Bir kadın bir sanatçı bir devrimci: Hozan Mizgin
- 09:01 11 Mayıs 2022
- Portre
Derya Ren
BATMAN - Yaşamını yitirişinin üzerinden 30 yıl geçen Hozan Mizgin’i anlatan annesi ve ablası onun daha çocukluğunda herkes tarafından sevildiğini, sanatı ve kişiliği ile de kendisinden sonrakilere örnek olduğunu söyledi.
Gurbet Aydın ya da bilinen ve ardıllarına ilham kaynağı olan adıyla Hozan Mizgin… Yaşamını yitirişinin üzerinden tam 30 yıl geçti. Ancak binlerce kadına ismini bıraktı. Binlerce Mizgin oldu. Kişiliği, sanatı, duruşu üzerine çok şey yazılıp, çizildi, söylendi…
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın "O PKK'nin yarattığı bir kızdı. Küçük ve genç yaşta bize katılan bir arkadaşımızdı. PKK'ye layık olabilen bir kızımızdı. PKK çizgisine hiçbir zaman ters düşmeyen bir kızımızdı” diye tanımladığı Hozan Mizgin, yarattığı devrimci sanat geleneği ile günümüze ışık tutuyor. Kürt özgürlük mücadelesinde sesinin duruluğu ile haykıran Hozan Mizgin, küçük yaşına rağmen yoldaşları tarafından “Mizgin, bizim için hem sanatçıydı hem gerillaydı hem anaydı hem de yoldaştı" cümleleri ile anılıyordu.
Teslimiyeti reddeden Mizgin
PKK’nin öncü kadroları arasında yer alan Hozan Mizgin, diğer adıyla Gurbet Aydın 1962 yılında Batman’ın Bileyder köyünde dünyaya gelir. 12 Eylül darbesinden önce bir grup arkadaşı ile beraber PKK’ye katılır ve Suriye’ye gider. Daha sonra Beka Vadisi’ne geçerek askeri ve ideolojik eğitim alır. Bu süre zarfında Mizgin, sanat ve kültür çalışmalarına da devam eder.
Sanat alanında örgütleme yapması için 1983 yılında Avrupa'ya gönderilen Mizgin, Huner-Kom’un kuruluşunda ve Yurtsever Kürt Kadınlar Birliği’nde (Yekitiya Jinên Welatparêz ên Kurdistanê-YJWK) yer alır. Duruşu ve yürüttüğü çalışmalar ile birçok gencin PKK saflarına katılmasına aracı olan Mizgin, Avrupa’dan sonraki durağı Bitlis’in Tatvan ilçesi olur. Bölgenin feodal ve muhafazakar yapısından kaynaklı kimi zorlamalar yaşayan Mizgin, mücadelesini daha çok sahiplenerek, kadınları örgütlemenin yollarını arar. Kadınlara ulaşmak için kimi zaman kara çarşaf giyerek, mahallelerde örgütleme yapar ve onlarca kadının Kürt Özgürlük Mücadelesi içerisinde yer almasına vesile olur.
Kürt halkının yaşadığı acıları ve coşkuyu "Lo hevalno", "Çemê Hezîl", "Newroz" ve "Gundîno Hawar" şarkılarıyla seslendiren Mizgin’in 11 Mayıs 1992 yılında Tatvan'da kaldığı eve askerler ve polisler tarafından baskın yapılır. “Direniş zafere, teslimiyet ihanete götürür” şiarıyla teslim olmayı reddeden Mizgin, saldırıya karşı direnir. Yaşanan çatışmada devrimci, sanatçı ve kadın kişiliği ile ölümsüzleşenler kervanına katılır.
Binlerce kadına ilham kaynağı oldu
Yaşamını yitirmesinin ardından binlerce kadına devrimci sanata yönelmeleri için ilham kaynağı ve yol gösterici olan Mizgin’in annesi Hasret Aydın ve ablası Şükran Akış JINNEWS’e konuştu.
Tatvan Mizgin’i sahiplendi
Mizgin’in 7 yaşında okula başladığını söyleyen Hasret, herkes tarafından sevildiğini aktardı. Hasret, sağlık sorunlarından kaynaklı birçok şeyi hatırlamadığını belirterek, “Kızımın cenazesini Tatvan’dan Batman’a getirmek istedim. Ancak halk Mizgin’in mücadele verdiği yer olan Tatvan’da kalmasını istedi. Bundan kaynaklı cenazeyi getirmedik. Kızımın fotoğrafları ve mektupları vardı, ancak eve yapılan baskınlar esnasında polisler aldı. Kızımdan geriye bana bırakmadılar. Şu an devam eden savaştan kaynaklı yüzlerde kişi yaşamını yitiriyor. Allah mücadele edenlere yardımcı olsun” diye konuştu.
Sanatıyla örnek oldu
Mizgin’in küçükken çok güzel ve dürüst bir çocuk olduğunu ifade eden abla Şükran ise, “İnsanlar ikimizi birbirine çok benzetirdi. Mizgin, katılım sağlamadan önce seçim çalışmalarında yer alıyordu. Daha sonra katılım yaptı. Mizgin sürekli şiir yazıyordu, şarkı seslendiriyordu. Mahallelerde yapılan tüm düğünlere davet edilirdi, onun gitmediği düğünler düğün sayılmazdı. Sesi çok güzeldi, insanları cezbediyordu. Katılım yaptıktan sonra televizyonlarda çıkmaya başladı, bu durum bize büyük heyecan verdi. İlk kaseti geldiği zaman ne yapacağımı bilemedim. Mizgin, yarattığı sanat ile beraber birçok kişiye örnek oldu” sözlerine yer verdi.
‘Yanında gidemedim’
Şükran, Mizgin’in Tatvan’da çalışmalarda olduğu dönem annesini görmek istediğini ancak annesinin yaşadığı hastalıktan kaynaklı gidemediğini kaydetti. Annesinin gidememesi üzerine kendisinin gitmek istediğini söyleyen Şükran, “Ben o süreçte 8 aylık hamileydim. Mizgin, benim gideceğimi öğrenince reddetti. Yol esnasında kötü olacağımı düşünüyordu, bu durumdan kaynaklı gidemedim. Mizgin, yaşamını yitirmeden önce bizimle konuşuyordu, herkesin durumunu soruyordu” diye anlattı.
‘Tek isteğimiz unutulmaması'
Şükran, Mizgin için kurulan taziyeye halkın akın ettiğini belirterek, konuşmasını şu sözler ile sonlandırdı: “Bitlis halkı taziyeye geldiği zaman yer kalmıyordu, oturmak için. Mizgin’in tüm şehitlerden bir farkı yoktur. Ancak Mizgin’in unutulmaması gerektiğini düşünüyorum. Mücadele içerisinde yaşamını yitiren ilk kadınlardandı. Hiçbir annenin gözyaşı dökmesini istemiyoruz. Kürtler için özgürlük ve barışın gelmesini diliyorum. Kürtler eğer bir olmazsa bunu sağlayamayız. Hozan Mizgin şehit düşen ve zindanda olan arkadaşları, Kürdistan için birçok şarkı seslendirdi. Örneğin ‘Lo hevalno’ şarkısını zindanda direnen arkadaşları için seslendirdi. Egid için seslendirdiği şarkı var. Sanatçılarımız ve halkımızdan tek isteğimiz Mizgin’in unutulmamasıdır.”