DBP Yerel Yönetimler Konferansı sona erdi: Tecridin kaldırılması temel gündem 2018-02-07 16:30:19     DİYARBAKIR - DBP Yerel Yönetimler Konferansı yapılan basın açıklaması ile sonlandı.  Açıklamada Efrîn’e yönelik saldırıların PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından geliştirilen demokratik ulus paradigmasını hedeflediği belirtilerek, “Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüğü için mücadele etmek en önemli gündemimizdir” denildi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır il binası Vedat Aydın Konferans Salonunda iki gün boyunca süren Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Yerel Yönetimler Konferansı yapılan açıklama ile sona erdi. Konferansın sonuç bildirgesini yerine kayyım atanan Cizre Belediye Eşbaşkanı Kadir Kunur okudu. Kadir, dün DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan’ın gözaltına alınmasına dikkat çekerek “AKP ve MHP’nin DBP’ye yönelik saldırıları devam etmektedir. DBP Eş Genel Başkanımız Sayın Mehmet Arslan’ın gözaltına alınmasını kınıyor, derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.    ‘Saldırılar halkların kazanımlarına dönüktür’   Kadir, Türkiye’de yaşanan baskı politikalarına değinerek, “Faşizm uygulamaları demokrasi güçlerine yönelik siyasi soykırım politikaları, dışarıda başta Kürtler ve kadınlar olmak üzere tüm halkların kazanımlarına yönelik savaş politikaları uygulanıyor. Erfinî’i işgal etme girişimleri bu gerçekliği gün yüzüne çıkarmıştır. Faşizmin kadın bedenine dönük saldırısı gerek Varto’da Ekin Wan üzerinde gerekse de Efrîn’de Barîn Kobani’nin bedenine yönelik işkence ile aynı zihniyetin pratiği olduğunu göstermiştir. Parçalara ayrılan ve teşhir edilen bedenler ile Kürt kadınlarının ve halkının haklı mücadelesini engellemek ve diz çöktürmek istenmektedir. Ancak Rojava’da halklar kazanımlarına yönelik saldırılara karşı birlikte görkemli bir direniş sergileyerek AKP- MHP iktidarının ve ulus devletlerin kaybedeceğini bize tarihsel olarak bir kez daha göstermiştir” sözlerine yer verdi.   ‘Öcalan’ın özgürlüğü temel gündemimizdir’   PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride vurgu yapan Kadir, Abdullah Öcalan’ın sadece Kürt halkı için değil Ortadoğu’da yaşayan ezilen halklar için de mücadele verdiğine değindi. Kadir, Efrîn’e yönelik saldırıların doğrudan Abdullah Öcalan'ın halkların bir arada kardeşçe yaşamasına zemin oluşturan demokratik ulus perspektifine karşı yapıldığını kaydetti. Kadir, “Efrîn’e yönelik saldırı, anlamını yitirmiş ulus devletin, demokratik yerinden yönetim ve eşitlikçi yönetimi zayıflatma ve ortadan kaldırma saldırısıdır. Türkiye’de Nisan 2015’ten  itibaren ağırlaştırılmış mutlak tecrit altında tutulan Sayın Öcalan’a yönelik tecrit ile faşizmin inşası birlikte yürütülmüştür. Kürtlerin ve halkların özgürlüğü için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüğü için mücadele etmek en önemli gündemimizdir” ifadelerini kullandı.   ‘Belediyeler gasp edildi’   Kadir soykırım operasyonlarını hatırlatarak, “2015 Nisan ayında AKP iktidarı, Sayın Öcalan’a tecritle birlikte Kürt halkına yönelik soykırım saldırılarında bulunarak savaşı başlatmıştır. Bir yıl sonrasında OHAL darbesiyle açıktan faşizmin kurumsallaştığını ilan eden AKP iktidarı tüm demokrasi mücadelesi verenleri apaçık düşman olarak görüp terörize etmiştir. Bu kesimlerden biri de demokrasinin güçlenmesinde ana bileşen olan yerel yönetimlerimizdir. 94 DBP’li belediyeye kayyum atamaları gerçekleşmiştir. Tüm bunlarla AKP iktidarı Kürtlerin ve halkların kazanımlarını gasp ederek cinsiyetçi, milliyetçi ve dinci faşizmini gasp politikalarıyla inşa etme çabası söz konusu olmuştur” dedi.   ‘Faşizme karşı her alanda direneceğiz’   Kadir son olarak, “Demokratik ve toplumcu yerel yöneticiliğin gelişimi için kararlaşmalar sağlanmıştır. Mücadelemiz ve yerinden yönetimin inşasında hedefimiz gaspçı faşizm sistemini yıkmak olacaktır. Bu karalılık ve inancı tarihsel mirasımızla ve güncel haliyle her alanda halkların demokrasi mücadelesinin görkemli direnişiyle feyiz almakta ve tarihsel rolümüzü oynamayı kaçınılmaz görmekteyiz. Her alanda faşizme karşı kazanan, direnen ve ulusal birliğiyle örgütlenen Kürdistan halkları olacaktır” diyerek alınan kararları sıraladı.    “*Gaspçı faşizme karşı örgütlülüğün yükseltilmesi, başta Efrîn halkı olmak üzere direnen halklarla dayanışmanın geliştirilmesi, barışı savunan  demokratik kitle örgütleriyle dayanışma içinde olunacağı    * Halkların özgür birlikteliği ve Ortadoğu da barışın  sağlanabilmesi için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması,   *Eşbaşkanlık sistemimize,  karşı gelişen eril devletçi zihniyetle yapılan saldırılara karşı sistemimizin derinleştirilerek inşa edilmesi,   *Faşizmi besleyen temel anlayışın cinsiyetçilik olmasından hareketle toplumun her alanında cinsiyetçiliğe karşı mücadele kampanyalarının yürütülmesi, *Yerel  yönetimler politikamızı  değerlendirip yeni dönemin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılacağı karar altına alınmıştır,   *Halklarımız bu demokratik alanı gelecek süreçte yeniden büyütüp güçlendirecektir. Biz de konferans bileşenleri olarak halkların yürüttüğü mücadeleyi selamlıyor ve kazanan örgütlü  mücadelemiz olacaktır diyoruz.”   Okunan sonuç bildirgesinin ardından konferans, “Biji Serok Apo” ve “Biji berxwedana Efrinê” sloganları ile sona erdi.