F Oturumu’nda Hatice Onaran için çağrı 2025-10-11 14:19:47   İSTANBUL - İHD Hapishane Komisyonu, 707’nci “F Oturumu”nda ağır hasta tutsak Hatice Onaran’ın durumuna dikkat çekti. Komisyon, “Bu hukuka aykırı karar düzeltilmeli ve Hatice Onaran derhal serbest bırakılmalıdır” çağrısı yaptı.   İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenlediği “F Oturumu” eyleminin 707’ncisini Beyoğlu’nda bulunan İHD şube binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan ağır hasta tutsak Hatice Onaran’ın sağlık sorunlarına dikkat çekildi. “Tedavi haktır, engellenemez” pankartının açıldığı açıklamada sık sık “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” ve “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır” sloganları atıldı.    Basın metnini İHD Hapishane Komisyonu’ndan Mukaddes Şamiloğlu okudu.   ‘Hatice Onaran hasta bir mahpus’   Hatice Onaran’ın uzun yıllardır İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’nda gönüllü olarak faaliyet yürüttüğünü söyleyen Mukaddes Şamiloğlu, bu süre içinde tutsakların maruz bırakıldığı hak ihlallerini gün yüzüne çıkardığını belirtti. Hatice Onaran’ın cezaevinde bulunan tutsaklar için yıllardır mücadele ettiğini ifade eden Mukaddes Şamiloğlu, “Bu sebeple mahpusların içeride yaşadıklarının en büyük tanıklarından biriydi ve sorunların ortadan kaldırılması için çok mücadele etti. Hasta mahpuslara ilişkin ise daha özel bir çabası oldu. Onlarla her anlamda dayanışmayı hayatının temel bir misyonu olarak gördü. Nitekim Hatice Onaran, hasta mahpusların derneğimize mektup yoluyla yaptıkları başvurular veya ailelerinin derneğimize bizzat gelerek yaptıkları başvurular üzerine, mahpusların yaşadığı derin yoksulluğa kayıtsız kalamadığı için, kendi imkânları doğrultusunda aralarında eski eşi Menderes Leyla'nın da olduğu 8 hasta mahpus adına cüzi miktarda bir parayı hapishane idaresi hesabına yatırdı.    Devletin resmi kurumu olan PTT aracılığıyla, devletin kasasında tutulmak ve hapishane idaresi tarafından harcanmak üzere yatırılan bu paralarla, ekonomik destek talep eden yoksul ve hasta mahpusların temel insani ihtiyaçlarının giderilmesi için insani bir dayanışma sunmak istedi Hatice Onaran. Ancak bu insani dayanışma hiçbir surette herhangi bir suç teşkil etmemesine, yasada bu konuda açık bir hüküm olmamasına rağmen suçlama konusu yapıldı” dedi.   ‘Tartışılacak bir mesele bile değil’   Hatice Onaran’ın ‘Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’a muhalefet’ iddiasıyla yargılandığını paylaşan Mukaddes Şamiloğlu, tutsaklara para göndermenin suç sayılmadığına dikkat çekti. Mukaddes Şamiloğlu, “Nitekim bu husus, mahpuslara para yatırmak ve mahpusların hesabına yatırılan paranın nasıl harcanacağını düzenleyen ‘Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik’ ile de açıkça ortadadır. Buna göre; birincisi, mahpuslara elden para verilmez; mahpus adına cezaevi idaresine yatırılır. Yönetmeliğin 5’inci maddesine göre, banka ve posta aracılığıyla gelen veya ziyaretçiler tarafından hükümlü ve tutukluların nam ve hesabına yatırılan paralar, idarece görevlendirilecek bir personel tarafından alınarak kaydedilir. Müdürü bulunan kurumlarda, hükümlü ve tutuklular hiçbir şekilde yanlarında nakit para bulunduramaz. İkincisi, mahpus adına cezaevi idaresi hesabına yatırılan para da mahpuslara elden verilmez.    Böylece mahpuslar adına kimler tarafından para yatırılacağına dair herhangi bir kısıtlamanın olmadığı, hapishaneye yatırılan paranın kullanım tasarrufunun tamamen idarenin yetkisinde olduğu açıkça ortadadır. Kullanımı doğrudan yönetmelikçe belirlenmiş bu hususun hiçbir surette ‘terör örgütünün finansmanı’ olamayacağı tartışılacak bir mesele dahi değildir” şeklinde konuştu.   ‘Bu hukuka aykırı karardır’   Hatice Onaran’ın ciddi sağlık sorunlarının olduğunu vurgulayan Mukaddes Şamiloğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Tutuklama ile birlikte tüm tedavi süreci ve tedavi hakkı ortadan kalktı. Eğer tutuklanmasaydı, 16 Ekim 2024 tarihinde Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 3 ayrı vücut bölgesinden tomografi çektirecek ve detaylı biyokimyasal analiz yaptıracaktı. Ancak bunların hepsi yarım kaldı. Hapiste olduğu süreç boyunca sadece birkaç kere hastaneye götürüldü ve onlarda da kelepçeli muayene dayatıldı. Etkin bir tedavi göremedi ve hâlâ göremiyor. Bunun yanında Hatice Onaran’ın özel beslenmesi ve hijyenik bir ortamda yaşaması gerekiyor. Hapishanede bu koşullar sağlanamayacağından, kanser hastalığının nüks etmesi ve hızla yayılması gibi telafisi imkânsız durumlar gelişmeden Hatice Onaran hakkındaki bu hukuka aykırı karar düzeltilerek derhal serbest bırakılması gerekmektedir.”   Eylem, “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır” sloganıyla sona erdi.