Tülay Hatimoğulları Esenyurt’ta: Kayyıma karşı birlik zamanı 2024-10-31 15:16:44    İSTANBUL - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, MYK toplantısı sonrasında Esenyurt'ta yaptığı açıklamada, kayyım uygulamalarına karşı birlik çağrısında bulundu.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanarak yerine kayyım atanmasının ardından Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı yaptı. Toplantının ardından partisinin Esenyurt ilçe binası önünde açıklamalarda bulunan Hatimoğulları, kayyım rejimine karşı çıkılması gerektiğini belirtti.   Kayyım rejimine karşı çıkılmalı   Kayyım atamalarının başlangıcında bu uygulamalara karşı birlik olunması gerektiğini ifade ettiklerini hatırlatan Tülay, "Kayyım rejimine belediyelere kayyım atanmasına daha güçlü bir şekilde karşı çıkılmalıydı; hâlâ da karşı çıkılmalı. Bugün Kürt illerine atanmış olan kayyımların batıya nasıl sirayet edeceğini defalarca vurgulamıştık. Keşke haklı çıkmasaydık, yanılsaydık; ama ne yazık ki haklı çıktık. Bugün artık kayyım rejimi Türkiye’nin batı belediyelerine sirayet etmiştir" şeklinde konuştu.   ‘Kayyım darbe rejimidir’   Tülay sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Esenyurt belediyesi, Esenyurt halkının uzlaşısıyla kazanılmış bir belediyedir. Bütün Türkiye’ye model olan bir belediyecilik anlayışı ile burada halkın uzlaşısı sağlanmıştır. Esenyurt demek Türkiye demektir. Türkiye’de yaşayan farklı halklardan ve inançlardan insanlar Esenyurt'ta da vardır. Esenyurt’taki kent uzlaşısına tahammül edemeyen iktidar, bir şafak operasyonuyla halkın iradesine darbe vurmaya çalışmıştır. Kayyım bir darbe rejimidir.   İrade gaspı   Kayyım, halkın iradesini gasp etmektir. Kayyım, yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir. Kayyım rejimi antidemokratiktir, hukuksuzluktur. Kayyım rejimi, demokrasinin asgari koşulu olan seçme ve seçilme hakkını yurttaşın elinden almaktır. Bugün Ahmet Özer’e yapılan, Esenyurt halkının iradesine yapılmıştır. Ahmet Özer evinden kalkıp yürüyerek belediyeye gelmedi; Esenyurt halkının oylarının yarısını alarak seçilmiştir. Bu makama herkes saygı gösterecektir. Bu makam halkın makamıdır, bu makam halkın iradesidir.   Halkın iradesine operasyon     Sandık, halkın iradesidir. Halkın iradesine dün bir operasyon daha çekilmiştir. Bizler, bu operasyonlara, halkın iradesini yok sayanlara, demokrasiyi, hakkı, hukuku ayaklar altına alan anlayışa karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim nazarımızda, dün gerçekleşen operasyon ve atanan kayyım yok hükmündedir.   Ahmet Özer toplumun onurudur   Ahmet Özer bu toplumun onurudur. O bir akademisyen, bir bilim insanıdır. Aynı zamanda kendi tercihini yaparak bir siyasi partide siyaset yapmış, halkın iradesiyle seçilmiş ve belediyeyi yönetmektedir. Böylesi bir insana, her belediye başkanına yaptıkları gibi, düzmece bir iddianameyle bir gözaltı gerçekleştirdiler. Düzmece bir dosya ile. Biz bu yalan yanlış dosyaları, bu uydurma dosyaları çok iyi tanıyoruz. Bu operasyonun arkasındaki irade, Ankara ve Saray'daki iktidarın ta kendisidir. Saray, seçimle kazanamadığı belediyelere, dün Ahmet Özer'e yaptığı gibi kayyım atayarak halkın iradesini gasp etmekte ve kendi memurunu oraya yerleştirmektedir.   Yandaşlara peşkeş çekmek için kayyım atıyorlar   Bu ülkede eğer seçilmişler yönetmeyecekse, belediyeleri atanmışlar yönetecekse bu rejimin adı otoriter rejimdir. Bu rejime demokrasi diyemezsiniz, hukuk diyemezsiniz. Bugün Esenyurt belediyesi Türkiye’nin en büyük belediyesidir. Birçok ilden daha büyük olan bu belediyeye iktidar ve kayyımcı zihniyet aynı zamanda bir rant mantığıyla yaklaşmaktadır. Buradan rant elde etmek için kayyıma tevessül ettiklerini çok iyi biliyoruz. Bir yandan halkın iradesini gasp etmek, halkın seçme seçilme hakkını elinden almak, demokrasiyi ezmek; ama öte yandan kendilerine rant kapılarını açmak için kayyım atadıklarını çok iyi biliyoruz. Belediyenin kaynaklarına, tıpkı Türkiye’nin hazinesini yandaşlarına peşkeş çektikleri gibi, Esenyurt’un yani siz değerli halkımızın hakkı olan kaynaklarını kendi yandaşlarına peşkeş çekmek için kayyım atıyorlar.   Kent uzlaşısı iç barışın ta kendisi   Bizler kayyım rejimine karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Bunu hak için, adalet için, demokrasi için yapacağız. Bunu halkın hakkı olan hizmet hakkı, kent hakkı için de yapacağız. Bugün sözüm ona barış elini uzatanlar, iç barış diyenler, dün Esenyurt’ta gerçekleştirdikleri operasyonla Esenyurt’un iç barışına darbe vurmuşlardır. Bugün kent uzlaşısı, iç barışın ta kendisidir. Kent uzlaşısına tahammül edemeyenler, operasyonlar çekenler iç barıştan nasıl bahsedebilir? Bunun hesabını Türkiye halklarının vicdanına bırakıyorum.   Birlik zamanı   Değerli halklarımız, bizler bugün kayyım rejimine karşı Türkiye’deki tüm duyarlı yurttaşlar olarak, bunu kabul etmeyen tüm yurttaşlar olarak, yarın bir başka belediyeye benzeri olmasın diye, yarın büyükşehir belediyelerini hedeflemesinler diye, yarın Anadolu’nun başka bir kentini hedeflemesinler diye tek vücut olma zamanıdır; bir olma zamanıdır, beraber olma zamanıdır. Demokrasiyi ve gerçek anlamda bir toplumsal barışı hep birlikte talep etme zamanıdır.   Kayyıma bir kez daha hayır   Bu haberi aldığımız anda MYK’mızı bugün İstanbul’da toplama kararı aldık ve biraz önce MYK toplantımızı gerçekleştirdik. Hem burada hem Türkiye’nin her yerinde kayyıma karşı demokrasiyi, Türkiye’de toplumsal barışı savunmak üzere hep birlikte yol haritamızı konuşmak için toplandık. Şimdi alana, meydana halklarımızla buluşmak ve kayyıma bir kez daha hayır demek için alana doğru hareket ediyoruz.”