'Önümüzdeki dönem bazı gelişmeleri görme şansımız olacak' 2025-04-24 12:18:26   ANKARA - DEM Parti Grup Başkanvekillerinden oluşan heyet ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Barış ve Demokratik Toplum” süreci gündemli görüşmesi ardından açıklama yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Önümüzdeki dönem bazı gelişmeleri görme şansımız olacak" dedi.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, 13 yıl aradan sonra AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, 18 Nisan Cuma günü Adalet Bakanlığı ile de bir araya gelmeyi planlıyordu. Ancak heyette yer alan Sırrı Süreyya Önder’in görüşme öncesi geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle görüşme ileri bir tarihe ertelendi.   Ertelenen bu görüşme, bugün saat 10.30’da DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan tarafından Adalet Bakanlığı nezdinde gerçekleştirildi.   'Önümüzdeki dönem bazı gelişmeleri görme şansımız olacak'   Görüşmenin ardından Adalet Bakanlığı binası önünde açıklama yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, Adalet Bakanı ile yapılması planlanan görüşmenin, İmralı Heyeti’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmeden sonra planlandığını ancak ertelendiğini; görüşmenin bugün yapıldığını söyledi. Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Sayın Adalet Bakanı ile 1 Ekim’den beri başlayan tartışmalar vesilesiyle bunun sürece yapacağı katkıları, yasal düzenlemeleri geniş düzeyde konuşma fırsatı bulduk. Öncelikle tartışma başlığımız İmralı’da bulunan ve 27 Şubat çağrısıyla da Türkiye’de yeni bir dönemin kapısını aralayan Kürt sorununun demokratik çözümünde yeni bir eşik atlamamızı sağlayan Sayın Abdullah Öcalan’ın çalışma koşullarının, sağlık koşullarının sağlanması gerektiğini belirtmek isterim. Bu konuda Sayın Bakana tecrit koşullarında, Sayın Öcalan’ın bu sürece katkı sunamayacağını, sürecin ilerlemesi açısından Sayın Öcalan’ın koşullarının en önemli başlık olduğunu ve artık bu koşulların amasız fakatsız düzeltilmesi gerektiğini ifade ettik. Bu konuda önümüzdeki dönemde bazı gelişmeleri görme şansımız olacak” diye konuştu.      Hasta tutsaklar ve ATK raporları   “İmralı Heyeti dışında oraya farklı heyetlerin gitmesi, isimlerin, partilerin, aydınların, yazarların, akademisyenlerin gitmesi ve yine Sayın Öcalan’ın görmek istediği bazı isimlerin, gazetecilerin, yazarların adaya gitmesinin altını çizdik, hızlı adım atılsın dedik” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bunun dışında da Türkiye’de adalet sistemiyle ilgili çok ciddi sorunlar var ve bunu da kapsamlı bir şekilde ele alma şansımız oldu. En önemli temel başlıklardan biri, hâlihazırda cezaevinde bulunan hasta mahpuslar başlığı. Bunun ne insani ne de hukuki olmadığını biliyoruz. Hasta mahpuslar için hızla düzenleme yapılması, ATK raporları alanında düzenleme yapılarak hızla cezaevinden çıkmaları konusunda da görüş ve düşüncelerimizi ifade ettik. Bu konudaki taleplerimizi ilettik” sözlerini kullandı.   