Kayıpların akıbetini sordular

  • 13:19 23 Kasım 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları bu hafta da gerçekleştirdikleri eylemlerle, kayıpların akıbeti açıklanıp sorumlular açığa çıkarılıncaya kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları Amed, Êlih ve Colemêrg’de gerçekleştirdikleri eylemlerle kaybedilenlerin akıbetini sordu.
 
Amed
 
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları tarafından her hafta “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle gerçekleştirilen eylem, 824’üncü haftasında da Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıpların ve faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı açıklamaya Rosa Kadın Derneği, KESK ve çok sayıda kayıp yakını ile İHD üyesi katıldı. Açıklamada karanfiller dağıtıldı. 
 
 
Açıklamada ilk olarak konuşan İHD Amed Şubesi Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu, "25 Kasım biz kadınlar için özel bir gündür. Özelliği kadın mücadelesinin her geçen yıl daha çok arttığını gösteriyor olmasıdır. Kadın ve çocuk ölümlerinin her geçen gün artıyor. Biz kadınlar olarak yaşananları kınıyoruz. Tek bir kadın kalana dek mücadelemiz sürecek. Tüm kadınlara çağrımız gelip birlikte mücadele etmemiz" dedi. 
 
Dêrsim ve Pulur (Ovacık) belediyelerine kayyım atanmasına da tepki gösteren Suzan Mehmetoğlu, “Kayyım halk iradesi değildir" dedi. 
 
KESK Kadın Meclisi üyesi Hatun Leyla Tuncer; "Annelerimizin somut direnişini direncini saygıyla selamlıyoruz. Failler yargılanana kadar annelerimizin yanındayız" dedi. 
  
Bu haftaki eylemde, 27 Haziran 1994 tarihinde katledilen Mümine Sincar ve Tayibe Sincar'ın hikâyesi okundu. 
 
Açıklamayı İHD Kayıp Komisyonu üyesi Berfin Elçi okudu. 
 
Tayibe ve Mümine Sincar’ın hikâyeleri şöyle: “27 Haziran 1994 tarihinde PKK militanlarının Mêrdîn Mahsert (Ömerli) ilçesinde kamu binalarına yönelik silahlı saldırısından sonra gece operasyon yapan Özel Harekât Timleri, Mümine ve Tayyibe Sincar’ın evine baskın yapar.  Ev baskını aile damda uyurken yapılır. Baskın direkt Tayyibe Sincar’a yönelik yapılmıştır. Özel Harekâtçılar silahlarını Tayyibe Sincar’a doğrultur. O sırada kız kardeşi Mümine ablasının üzerine kapanır. Özel Harekât Polisleri ateş ederek iki kız kardeşi orada katleder. Olaydan sonra askerler köye gelip cenazeleri almak ister ancak aile ve köylüler buna izin vermez. Savcı gelir ve olay mahallinde rapor tutar. 36 tane M-16 kovanın bulunduğu tutulan rapora geçirilir. Ailenin tüm talep ve ısrarına rağmen savcı otopsi yaptırmaz. Askerler aynı gün köy muhtarı Mehdi Aksoy’u gözaltına alıp, 30 saat sorguladıktan sonra serbest bırakır. Köye gelen askerlerin başındaki Komutan ‘Eğer koruculuğu kabul etseydiniz, başınıza bunlar gelmezdi’ der. Aile, Ömerli Savcılığına Özel Harekât Polisleri hakkında suç duyurusunda bulunur. Ancak tüm hukuki mücadeleye rağmen sonuç alınamaz ve bu olay failli meçhul olarak kayıtlara geçer."
 
Açıklama yapılan oturma eylemi ardından sona erdi. 
 
Êlih
 
Êlih’te de İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 660’ıncı haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi üyeleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) şubesi yöneticileri, DEM Parti, DBP İl Örgütleri, Êlih Emek ve Demokrasi Platformu yöneticileri katıldı.
 
Bu haftaki eylemde İstanbul Fatih ilçesi Aksaray Semti’nde 19 Ekim 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Halit Boran’ın akıbeti soruldu.   
 
 
Haberlerde gördüler
 
Açıklamada konuşan İHD Üyesi Zana Yücel Bozkurt, kayıpların akıbeti açıklanıncaya kadar sormaya devam edeceklerini söyledi. Amed’in Licê ilçesine bağlı Hereg köyünden çalışmak üzere İstanbul’a giden Halit Boran’ın Aksaray'da polisler tarafından gözaltına alındığını anlatan Zana Yücel Bozkurt, ailesi ve yakınlarının Halit Boran'ı 8 gün sonra İstanbul’da gözaltına alınan kişilere dair Show TV adlı özel bir televizyon kanalının haberlerinde gördüğünü aktardı.  
 
