EŞİK Mêrdîn’de: Tüm gaspçılar gibi kaybedecek 2024-12-02 12:54:13   MÊRDÎN - Kayyım atamasına karşı Mêrdîn’de yürüyüş gerçekleştiren EŞİK Platformu, eşitlikçi belediyelerin “reisli aile” modeline engel olduğunu kaydetti. Açıklamada konuşan DEM Parti Milletvekili Saliha Aydeniz ise Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılara, “Biz kadınlar, yan yana gelerek demokrasiyi, eşitliği ve Rojava devrimini her yerde büyüteceğiz” sözleriyle tepki gösterdi.    Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Mêrdîn Belediyesi’ne yönelik kayyım atamalarına ilişkin Shell’den belediye önüne yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte, “Hayatlarımıza, haklarımıza, hayallerimize kayyım atayamazsınız” pankartı açılırken sık sık, “Jin jiyan azadî” sloganı atıldı. Yürüyüşe yerine kayyım atanan Mêrdîn Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, milletvekili Saliha Aydeniz, Tevgêra Jinen Azad (TJA), siyasetçi Çağlar Demirel, Barış Anneleri ve çok sayıda kadın katıldı.    Belediye önüne gelen kadınlar burada basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, sandık demokrasisinin rafa kaldırıldığı belirtilerek, 2016 yılından bu yana yaşatılan gasp düzenin yerel kaynaklardan, vergilerden,  derelere, mahallere de uzandığı kaydedilirken, bu gaspın en fazla kadınların bedenlerine, hayatlarına el koyma peşinde olduğu kaydedildi.    Devrim Demir: Mücadelemiz sürecek    İlk olarak burada konuşan yerine kayyım atanan Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, kadınların dayanışmasının büyük bir güç olduğunu dile getirdi. Devrim Demir, “Kimliğimize dönük mücadelemiz sürecek. Kayyımların bir ayı dolmadan kadınlara dönük tahribatı başladı. Kadınlar için projelerimizi ve 25 Kasım’a dönük projelerimizin hepsini durdurdu. Her gün kadınlar katlediliyor, kadınların katledilmemesi için projelerimizi durduranların zihniyetini biliyoruz. Kadınların toplumda, belediyede yüksek sesle konuşmasını istemeyenlerin zihniyetinin nereden geldiğini biliyoruz. Yüzyıllardır, bu zihniyete karşı verdiğimiz mücadele sürecek. Nasıl ki yıllardır boyun eğmedik, eğmeyeceğiz” dedi.     ‘Belediyeler reisli aile modeline engel oluyor’   Belediyelere el konulmasının erkek devlet iktidarının kendi tek tipçi ve kadın erkek eşitliği karşıtı zihniyetine uygun bir toplum yaratma arzusunun ayrılmaz bir parçası olduğu ifade edilen açıklamada, “Eşitlik politikalarını hayata geçirmek yönünde ciddi adımlar atmış olan belediyeler, kadınları hapsetmek istedikleri ‘reisli toplum – reisli aile’ modelini hayata geçirmelerine engel oluşturuyor. Geçmiş yıllardaki kayyımlar, kadınların yararına ne yapılıyorsa ilk iş bunları durdurmuş, danışma merkezlerini kapatmış, eşitlik ve kadın birimlerinin çalışanlarını işten çıkarmış ya da sürgün etmişlerdi. Kadınların gizli tutulması gereken ve ancak kadın sosyal çalışmacı veya psikoloğa zorlukla anlatabildiği en mahrem konuşmalar ortalığa dökülmüştü. Büyük hassasiyetle korunması gereken başvuran bilgileri, şikayetçi oldukları erkeklere verilmişti. Hem şiddet artmış, hem de kadına karşı şiddetle mücadelenin bütün olanakları yok edilmişti” denildi.    Kadın odaklı belediyecilik    Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Daha önceki uygulamalardan aklımızda kalanlar canımızı halen sıkmakta iken; bugün daha da ileri boyutlara taşınan, açık bir iktidar politikası olarak uygulanan eşitlik karşıtlığının kayyım atanan belediyelerde nelere yol açacağını kestirmek hiç zor değil. İstanbul’un en büyük, en kalabalık ilçesi olan, yaşayanların ‘Allaha en yakın evlerde oturuyoruz’ dediği dikey yapılaşmanın İktidar eliyle yapıldığı, uyuşturucu satışının sıradanlaştığı, kontrolsüz dış göçle gelen her çeşit insanın yaşadığı, en çok da kadın yoksulluğu ve kadınların güvenliği sorunlarıyla boğuşan Esenyurt'ta Ahmet Özer, 7 ay gibi kısa zamanda bir kadın çalıştayı düzenledi. Kadınlar için eğitim, meslek edindirme ve kooperatifçilik programı başlattı. 