Yazar Fatma İzol: İmralı’dan gelen selama minnettarım 2025-04-18 09:05:05   Derya Ren     RIHA – Tanrıçalıktan Tanrılığa Kürtler” adlı kitabın yazarı Fatma İzol, çalışmalarında demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir paradigmayı esas aldığını belirtti.  Fatma İzol, İmralı Cezaevi’nde gerçekleşen bayram görüşmesinde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kendisine selam gönderdiğini ifade etti. “Göndermiş olduğu selam için kendisine minnettarım” dedi.     15 Şubat 1999’da uluslararası bir komplo sonucunda kaçırılarak Türkiye’ye getirilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, o tarihten bu yana İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde ağırlaştırılmış tecrit koşullarında tutuluyor. Bu mutlak tecrit koşullarına rağmen Abdullah Öcalan, direnişini sürdürüyor ve geliştirdiği ekolojik, demokratik, kadın özgürlükçü paradigma ile alternatif bir yaşamın mümkün olduğunu ortaya koyuyor.   Bu paradigma, sadece siyasal alanı değil; kadın tarihine, toplumsal cinsiyet ilişkilerine ve özgürlük mücadelelerine de yeni bir yön veriyor. Kadınların tarihteki yerini yeniden sorgulayan ve görünür kılan bu yaklaşımdan ilhamla Fatma İzol’un, kaleme aldığı “Tanrıçalıktan Tanrılığa Kürtler” adlı kitap, geçtiğimiz yıl Aram Yayınevi tarafından yayımlandı. Kadın odaklı tarih anlatımını  Abdullah Öcalan’ın paradigmaları çerçevesinde sürdüren  Fatma İzol, 31 Mart’ta gerçekleşen İmralı bayram görüşmesinde Abdullah Öcalan’ın, Mehmet Öcalan ve Ömer Öcalan aracılığıyla kendisine selam gönderdiğini de aktardı.   Kadın tarihi araştırması   Kadın mücadelesinde yer alma sürecini anlatan Fatma İzol, 2012 yılında gerçekleşen KCK davası kapsamında tutuklandığını söyledi. Cezaevinde geçirmiş olduğu süreci bir üniversite eğitimi olarak tanımladığını kaydeden Fatma İzol, “Hayata karşı bakış açımız çok değişiyordu. Mesela Sayın Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okuduğumda kadına ne kadar değer verdiğini fark ettim. Ve ben çalışmalarımı yürütürken de kadınla ilgili çalışmaların eksik olduğunu gözlemledim. Bunu kadınla ilgili bir çalışma yapılması gerektiğini kendi cephemden düşünmeye başladım. Yapmış olduğum kadın çalışmalarını Sayın Abdullah Öcalan’la paylaşmak isterim, mektup yazdım kendisine. Ve göndermiş olduğum mektuplar Sayın Abdullah Öcalan tarafından olumlu görüldü ve bana selam göndermeye başladı. Bu çalışmalarımı değerli buluyordu. Ve benimde onunla böyle bir imkanı yakalamış olmam büyük bir şanstı, emekti” diye ekledi.   Kürt Halk Önderi’nin selamı   Tarihte kadının bulunduğu konumu hatırlatan Fatma İzol, “Ben çalışmalarımı yaparken birçok kaynaktan faydalandım Kuran- ı Kerimden, İncil’den, Tevrat’tan, Avesta’dan  faydalanırken bu konuya ilgi duyan dünyaca tanınmış yazarların kitaplarını okudum. Siyaset kitaplarını okudum. Ve  ‘Mamoste i Sereke’ Sayın Abdullah Öcalan’ın bu konuda çok önemli açılımları var ben bu açılımlardan faydalandım. Özellikle özgür eş yaşam konusu bu konu da kadınların önünü çok müthiş açıcı bilgiler veriyor. Sayın Abdullah Öcalan benim kitabımı kendisine ulaşmış,  bu son aile ziyaretinde kendisinden bir sevgi ve selam geldi. Göndermiş olduğu selam için kendisine minnettarım. Bir kadının önünü bu kadar açıyor olması bir kadının çalışmasını bu kadar takdir ediyor olması sanıyorum ki mamoste i sereke bu kadın çalışmasını kitabı sadece bana ait görmüyor bütün kadınlara ait görüyor. Yani bir Jin jiyan azadî felsefesinin bir ürünü olarak görüyor ve takdir ediyor Ve bizim araştırmalarımıza kadın çizgisini koruyarak, jin jiyan azadî felsefesi içerisinde hiç tereddütsüz yolumuzdan şaşmadan çalışmalarımızı devam ettirmemiz gerekiyor” diye konuştu.   Direnme kararlılığı    Kürt Halk Önderi’ne minnettar olduğunun altını çizen Fatma İzol, son olarak şunları söyledi: “Asrımızın filozofu olan Sayın Abdullah Öcalan, direnmemiz için yüreklendiriyorsa bizimde bu mesaja sahip çıkmamız gerekiyor. İnsanlık tarihinde  bir çığır açmış oluyoruz. Çocuklarımızın zihin yapısı, kadın önceliğinde gelişmiş olacak. Çocukların birkaç yıl sonra oluşturacağı bir sistem, Jin jiyan azadî felsefesinin sistemi olacaktır. Bu  sistem, ekolojik, estetik, insani, ahlaki  ve vicdani değerlere bağlı insanlık toplumlarını oluşturacaktır. İşte bizim tam da üzerinde durmamız gereken nokta burasıdır buna yoğunlaşmamız gerekiyor. Kadınların akışkan enerjisini bu çığır açan zihniyet devrimiyle örtüştürdükleri zaman bir insanlık tarihine gideceğimize ben yürekten inanıyorum.”