DBP’den örgütlenme hamlesi: Kadın iradesiyle yeni bir toplum 2025-04-28 09:03:00        Gülistan Gülmüş   AMED - DBP’nin, “Özgür kadınla demokratik toplumu inşa ediyoruz” şiarıyla Mayıs ayından itibaren yapmaya başlayacakları örgütlenme çalışmalarına ilişkin aktarımlarda bulunan Narin Gezgör,  özel savaş politikalarına karşı da örgütlü olmadıkları tüm alanlarda örgütlenme çalışmaları gerçekleştireceklerinin bilgisini paylaştı.    Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Amed’de 13 Nisan’da yaptıkları Parti Meclisi (PM) toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın anlatılması ve örgütlenme seferberliği kapsamında aile ziyaretleri, halk buluşmaları ve halk toplantıları alma kararları yer aldı. DBP, örgütlenme çalışmalarına Mayıs ayından itibaren başlayacak.   DBP örgütlenme komisyonu eş sözcüsü Narin Gezgör değerlendirmelerde bulundu.   ‘Üzerimize düşen bütün sorumluluğu yerine getireceğiz’   Narin Gezgör ilk olarak 27 Şubat’ta Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu çağrıya ve içeriğinin önemine dikkat çekti. Narin Gezgör, çağrının ardından halk ve kadınlar ile yaptıkları görüşmelerden detaylar paylaşarak, “Öcalan üzerine düşeni yaptı ama bundan sonrası ne olacak?” sorusunun ortaya çıktığını kaydetti. Narin Gezgör, “Genel anlamda 101 toplantıda ortaya çıkan Kürt halkının ve önderi olarak gördüğü Abdullah Öcalan’ın bu çağrısı bu asrın manifestosu hatta binlerce yıla bile etkisini yayabilecek bir çağrıydı. Somut bir adım bekleyen bir yerde kaygılı yaklaşan bir yerdeler ama genel anlamda açığa çıkan tutum da şuydu; Öcalan’ın ortaya koyduğu iradenin yanında olacağız, etrafında kenetleneceğiz. Halk, yurtsever bireyler, gençler, kadınlar olarak demokratik toplumun ve barışın inşasında demokratik siyaset zemininin açılmasında üzerimize düşen bütün sorumluluğu yerine getireceğiz noktasında aslında irade ortaya koyma hali vardır diyebiliriz” dedi.   Abdullah Öcalan’ın özgür kadın üzerine yoğunlaşmaları   Narin Gezgör, Abdullah Öcalan’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne yönelik mesajının önemine değindi. Bu mesajın, kadınların sürecin inşasında üstlendiği rol ve misyonu ortaya koyduğunu belirtti. Öcalan’ın kadın özgürlüğü konusunda her zaman derin bir düşünce içinde olduğunu kaydeden Narin Gezgör, “Marksizm, ‘Toplum özgürleşmeden kadın özgürleşmez’ derken; Sayın Öcalan, ‘Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez’ anlayışıyla hareket ediyor. Son mesajıyla birlikte tüm bu düşünceler birleştiğinde, sosyalizmin toplumsallaşmak olduğu daha net anlaşılıyor. Kadın gerçekliği ise tarih boyunca kölelik sistemiyle en çok yara almış alanlardan biridir. Bu yüzden Sayın Öcalan, özgür kadın iradesinin ve örgütlülüğünün yollarını sürekli olarak önümüze koymuştur” dedi.     Kadın özgürlüğe yönelik çalışmalar    Narin Gezgör, kadınlar olarak çağrı sonrası sorumluluklarını yerine getirmek için harekete geçtiklerini belirterek, şunları söyledi: “Bu kapsamda hem Parti Meclisi hem de MYK toplantılarımızı yaptık. Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrı, her satırında onlarca çözüm içeren bir derinlik taşıyor. Biz de bu çağrıya yanıt verebilmek için toplantılarımızda çeşitli kararlar aldık. İlk olarak Kadın Meclisi toplantımızı gerçekleştirdik. 'Özgür kadınla demokratik toplumu inşa ediyoruz' şiarıyla kadının kölelik tarihinden gelen özgürlük mücadelesini ve bu özgürlüğü nasıl daha geniş kesimlere yayabileceğimizi tartıştık. Kadın kurtuluş ideolojisi çerçevesinde yeni atölyeler planladık. Önceden Kürdistan ve Türkiye’nin pek çok yerinde özel savaş atölyeleri düzenliyorduk. Şimdi ise, mahallelerde ve köylerde hem demokratik toplum çağrısını hem de kadın özgürlüğünü tartışacağımız yeni çalışmalar başlatacağız."   Örgütlenme çalışmaları    Örgütlenme çalışmalarına dair ise Nargin Gezgör, şunları belirtti: "Demokratik toplumla bağını kuran bir yerden, mahallelerde ve köylerde bu tartışmaları yürüteceğiz. Aynı zamanda bu çağrıyı toplumsallaştıracağız. Genel zeminde yürüttüğümüz tartışmalarda, 'Sokaktan mahalleye, mahalleden kente özgürlüğü örgütlüyoruz' şiarıyla, Kürdistan ve Türkiye'nin örgütlü olduğumuz tüm kentlerinde aile ziyaretleri gerçekleştirmeye başladık. Aile ziyaretlerinin ardından, sokaklarda toplantılar düzenlemeyi; ardından mahallelerde ve köylerde aile toplantıları bitince geniş katılımlı toplantılar yapmayı planladık. DPB olarak hem kurumsal hem de toplumsal örgütlenmeye ağırlık vereceğiz. Son 10 yılda örgütlü alanlarımız yoğun saldırılarla hedef alındı. Çöktürme planlarıyla birlikte örgütlü yapılarımıza en yoğun saldırılar gerçekleştirildi. Bu saldırılar karşısında, yeniden bir araya gelme sürecini tartışacağız. Aynı zamanda hem demokratik toplumun inşasını hem de demokratik toplumun toplumsallaşmasını sağlama hedefiyle tartışmalarımızı sürdüreceğiz. Kurumsal örgütlenmemizi ve toplumsal örgütlenme çalışmalarımızı güçlendireceğiz. Henüz tam anlamıyla örgütlü olmadığımız tüm alanlarda da örgütlenme çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz."    Kadınlara çağrı: mücadele hattında buluşalım    Abdullah Öcalan’ın, “Halka gidin, halklaşın” eleştirisine dikkat çeken Narin Gezgör, çalışmalarına son hızla devam edeceklerini ifade ederek, “DBP’nin kendi var olma gerçekliğine de baktığımızda toplumsal örgütlenme partisiyiz biz. Bu açıdan uzun vadeli günübirlik değil ailelerle sürekli bir şekilde bir araya gelişlerimiz olacak. Aynı zamanda örgütlenme çalışmalarını yürüteceğimiz bir çalışma olarak önümüze koyduk. Şiarımızı; ‘sokaktan mahalleye, mahalleden kente özgürlüğü örgütlüyoruz’ olarak da belirledik. Bu eksende çalışmalarımızı yürüteceğiz. Başta biz kadınların ama bir bütün demokratik siyaset alanının temel görev ve sorumluluğu aslında demokratik toplumun inşa sürecini sahiplenmek ve görünür kılmak. Bu açıdan çağrının toplumsallaşması, yaşam bulması ve demokratik toplumun inşası anlamına gelecek. Bu nedenle demokrat, devrimci, feminist, sosyalist, emekçi, ezilen, tüm halkları tüm kadınları bu çağrı etrafında kenetlenmeye çağrının inşası için mücadele ermeye ortak mücadele hattımızı güçlendirmeye davet ediyoruz” çağrısında bulundu.