10’uncu Yargı Paketi’ndeki TMK maddesine dikkat çekildi   Devamında Gülistan Kılıç Koçyiğit şunları söyledi: “Yine kamuoyunda Covid Yasası olarak bilinen, aslında Covid pandemi döneminde cezaevinden şartlı salıverilme koşullarını düzenleyen ama onun içerisinde örgütlü suçları istisna tutan yasal düzenlemede, biliyorsunuz bir infaz paketi düzenlemesi var. Oradaki bu örgütlü suçları istisna tutan meselenin ortadan kaldırılması ve gerçek anlamda herkesi kapsayan eşitlikçi bir yaklaşımın gözetilmesi gerektiğini de kendilerine ifade ettik. Yine özellikle bu önümüze gelecek olan İnfaz Paketinde, biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi'nin daha önce iptal ettiği ‘örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işleme’ maddesi vardı. Anayasa Mahkemesi bunu iade etmişti. Ama ne yazık ki Meclis’ten geldiği gibi aynı şekilde düzenlendi ve geçti. Şimdi yeniden pakete konulmasına dair bazı bilgiler aldık. Bunun mutlaka amasız, fakatsız ortadan kaldırılması gerektiğini, bunun asla kabul edilemeyeceğini ifade ettik. Bu anlamıyla Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun bir düzenleme yapma beklentimizi yine kendilerine ifade etmiş olduk.     İdare Gözlem Kurulları   Özellikle en büyük sorunlardan birisi olan, cezaevindeki mahpusların cezalarını yatmış olmalarına rağmen İdare Gözlem Kurulu kararlarıyla tamamen subjektif, tamamen keyfekeder gerekçelerle cezaevinde tutulmalarını sağlayan bu meselenin; bu kurulların reforme edilmesi, gözden geçirilmesi ve demokratikleştirilmesi gerektiğini ifade ettik. Bununla beraber bütün bu gözlem kurulu kararlarının, objektif kriterlere göre verilmesi gerektiğini kendilerine ilettik. Bu anlamıyla, gelecek ilk pakette de İdare Gözlem Kurullarının ikinci bir cezalandırma mekanizması hâline gelen yapısının demokratikleşmesi ve kararlarının objektif kriterlere dayandırılması gerektiğine dair bir düzenlemenin yer alması gerektiğini belirttik.   Bütün bunların dışında, İGK’nin keyfîliği dışında, aslında mahpusların hak arama, cezaevindeki koşulların düzeltilmesi için yaptıkları eylem ve etkinlikler nedeniyle aldıkları disiplin cezalarının da ‘iyi hâlli olma’ meselesinde bir kriter hâline getirildiğini görüyoruz. Bu disiplin cezalarının gerçek anlamda yeniden düzenlenmesi; mahpusların, cezaevi koşullarını düzeltmek istemesi nedeniyle yaptığı eylemlerin bile disiplin suçu kapsamına alınmasının kabul edilemez olduğunu ve hele ki bunun şartlı tahliyeyi etkilemesinin asla kabul edilemeyeceğini kendilerine ifade ettik.   Halkımızın beklentisini anlattık   Bu anlamıyla, bu başlıklarda genel bir tartışma yürüttüğümüzü, taleplerimizi, kamuoyunun ve halkımızın beklentisini ilk elden kendilerine anlatma imkânı bulduk. Bize bu fırsatı verdikleri için de Sayın Bakan’a ve heyetine teşekkür ediyoruz.   Peki, Sayın Bakan’ın yanıtı ne oldu? Özellikle Sayın Öcalan’ın tecridi konusunda ve söylediğimiz diğer infaz yasasıyla ilgili istediğimiz düzenlemelere ne yanıt verildi? Bütün bunları karşılıklı konuşma fırsatı bulduk. Sayın Bakan da dikkatle bunları not etti. Zaten bazı yasal düzenlemelere ilişkin, hepimiz açısından ortak belirlemeler var. Birçok hakkaniyetsiz, haksız, eşitliğe aykırı yasal düzenleme olduğunu herkes çok iyi biliyor. Örneğin yasası çıktığı zaman, pandemi sadece adli mahpusları kapsayan bir durumdu. Herkese yönelik risk vardı ama orada örgütlü suçlar istisna tutulmuştu. Bunun hakkaniyetsizliğini, kabul edilemezliğini ifade ettik.   Kendileri de bu konuda çalışacaklarını ifade ettiler. Söylediğimiz her başlığı dikkatle not ettiler ve bu konuda çalışacaklarını, önümüzdeki dönemde karşılıklı görüş alışverişinde bulunacağımızı teyit etmiş olduk. Kobanê davası ve diğer başlıklarda da değerlendirmeler yaptık.”