Bir daha haber alınamadı
 
Bu haber ve fotoğraflarının sonraki gün Sabah Gazetesi’nde yayımlandığını belirten Zana Yücel Bozkurt, bunun üzerine ailesinin resmi kurumlar nezdinde girişimlerde bulunup, oğullarının akıbetini sorduğunu söyledi. Başvurdukları resmi makamların aileye gözaltına alındığına dair bir kayda rastlanılmadığı yanıtını verdiğini paylaşan Zana Yücel Bozkurt, "Ailesinin tüm girişimlere rağmen Halit Boran’dan o tarihten itibaren bir daha haber alınamadı” diye konuştu.
 
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.   
 
Colemêrg
 
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 150’inci haftasında Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Eylemde, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartı ve kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu haftaki eylemde Gever’in Oremar köyünde 23 Kasım 2003 tarihinde  odun topladığı esnada askerler tarafından katledilen İslam Terkoğlu’nun failleri soruldu. 
 
İHD Colemêrg Şube yöneticisi Ozan Tekin Akbaş okudu.
 
Devletin güvenlik mekanizması insan hayatına etki eden olaylarda ‘bölge unsurları veya bölge hassasiyeti’ adı altında hukuksuz bir sisteme dayandığını belirten Tekin Akbaş, “Hakkari genelini ele alacak olursak kolluk kuvvetlerinin hukuka uymayan bir eylemi söz konusu olduğunda akla ilk gelen tepki usulsüz bir biçimde olayın manipüle edilmesi ile başlıyor ve cezasızlık ile sonlandırılıyor. Maalesef yargı erki de bu usulsüz işlemlere göz yumuyor. Bütün savunma mekanizmaları ise şu cümle ile başlıyor ‘terörist sandım’ akabinde mahkeme kayıtlarına bir yurttaşımızın katledilmesi olayı ‘bölge hassasiyeti’ olarak geçiyor” dedi. 
 
Askerler aracın önünü kesti
 
İslam Terkoğlu’nun 23 Kasım 2006 tarihinde yanındaki arkadaşı Reşit Soydan ile topladıkları odunları gece 23.00 sıralarında Gever’e götürmek üzere yola çıktıkları esnada yol güzergahı üzerinde aracın önünün askerlerce kesildiğini hatırlatan Tekin Akbaş, “Askerler herhangi bir uyarı yapılmaksızın araca ateş edildi ve İslam Terkoğlu olay yerinde ağır bir biçimde yaralandı. Reşit Soydan ise şans eseri yara almadan kurtuldu. Vurulan Terkoğlu’nun sivil olduğunu anlayan kolluk kuvvetleri her ne kadar hastaneye sevkini sağlamaya çalışılmış olsa da Terkoğlu yolda hayatını kaybetti. Aynı saatlerde Hakkari Valiliği iki teröristin etkisiz hale getirildiği ile ilgili açıklamada bulundu lakin Reşit Soydan götürüldüğü jandarma taburundan Adliyeye sevk edilmeksizin serbest bırakıldı. Dönemin Hakkari Milletvekili mecliste Terkoğlu’nunkatledilmesi olayı ile ilgili soru önergesi verdi. Soru önergesine İçişleri Bakanlığı tarafından verilen cevapta ise ilgili olayın detayları ile araştırıldığı, vurulanın bir köylü olduğunun kabul edildiği açıklamasına yer verildi” diye konuştu. 
 
Failler yargılansın
 
Terkoğlu ailesinin hukuki açıdan yapmış olduğu tüm başvuruların reddedildiğini söyleyen Tekin Akbaş, “Herhangi bir soruşturma yürütülmedi. Böylelikle ailesinin geçimini sağlamak ve kış için yakacak odun temin etmeye çalışırken katledilen İslam Terkoğlu’nun akıbeti faili meçhul bırakıldı. Buradan yetkinlere sesleniyoruz, İslam Terkoğlu dosyasında adalet sağlansın failler yargılansın. İnsan hakları savunucuları olarak, Terkoğlu’nun akıbetinin ortaya çıkarılması için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
Eylem, oturma eylemiyle son buldu.