Sonrasında bir vatandaş 155 i arayarak ,’burada bir genç kız var onu zorla araca bindiriyorlar’ ihbarında bulunuyor. Bunun üzerine polis olay yerine gidiyor. O ihbarda bahsi geçen Gülistan ve yanındaki kişi de şüpheli Zaynal idi. Burada haliyle polis hemen kimlik soruyor ya, kimlik sorunca Gülistan’ın kimliği var Zaynal’ın kimliği yok. Biz bunu nerden biliyoruz. Aslında biz bunu ne şüphelinin ifadesinden ne de şüphelinin babasının ifadesinden biliyoruz. Gülistan oradan çıkıp öğretmeni olan Hatice isimli öğretim görevlisinin evine gidiyor orada anlatıyor ve öğretim görevlisi kendisi bizzat giderek kolluğa durumu anlatıyor.
‘Görüntüler dosyada mevcut’
Bir gün önceden bir şiddet olayı var, zorla araca bindirme olayı var. Diğer gün Gülistan sabah kalkıp kahvaltısını yapıyor öğretmeninin evinden çıkıyor. Saat 11.00 sıralarında yine çocuğun bulunduğu kafeye gidiyor. O ana ait görüntüler var dosyanın içerisinde. Görüntülerde Zaynal sert bir üslupla Gülistan’a davranıyor aynı zamanda kafede çalışan arkadaşlarından biri de söylüyor. Görüntülere dikkat edilecek olursa zaten kızın üstüne yürür gibi oluyor bağırıyor muhtemelen. Daha sonra Gülistan karşıya geçiyor. Gülistan’ın gitmediğini görünce bu sefer tekrar arıyor. Onun da görüntüleri var. Gülistan 8 dakika kadar orada kalıyor, daha sonra araca biniyor üniversiteye gidiyor.”
‘İfadeler çelişkili’
Telefon sinyalinin saat 12.26’da kesildiğini fakat saat 16.40’da Gülistan’ı görenler olduğunu vurgulayan Ali, üniversitede çalışan iki işçinin polise gidip Gülistan’ı gördüklerini ve eşkâlini de verdiklerini ifade etti. Ali devamında şöyle konuştu: “Köprüden kent girişine doğru hareket ettiğini söylüyorlar. Zaten saat 16.06’da Engin Yücel’in adına kayıtlı 4 saniyelik bir telefon görüşmesi de var. Bir görüşme var ama bizzat mı yapılmış yoksa telesekreter mesajı mı tam olarak belli değil. Ama bir temas var. Dolaysıyla Gülistan’ın saat 12.26’da intihar ettiği tezi çöküyor. Bu veriler dosyada ortaya çıkınca daha önce 12.00 ile 13.30 saatleri arasındaki Gülistan’a ait PTS kayıtları vardı. Bu veriler ortaya çıktıktan sonra saat 19.00’a kadar olan kısmı talep edildiği bizlere bildirildi. Buna dair yazılı bir belge elimizde yok.
‘Buradaki çelişkiyi dile getirdik’
Biz Ocak ayının 4’ünde olaya müdahale eden akrep tipi zırhlı araca ait ses ve görüntü kayıtları talebinde bulunduk. Çünkü orda da dört tane polis memurunun ifadesi alınmış ama ifadelerde tutarsızlıklar var. İkisi Gülistan’ın araca bindiğini gördüklerini beyan ederken diğer ikisi aracın önünden yürüyerek gittiğini aracın Gülistan’ı takip etiğini beyan etmiştir. Biz buradaki çelişkiyi dile getirdik. Bir de şüphelinin babası olay yerine gelmiş ancak kimse bunu ifadesinde dile getirmemiş. Daha sonra baba orda olma sebebinin ‘aracının çamura saplandığı ve kendisinin aracı çamurdan çıkarmak’ olduğu şeklinde beyanda bulunmuş.”
Ailenin Zaynal’dan şüphelenme nedeni
Öğretim görevlisinin anlatımına göre şüphelinin kimliği olmadığı için polislerin araması üzerine babasının olay yerine geldiğini kaydeden Ali, “Doğal olarak biz de polis memuru olan babanın soruşturmaya yardımcı olabilecek böyle bir bilgiyi neden sakladığını sorgulamak durumundayız. Hatice öğretmenin ifadeleri ortaya çıkmadan neden polis baba olan dosyaya katkı sağlayacağını düşünmez. Kimse böyle bir beyanda bulunmuyor ta ki 155 ihbarı ve Hatice öğretmen ortaya çıkıncaya kadar. Yani ailenin Zaynal isimli şahıstan şüphelenmelerinin temel nedeni de budur. Bir gün öncesinden şüpheli tarafından şiddete maruz kalmış bir insan bir gün sonra kayboluyor. Doğalında ilk başta bu kişinin araştırılması gerekiyor” diye belirtti.
