‘Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü süreç için yaşamsal önemde’ 2025-08-17 09:05:01   AGIRÎ – Kürt halkına yönelik inkâr ve asimilasyon politikalarına dikkat çeken DBP Agirî Eşbaşkanı Şilan Tuğra, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüğünün sağlanmasının barış süreci için kritik öneme sahip olduğunu belirtti.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuna duyurduğu “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” kapsamındaki çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı Ada Hapishanesi’nde tutulan ve 26 yılı aşkın süredir ağır tecrit koşullarında bulunan Abdullah Öcalan, yaptığı çağrıda barışın toplumsal sorumluluk gerektirdiğini vurgulayarak demokratik çözümün ertelenemez olduğunu kaydetti. 27 Şubat çağrısı beş ayı geride bırakırken, tecridin kaldırılması ve Abdullah Öcalan’ın özgürlük koşullarının sağlanmasına yönelik henüz somut bir adım atılmış değil.   Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Agirî Eşbaşkanı Şilan Tuğra, sürece dair değerlendirmelerde bulundu.   ‘Temel öncelik Anayasal düzenlemeler’   Barış ve demokratik toplumdan bahsedildiğini belirten Şilan Tuğra, başlıca adımın eşit yurttaşlıktan geçtiğini ifade etti. Kürtlerin yüzyıllardır kendi coğrafyalarında anadillerinde konuşamadıklarını söyleyen Şilan Tuğra, “Kürtlerin varlığı yüzyıllardır kabul edilmiyor, yok sayılıyor, sistematik olarak asimilasyona maruz bırakılıyor ve özel savaş politikalarıyla benliğinden koparılmaya çalışılıyor. Bu temelde önceliğimiz Anayasal düzenlemelerdir. Tek dile ve tek millete bağlı bütün yasaların, halklar ve eşit yurttaşlık temelinde değiştirilmesi lazım. 3713 sayılı ‘Terörle Mücadele Kanunu’ adı altında tutuklu ve hükümlü bulunan tüm siyasetçilerin ve tutsakların serbest bırakılması ve demokratik toplum sürecinde öncü rol oynamaları gerekiyor. Eğer hükümet diyalogda ısrarcıysa, yasal düzenlemelerin bir an önce yürürlüğe girmesi, halkların ve bizim temel şartımızdır” dedi.   ‘Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü yaşamsal nitelikte’   Şilan Tuğra, sürecin muhatabının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Tek muhatabın Sayın Öcalan olduğunu belirtmek isteriz. Yetkililer bilmelidir ki, haftalık aile görüşmeleri ve birer saatlik avukat görüşmeleriyle bu diyalog süreci amacına ulaşamaz. Tecridin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü, sürecin nihayete ermesi için yaşamsal niteliktedir.”   ‘Gençler sürecin taşıyıcısı olmalı’   Gençlerin Abdullah Öcalan için kıymetli olduğunu kaydeden Şilan Tuğra, paradigmanın ve örgütlenmenin gençlere görev niteliğinde olduğunu vurguladı.. Şilan Tuğra, “Fakat kapitalist modernitenin sömürü ayaklarından biri olan özel savaş, son süreçlerde toplum içinde liberalleşme, uyuşturucu, dijital yalan ve yanlışlara meyletme ve ettirme ile gençliğin hem yaşamını hem de odağını toplumsallıktan ve demokratik modernitenin örgütlenmesinden uzaklaştırmıştır. Genç arkadaşlarımızın bu şartlar altında temel sorumluluğu, kendilerini eğitmek, okumak, anlamak ve Sayın Öcalan’ın paradigmasını yaygınlaştırmaktır. Bu süreçte en büyük destekçileri Sayın Öcalan’ın savunmaları olacaktır. Okuyarak, anlayarak, içselleştirerek ve örgütleyerek sürecin temel yapı taşı olmaları gerekir. Toplumsal barışın inşasının sağlanmaya çalışıldığı bu son süreçlerde, kadınların, genç arkadaşlarımızın, gençlerin, bizlerin gücüne güç vermesini, sürece öncülük etmesini ve alanlarda aktif çalışmasını istiyoruz. Ayrıca, Sayın Öcalan’ın yükünün hafifletilmesini istiyoruz” diye konuştu.