'Kerkük'te halkları karşı karşıya getirmek bölgeyi kaosa sürükler' 2017-10-18 09:02:34 İSTANBUL - Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçlerinin Kerkük'ü işgal etmesini değerlendiren SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Kerkük'te yaşayan Kürtler'i, Araplar'ı, Türkmenler'i karşı karşıya getirmek; savaş yorgunu olan bölgeyi daha büyük bir kaosa sürükleyecektir" dedi. Irak ordusu ve Haşdi Şabi'nin Kerkük'e yönelik işgal hareketi HPG ve YJA-Star üyeleri ile geri çekilmeyi kabul etmeyen peşmerge ve halkın oluşturduğu savunma hattı ile geri püskürtülmeye çalışıldı.  Oluşturulan savunma hattı, KDP güçlerinin genel asayiş binalarını terk etmesi ve ağır silahlarıyla bölgeden çekilmesi üzerine kırıldı. KDP güçlerine tepki gösteren halk,  olası bir katliam tehlikesiyle karşı kalmamak için kenti terk etmek zorunda kaldı. KDP, Kerkük’ün yanı sıra Maxmur ve Şengal’deki mevzilerini de Haşdi Şabi'ye bırakarak bölgeden ayrıldı.  Kerkük’te yaşanan gelişmeleri değerlendiren Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Musul’u DAİŞ’in elinden kurtarmaya çalışan çizgi, bugün DAİŞ ile aynı hatayı işlememelidir” dedi.    ‘Bu çatışma hali bölgesel güçlerin işini kolaylaştırmaz’   Tülay, emperyalist güçlerin bölgesel savaşı derinleştirme olasılığının altını çizerek, "Kerkük operasyonunun Suriye'de nihayetlendirilmesi, hedeflenen savaşın Irak'ta zuhur etmesine neden olabilir" diye konuştu. “Bölgede yaşanan savaşın esas nedenleri küresel güçlerin bölgedeki sert tepişmeleri değil midir?” diye soran Tülay,  “Bu çatışma hali bölgesel güçlerin işini kolaylaştırmaz. Tam aksine zorlaştırır. Kürt halkı bütün Ortadoğu coğrafyasında artık var oluştan öte, statü hakkı talep ediyor. Irak yönetimi ve diğer ülkeler Kürt halkının bu hakkını göz ardı edemez" diye konuştu.   'Demokratik ve barışçıl politikalar'   Tülay şöyle devam etti: "Küresel güçlerin bölgede oynadığı oyunu bozmanın yegane yolu bölge ülkelerinin demokratik ve barışçıl politikalar izlemesinden geçiyor. Bölge etnik gruplar arasında derinleşen savaş ve şiddetten dolayı yeterince kan ağladı. Ekonomik ve siyasal olarak da kaybetti. Şapkayı önlerine koymaları için daha kaç on bin insanın ölmesi gerek? Kaç milyonun göç etmesi, kaç kadının tecavüze uğraması, pazarlarda köle gibi alınıp satılması gerek?"   'Daha büyük kaos'   Kerkük'e yapılan operasyonun bir nedenin de İran'ın savaşı kendi sınırının dışına itme taktiği olduğuna dikkat çeken Tülay bu durumu ‘güvenlikçi yaklaşım’ olarak değerlendirdi. Tülay, "Bu kaygıyı ortadan kaldırmanın yolu şu ana kadar pek denenmeyen bir yöntemdir ki; o da halkların eşitlik temelinde kardeşliğini sağlamaktır. Kerkük'te yaşayan Kürtler'i, Araplar'ı, Türkmenler'i karşı karşıya getirmek; savaş yorgunu olan bölgeyi daha büyük bir kaosa sürükleyecektir. Bir an önce bu yanlıştan dönülmelidir" diye konuştu.    ‘Çünkü Kürt realitesi kendini dayatıyor’   Askeri yöntemlerin çözüm yerine çözümsüzlük üreteceğini vurgulayan Tülay son olarak, "Tarih bunun örnekleriyle doludur. Irak, İran, Suriye ve Türkiye'de Kürt sorunu demokratik yollarla çözüme kavuşturmak durumundadır. Bundan kaçınılamaz. Çünkü Kürt realitesi kendini dayatıyor. En büyük arzumuz bölge halklarının tamamının eşit ve kardeşçe yaşayabilmesidir" diye belirtti.