Wan Kadın Platformu: Her kadın ölümünden devlet sorumludur 2025-04-23 16:10:35        WAN- Wan Kadın Paltformu, “Kadınların ‘doğurma şeklini’ değil, patriarkanın iktidarını hedef alın! Bu ülkede her kadın ölümünde devletin sorumluluğu vardır” dedi.    Wan’da bir hafta içerisinde 3 kadının, intihar iddiasıyla yaşamını yitirmesine ilişkin Wan Kadın Platformu basın açıklaması düzenledi. Aydın Perihan AVM önünde düzenlenen açıklamaya çok sayıda kadın katıldı. Açıklamada, “Kadın cinayetleri politiktir” pankartı açıldı. Basın metnini ise platform Avukat Burcu Şeber okudu.   ‘Bu ölümler tesadüf, münferit ve bireysel değildir’   Wan’da bir hafta içinde üç kadının, “intihar” ettiği iddiasıyla yaşamını yitirdiğini hatırlatan Burcu Şeber, “Her biri ‘şüpheli ölüm’ niteliğinde olan 3 olay da kadınların yaşama hakkına yönelen sistematik saldırının sonucudur. Kadınların yaşam hakkını tehdit eden bu düzen, kendisini her defasında ‘intihar’ kılıfıyla aklamaya çalışmaktadır. Ama biz biliyoruz; bu ölümler tesadüf, münferit ve bireysel değildir. Bu ölümler şiddetin, baskının, yoksulluğun, toplumsal denetimin ve cezasızlığın bir sonucudur. Bunlar birer ‘intihar’ değil; bunlar örtbas edilmeye çalışılan kadın cinayetleridir. Kadınların ev içi şiddet karşısında korunmadığı, ekonomik şiddete mahkûm edildiği, sosyal hizmet mekanizmalarının işlemediği, kolluk kuvvetlerinin ve mahkemelerin kadın beyanını yok saydığı bir ortamda kadınlar yaşamlarını sürdüremez hale getiriliyor. Ve bu yok oluş, her seferinde ‘intihar’ olarak kayıtlara geçiyor. Soruşturmalar derinleştirilmiyor, faillik ihtimalleri araştırılmıyor, dosyalarda alınan gizlilik kararları ile kamuoyunun bilgiye erişimi engelleniyor. Bu suskunluk, bu cezasızlık, bu kör bakış kadınların ölümünü meşrulaştırıyor” dedi.   ‘Her ölümün üzeri ‘intihar’ denilerek örtülemez’   Şüpheli ölümlerin her birinin takipçisi olduklarını duyuran Burcu Şeber, “Kadınların yaşam hakkını yok sayan her kişi ve kurumu karşımıza alıyoruz. İlgili savcılıkları, kolluk kuvvetlerini ve idari mercileri, kadınların ölümünü etkin ve bağımsız biçimde soruşturmaya davet ediyoruz. Her ölümün üzeri ‘intihar’ denilerek örtülemez. Her kadın dosyası kapanacak bir istatistik değildir. Bu ölümler bize, erkek egemen sistemin kadınların yaşam hakkını nasıl değersizleştirdiğini bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı.    ‘Devlet, kadınların bedenine, planlama adı altında müdahale ediyor’   Kadınların yaşam hakkına yönelmiş çok katmanlı bir saldırıyla karşı karşıya olduklarını belirten Burcu Şeber, “Bir yandan şiddete maruz bırakılan kadınlar ‘koruma’ adı altında yalnızlığa ve çaresizliğe sürüklenirken, diğer yandan kadın sağlığı hizmetlerine erişim de sistematik biçimde engelleniyor. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı ve özel sağlık kuruluşlarını kısıtlayan yeni yönetmelikteki 8. madde açıkça gösteriyor ki; devlet kadınların bedenine, doğurganlığına ve sağlık hizmetine erişimine planlama adı altında müdahale ediyor. Bu müdahale, kadınların üreme sağlığına, doğum tercihlerine, kürtaj hakkına ve sezaryene erişimini keyfi sınırlamalara tabi tutarak kadın bedenini denetim altına alıyor” diye konuştu.   ‘Bu ülkede her kadın ölümünde devletin sorumluluğu vardır’   Burcu Şeber son olarak, “Kadınların ‘doğurma şeklini’ değil, patriarkanın iktidarını hedef alın! Bu ülkede her kadın ölümünde devletin sorumluluğu vardır. Sosyal hizmetin işlemediği, kadın örgütlerinin dışlandığı, koruma mekanizmalarının etkisizleştirildiği her koşulda devlet, doğrudan faildir. Bu açıklama, bu toplanma bir mücadele çağrısıdır” dedi.