1 kreş açtı, 5 kreşin temelini attı. Kadın sığınağı için ise uygun yer arıyordu. Şimdi bütün bunlar durduruldu. 31 Mart seçimlerinden sonra yıllar süren talan ve rant belediyeciliğinin enkazını kaldırıp, kadın odaklı belediyeciliği hayata geçirmek için çaba sarf edilirken yine yeniden kayyım siyasetine maruz bırakıldık.    Tüm gaspçılar gibi kaybedecek   Kayyım siyasetinin hedefinde elbette ki eşbaşkanlık sistemi de var. Temsilde ve atamada eşitliğin en önemli kazanımlarından olan eşbaşkanlık sistemi, kadınları kamusal hayattan izole etme amacının önemli bir unsuru olarak hedefte. Belediye kreşlerini kapatmak girişimi de aslında aynı hedefin bir parçası. Kadını ailenin ücretsiz işçisi rolüne hapsetme niyetiyle atılan her geri adım gibi kayyım politikaları da hak ve irade gaspıdır. Ama şimdi kazandığını zannedenler tüm gaspçılar gibi kaybedecektir.  Buradan da bir kez daha sesleniyoruz. Hayatlarımıza, haklarımıza, hayallerimize kayyım atayamayacaksınız.”   ‘Ayakta durma politikaları, kadına Kürde saldırmak’    Açıklamanın ardından DEM Parti Milletvekili Saliha Aydeniz söz aldı. Saliha Aydeniz şunları söyledi: “Bu dayanışma bize güç verdiği kadar, bu sistemin kadınların yan yana duruşundan korkuyor. Mardinli kadınlar olarak EŞİK Platformu’nun yanımız da olması ve kayyumlara dair söz söylemesi çok kıymetli. Sistem kadınların birlikteliğinden korkuyor ve onun için en çok şiddeti ve baskıyı kadınlar üzerinden kuruyor. Kayyum darbedir ve kayyum kadın kazanımlarına darbedir. Bütün kayyumlarda da kayyumların tek hedefi kadın kazanımlarını yok etmekti. Kadınların örgütlenmesinden, şiddete karşı artık yalnız değil hissiyatından çok korkuyorlar. Kayyum bu halka düşman olduğu kadar kadınlardan da korkuyorlar. Kayyum aslında kadınların örgütlenmesi üzerinden özgürleşmesine darbedir. Sayıştay raporlarına baksınlar, talanın, hırsızlığın en alasını yaptılar. Biliyor ki bu politika onlara kaybettiriyor. O yüzden savaştan, talandan, hırsızlıktan vazgeçemiyorlar. Ayakta durma politikaları, kadına, Kürde saldırarak yapıyorlar. Dêrsim Belediye Eşbaşkanımız Birsen Orhan’a dönük ev hapsi onları doyuramadığı için bugün Birsen Orhan arkadaşımız tutuklandı. Birsen Orhan’ın söylediği gibi; Jin jiyan azadî’ye yenileceksiniz. Dik duran kadın iradesine yenileceksiniz. Kadınlar politikalarınıza boyun eğmeyecek. ”    Kzuey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılara tepki    Bir tarafta yüzyıllık politikaların askeri darbelerle yürütüldüğünü bir tarafta “barış elinin” uzatıldığına vurgu yapan Saliha Aydeniz, “Bir taraftan barış elini uzatacak bir taraftan Mêrdîn’e, Xelfetî’ye, Êlih’e, Miks ve Esenyurt’a kayyım atayacaksınız. Bir taraftan da Rojava’da büyüyen kadın devrimine saldıracaksınız, saldırı zeminini oluşturacaksınız. Biz 2014’te İŞİD Rojava’da, Orta Doğu’da nasıl kadın katliamlarını yaptıysa bugün saldırıların Rojava’da kadın devrimine yapıldığını çok iyi biliyoruz. Burada yapılan kayyım darbesi, siyasi operasyonun bugün Rojava’ya dönük saldırılardan hiçbir farkı yoktur. Aynı politikadır, aynı düşmanlıktır. Rojava’ya dönük saldırıların emrini verende, kayyum atamalarının emrini verende aynı zihniyettir. Rojava kadın devrimi nasıl toplumsal yaşamı inşasını oluşturuyorsa, tüm kazanımlarımızı büyüteceğiz. Küçük oyunlarla artık Kürt halkını da, kadınları da, Türkiye halklarını kandıramıyorsunuz. Savaş politikalarının çoklu krizleri yaşattığını çok iyi biliyoruz. Çoklu krizlerden çıkış yolu daha çok savaş, darbe olarak görenlere sesleniyoruz; tarihlere bakın, dönün mücadele yürütenlerin tarihine bakın. Bu yol yol değildir. Çoklu krizlerden çıkmanın yolu demokratik, eşitlikçi sistemi inşa etmek. Biz kadınlar, yan yana gelerek demokrasiyi, eşitliği ve Rojava devrimini her yerde büyüteceğiz. Bugün Rojava’da halklar katlediliyor, İsrail’in Filistin’e yaptığını bugün Rojava’da, Suriye’de katliamlar yürütülüyor. Uluslararası kurumların, insan haklarını savunanların buna sesiz kalmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.