‘Görüntülerin netleştirilmesini bekliyoruz’
Dosyanın şu anki aşaması hakkında da bilgi veren Ali şunları dile getirdi: “Dinar Köprüsü üzerinde bulunan kameranın çözümleri bekleniyor. Daha önce Jandarma tarafından yapılan çözümlemeler sağlıklı bulunmadığından görüntüler başka özel bir şirket tarafından incelenmeye alınmış. Eğer oradan da sağlıklı bir sonuç elde edilmezse TÜBİTAK’a gönderilecek. O görüntüler zaten bilimsel bir veridir, netleşirse birçok şey ortaya çıkacaktır.”
‘Gülistanın kaybolduğu saatlerde neden bu şahıs da kayıp?’
Zaynal Abakarov adlı kişinin uyruğuna dair şüphelerin olduğuna dikkat çeken Ali, “Annesinin uyruğu Afgan İslam cumhuriyeti, Zaynal, bir belgeye göre evli bir belgeye göre bekar. Bunlar resmi belgeler ve birbiriyle çelişkili. Şüphelilerin telefon kayıtlarını talep ettik. Hesap hareketlerini istedik. Gülistan kaybolduktan bir gün sonra şüpheli işe gitmiyor işi bırakıyor. Ortadan kayboluyor. Hayatında büyük değişiklikler yapıyor. Yine Gülistan’dan haber alamayan arkadaşları tüm yurtta onu arıyorlar. Hiçbir yerde bulamayınca Zaynal’ı arıyorlar ancak saat 19.00’a kadar kimseye cevap vermiyor. Daha sonra Gülistan’ın Gülşen isimli arkadaşı WhatsApp üzerinden Zaynal’a ulaşarak Gülistan’ın nerede olduğunu soruyor. Bunun üzerine şüpheli ’o kendine bunu getirdi ‘’diye bir mesaj atıyor. Bu ne anlama geliyor? Gülistan’ın kaybolduğu saatlerde neden bu şahıs da kayıp?” diye sordu.
‘Bu bir kaybedilme olayıdır’
Arama çalışması yapan ekiplerin de umutsuz olduğunu ifade eden Ali, ailenin talebi üzerine çalışmaların sürdüğünü söyledi. Ali, “Aramalara katılanlar dahi bulunabileceğine inanmıyorlar. Ya da orada olduğuna inanmıyorlar. Çünkü Gülistan’dan sonra üç ayrı olay daha oldu ve bulundular. Ama Gülistan’a ulaşılamıyor. Gülistan kayboluyor. 22 yaşında bir üniversite öğrencisi nasıl kaybolur? Bu daha çok kaybedilme gibi. Gülistan intihar etmiş olsa bile bir gün öncesinde yaşadıklarından dolayı intihar etmiştir. O nedenle bu olay her şeklide de kaybedilmedir. Bir kaybolma vakası değildir” sözlerine yer verdi.
‘Şüpheli tutuklanmalıydı’
Tek şüpheli sıfatıyla duran Zaynal Abakarov’un tutuklanmamasına ilişkin ise Ali şu ifadeleri kullandı: “İfadeler ve görgü tanıkları ortaya çıktıktan sonra olay bir cinayet davası olduğu için delillerin karartılma ihtimaline karşı şüphelinin tutuklanması gerekiyordu. İlk aşamada yapılması gereken oydu ancak şahsın telefonuna dahi el konulmamıştı. Daha sonradan gerçekleşti.”
‘Bunlar normal bir ailenin davranışları değil’
Zaynal Abakarov’un ailesi hakkında da bilgi veren Ali, “22 yaşında genç kızlarını kaybeden bir aile var. Aygül kız kardeşini arayan bir abla. Yani onlarla empati kurulması gerekirken acılarını anlamaları gerekirken dikkat edin ifadelerine bakarsanız herhangi bir duygu belirtmiyorlar. Gülistan’dan bahsederken ‘o kız’ diye belirtiyorlar, ismini dahi söylemek istemiyorlar. Bunlar normal sıradan bir ailenin davranışları değil” dedi.
