İran Başkonsolosluğu önünde Pexşan Ezîzî’ye özgürlük çağrısı 2025-01-20 13:21:37     ANKARA- DEM Parti Ankara Kadın Meclisi, Pexşan Ezîzî’ye verilen idam cezasının derhal durdurulması için İran Büyükelçiliği önünde toplanarak, “Bu rejim, kadınları hedef alan insanlık dışı uygulamalarla hayatlarına son vererek suç işlemiştir. İran Konsolosluğu’na sesleniyoruz: Pexşan Ezîzî’ye verilen idam cezası derhal bozulmalı ve kadına yönelik işlenen bu suçlara son verilmelidir” dedi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara Kadın Meclisi, İran Başkonsolosluğu önünde bir araya gelerek idam cezası onanan Pexşan Ezîzî için İran hükümetine seslendi. “İran’da idamlar durdurulsun”, “Azadi ji bo  Pexşan Ezîzî” pankartları ve fotoğrafları taşıyan kadınlar Ortadoğu’da kadınlar üzerinden yürütülen özel savaşın derhal sonlanması çağrısı yaptı.    ‘Evin Cezaevi kadınlar için bir işkence merkezi haline gelmiştir’   Kadınlar adına basın açıklamasını DEM Parti İl Eş Başkanı Tatligül Gül gerçekleştirdi. İran faşist Molla rejimine karşı seslerini yükseltmek için bir araya geldiklerini belirterek Tatligül Gül, “Bu rejim, onlarca kadına hukuksuz bir şekilde idam cezası vererek ve kadınları hedef alan insanlık dışı uygulamalarla hayatlarına son vererek suç işlemiştir. Tahran’daki Evin Cezaevi, kadınlar için bir işkence merkezi haline gelmiş, burada işkence, zorla itiraflar ve hak ihlalleri her geçen gün artmaktadır” dedi.    ‘Hem Kürt hem gazeteci kimliği hedef alınmıştır’   “Pexşan Ezîzî, sadece kadın olduğu için, Kürt olduğu için, kadın haklarını savunduğu için ve gazeteci kimliğiyle gerçekleri dünyaya duyurduğu için bu rejimin hedefi olmuştur” diyen Tatligül Gül, “Pexşan’ın bir gazeteci olarak verdiği mücadele, sadece bir kadının özgürlüğünü değil, tüm toplumun özgürlük mücadelesini simgeliyor. Dünyanın neresinde olursak olalım, kadın hakları ve özgürlük mücadelesi için sesimizi yükselteceğiz. Kadınların hak ve özgürlük taleplerinin tehdit olarak görülmesi asla kabul edilemez. İran faşist molla rejimi, idam gibi insanlık dışı cezalarla kadınların yaşamını tehdit etmeye devam etmektedir. Evin Cezaevi’ndeki işkenceler ve hak ihlalleri artık dünya kamuoyunun gündemindedir ve bu suçlara karşı sessiz kalmamız mümkün değildir” sözlerini kullandı.    ‘Kadınlar savaşın en büyük mağduruyken Rojava direnişe ilham olmuştur’   Orta Doğu’daki rejimlerin kadınları sistematik olarak baskı altına aldığını ifade eden Tatligül Gül, kadınların bedenlerinin savaş politikalarının bir aracı olarak hedef alındığını kaydetti. Tatligül Gül, “İran’daki faşist molla rejim, kadın haklarını hiçe sayarken, bölgedeki diğer yönetimler de kadınlara yönelik şiddet, baskı ve ayrımcılığı körüklemektedir. Türkiye’de kadın cinayetleri ve şiddet artarken, Suriye ve Irak gibi savaşla harabe olmuş coğrafyalarda kadınlar, savaşın en büyük mağdurları haline gelmiş, bedenleri ve hayatları üzerinde oyunlar oynanmaktadır. Rojava’da, kadınların kazanımlarına yönelik saldırılar hız kesmeden devam etmektedir. Burada, kadınların özgürlük mücadelesi, tüm dünyaya ilham vermektedir. Ancak bu direniş, aynı zamanda düşmanlarının hedefi haline gelmiştir. Zennubiya Kadın Topluluğu üyeleri, Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlara yönelik artan saldırılarda hayatını kaybetmiştir. Savaşın en acımasız yüzü, kadınların bedeninde kendini göstermektedir. Bu saldırıları, sadece Rojava’daki kadınların değil, tüm dünya kadınlarının özgürlük mücadelesine karşı bir tehdit olarak görüyoruz” diye konuştu.   İdam cezası derhal durdurulmalıdır   Devamında ise şu ifadeleri kullandı: “İran Konsolosluğu’na sesleniyoruz; Pexşan Ezîzî’ye verilen idam cezası derhal bozulmalı ve kadına yönelik işlenen bu suçlara son verilmelidir. Kadınların hakları için mücadele etmek, eşitlik ve özgürlük talep etmek suç değildir! ?Bu faşist molla rejimin idam cezası uygulamaya devam etmesi, kadınların yaşamı için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Evin Cezaevi’nde siyasi kadın tutsaklara yönelik işkencelere karşı tüm dünyada sesimizi yükselteceğiz. Pexşan Ezîzî hemen serbest bırakılmalıdır!   Yükselen isyan bizim isyanımızdır    İdam gibi bir cezayı uygulamak, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve buna sessiz kalmak da suçtur. Bizler, bu suça karşı duracak ve yaşam haklarını savunacağız. Jina Mahsa Amini’nin şahsında yükselen isyan, bizim isyanımızdır. ?Ortadoğu’da ve Türkiye’de kadınlara yönelik baskılara karşı mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. ?Savaş politikalarının kadınlar üzerindeki etkilerine karşı hep birlikte sesimizi yükselteceğiz. Bugün burada, tüm kadınların hakları için ve Pexşan Ezîzî’nin özgürlüğü için güçlü bir şekilde sesimizi yükseltiyoruz. Kadınların yaşam haklarını savunmaktan  ,eşitlik ve özgürlük mücadelesinden hiç bir zaman vazgeçmeyeceğiz.”   Basın açıklaması “Yaşasın kadın mücadelemiz", "Yaşasın kadın dayanışması!”, “Jin jiyan azadî", “Zen zendegi azadî” sloganlarıyla son buldu.