‘Bir gece önce aydınlatılmalı’
Şüphelinin babası Engin Yücel’in bir gün önce evli olduğu kadına şiddet uyguladığını söyleyen Ali ‘’Gülistan’ı eşini arayıp özür dilediğini söylüyor, niye özür diledi? Çünkü şiddet uyguladı. İşte bir gece önce yaşanan olaylar aydınlanmadan bu aile aklanamaz. Kaybolan bir insan ve onu arayan bir ailesi var böyle bir durumda normal bir aile en azından şüpheleri kendilerinden uzaklaştırmak için bütün süreçlere dahil olur. Kayıp ailesi ile dayanışma içinde olur. Bunun yerine kendilerini devletle özdeşleştirerek ailenin devleti suçladığını eğer polis değil de esnaf olsaydı ailenin kendilerini suçlamayacakları gibi beyanlarda bulunuyorlar” diye aktardı.
‘İntihar algısı yaratılmaya çalışılıyor’
Bazı yayın organlarının Gülistan Doku’nun kaybolmasından sonra intihar algısı yarattığını ifade eden Ali konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Özellikle bir intihar algısı yaratmaya çalıştılar. Bunu da Gülistan’ın yurt odasında arkadaşlarına yazdığı ’arkadaşlar odamı temiz tutun ‘notuna dayandırdılar. Yani arkadaşlarına şaka amaçlı yazmış olduğu bir not üzerinden böyle bir intihar algısı yaratılmaya çalışıldı. Yine Dilek ismindeki bir arkadaşına dayandırılan ‘ben kendimi Munzur’a atmaya gidiyorum’ diye bir beyanı işlendi basında. Dilek bu beyanın kendisine ait olmadığını Gülistan’ın kendisine böyle bir şey söylemediğini bunun ifadesine nasıl girdiğini bilmediğini söylemesine rağmen ve sosyal medyada bunu yazan şahıs tekzip ettiği halde bir kısım basın bu algı yaratma haberlerine devam etti. Dilek savcılıkta da bu beyanın kendisine ait olmadığını ifade etti ve bizde de Dilek’in beyanı var. Yaratılmaya çalışılan intihar algısının maksatlı olduğunu düşünüyoruz ve doğru bulmuyoruz. Bu durum ailenin acısını daha da büyütüyor. Gülistan’ın intihar etmiş olduğuna dair ortaya atılan bütün delillerin aslında Gülistan ile ilgili olmadığı ortaya çıkıyor.”
‘Mektup eski’
Gülistan’ın ablası Aygül Doku, intihar mektubunun asılsız olduğunu ve o gece yurda dahi gitmediğini söyledi. Aygül, “Gülistan dağınıktı bende sürekli bundan şikayetçiydim. Arkadaşlarına çok önce bu notu yazıyor. Diyor ki ‘ben öldüğümde odamı toplayın dağınık olmasın’ diye yazıyor. Emniyet gelip yazıyı aldığında arkadaşları söylüyor zaten” dedi.
‘Bana neden dava açılıyor?’
Zaynal’ın babası Engin Yücel’in açıklamalarına da değinen Aygül, “ Madem öyle acısı olan bizlerin yanına gelerek destek olabilirdi. Aksine Gülistan’a öfke duyacak şekilde ‘o kız’ diye hitap ediyor. Aile hakkında zaten bir araştırma yapılıyor. Benim baş şüpheli demem neden bunun zoruna gidiyor? Süreç tamamlandıktan sonra bana da dava açacağını söylüyor. Bana dava neden açıyor? Kız kardeşimi aradığım için mi? Dava açsın, bu süreç netleşsin bizler de dava açacağız. Eğer kardeşim öldürülmüşse veya bu suda çıkarsa ben yine de şikayetçi olacağım. Zaten ekiplerin de ortak kanaati kardeşimin bu suda olmayışından yana” diye kaydetti.
‘Belirsizliğe izin vermeyeceğiz’
En son kardeşiyle konuştuğunda finale hazırlanmaya başladığını söylediğini hatırlatan Aygül son olarak şu sözlere yer verdi: “On beş tatilde bir kurumla anlaşıyor ve çalışma planı yapıyor. Bu kadar plan yapan biri neden intihar etsin? Ya da bunlar neden kardeşime şiddet uygulamış? Tüm bu soruların cevabını merak ediyorum. Gülistan’ı bulana kadar her türlü şeyi yapacağım. Engin adlı şahıs Gülistan’ı aramamızdan rahatsız. Gülistan’ın davası nereye giderse gitsin bu belirsizlik içinde olmasına izin vermeyeceğiz. Gülistan’ın arkasında dünya kadınları var.”