Yoksulluk ve çeteleşme: Çocuklar tehlikede 2024-10-17 09:02:01     Nazlıcan Nujin Yıldız    İZMİR - Çocukların çeteleşmeye, uyuşturucu kullanımına/satışına ve fuhuş çetelerine sürüklenmesine dair değerlendirmelerde bulunan TÖP Çocuk Meclisi İzmir Sözcüsü ve Her Yer Çocuk Derneği üyesi Sedanur Uğur, çocukların devletin çeteleşme haliyle yüzleştiğini ifade ederek, çocukların suça sürüklenmesinin çocuk yoksulluğuyla ilgili olduğunu belirtti.   Türkiye’nin kadın ve çocuk düşmanı politikalarının bir sonucu olarak Kürdistan ve Türkiye’de çocuklar, çeteleşmeye, uyuşturucu kullanımına ve satıcılığına, fuhşa sürükleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 yılında yayımladığı istatistiklerde, suça sürüklenme nedeni ile güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların yüzde 39,8’ine yaralama, yüzde 20,8’ine hırsızlık, yüzde 7,7’sine pasaport kanununa muhalefet, yüzde 4,9’una uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, yüzde 4,0’ına ise tehdit suçları isnat edildiği belirtiliyor. Uyuşturucu kullanım yaşının her yıl düştüğü bilinirken, bunun yanı sıra çocuklar çetelere ve fuhuş çetelerine de dâhil ediliyor. Buna dair iktidar önleyici politikalar üretmezken, bakanlıklar da bu sorunu görmezden geliyor.   Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Çocuk Meclisi İzmir Sözcüsü ve Her Yer Çocuk Derneği üyesi Sedanur Uğur, konuya dair değerlendirmelerde bulundu.   ‘Çocuklar devletin çeteleşme haliyle yüzleşti’   Devletin çeteleşme haliyle çocukların da yüzleştiğini ifade eden Sedanur, yoksulluk arttıkça çocuk haklarının ihlalinin de arttığını vurguladı. Çocukların çeteleşmenin içine sürüklendiğini belirten Sedanur, “Bu iş kollarında da böyledir. Çocuklar susturulabilir ve işlerini hemen yaptırabileceğini düşündükleri insanlardır. Çeteler de uyuşturucu satıcıları da bunun farkında ve çocuktan şüphelenilmeyeceği gerçeğiyle uyuşturucunun çocuklar tarafından getirilip götürüldüğü bir biçim ortaya çıkıyor. Tabii ki bunun içinde yaşayan çocuklar da bu işin devamcısı olan bir durum yaşıyor, çocukların buna sürüklendiği bir süreç gerçekleşiyor” dedi.   Çocuk yoksulluğunun sonucu   Yoksulluk ve çocuk yoksulluğu arttıkça, insanların kolay yollardan para kazanmaya çalıştığını ve buna çocukların da dâhil edildiğini kaydeden Sedanur, “Bu ilk önce eğitimi bırakmalarıyla oluyor, daha sonra çocuk işçiliği devreye giriyor ve çalışabilecekleri yerlere yöneliyorlar. Zaten yoksul mahallelerde ya da Kürt illerinde uyuşturucu sokulmasıyla çeteleşme çok hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Çocuklar da bu yolla hızlı para kazanma ya da kendini gerçekleştirme, birilerinden onay alma isteğiyle bu işlere sürüklenmiş oluyor. Nasıl ki çocuk işçiliğinden bahsediyorsak, çocuklar da yoksulluktan dolayı bu yola sürükleniyor ve bu gerçekliğin hâkim olduğu mahallelerde hızlıca çeteleşmeye dâhil ediliyorlar” şeklinde konuştu.   ‘İktidar eliyle hedeflenen yerlere uyuşturucu sokuluyor’   İktidarın, uyuşturucuyu hedeflediği yerleri çökertmek için bu bölgelere soktuğunu dile getiren Sedanur, bu durumun devlet eliyle gerçekleştirildiğini belirtti. Çocuk yoksulluğunun da bu durumu etkilediğini ifade eden Sedanur, “Çocuklukta bir tanım vardır; 0-18 yaşındaki herkes çocuktur, fakat çocukluk daha farklı değerlendirilir. Çocuk dediğimiz, gelişimine özen gösterilen ya da ihtiyaçları karşılanan bireylerdir. Zengin insanlarda bu çocukluk otuz yaşına kadar devam ederken, yoksul mahallelerde çocuklar artık çocukluğunu on yaşından önce yaşamak zorunda kalıyor. Zaten mevsimlik işçi olarak çalışan çocuklar, başka bir biçimde ailelerinin yanında bu sömürü düzeninden paylarını alıyorlar. On yaşından sonra çocukluktan çıkıp hızla yetişkin olma ve yetişkinlerin yapması gereken işleri üstlenmeye başlıyorlar. Yani hızlı nasıl para kazanabilirim gibi düşüncelerle hareket ediyorlar. Yoksul kesimlerde ya da Kürt illerinde çocuklar çocukluktan hızla çıkıyor ve o mahallelerde yetişkinlerin yaptığı işleri onlar da devam ettiriyor. Çünkü onlara başka bir seçenek sunulmuyor” sözlerini kullandı.    ‘İktidar ve bakanlıklar önleyici tedbirler almıyor’   Çocukların suça sürüklenmesinde iktidarın önleyici tedbir almadığını ve caydırıcı ceza politikalarının uygulanmadığını dile getiren Sedanur, bakanlıkların da bu duruma dair önleyici bir politika izlemediğini söyledi. Sedanur, “İktidar yapısından bunu çok iyi anlayabiliyoruz; zaten bakanlıklar da iktidarın tekelinde olan kurumlardır ve iktidar hiçbir şey yapmadığı gibi onlar da hiçbir şey yapmıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, çocukların haklarının ihlal edilmesini önleyecek hiçbir şey yapmıyor. Bütçe görüşmeleri yapılacak ve baktığımızda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın çocuklar için ayrıca ayırdığı bir bütçe yok. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın da öyle. Sadece çocuklara ayrılan bir bütçe bulunmuyor. O yüzden de bu alanlarda asla bir iyileştirme yapılmıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi STK’lara ama nihayetinde tarikat ve cemaatlere aktarılıyor” diye ifade etti.   ‘Birleşip mücadele edilmeli’   Bu durumun hızlıca çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Sedanur, bu çözümün çocuklarla birlikte yapılması gerektiğinin altını çizdi. Sedanur, “Çocuklar için, çocuklarla birlikte mücadele edelim” şiarıyla çalışmalar yürüttüklerini belirterek, “Biz mahallelerde çocuklarla buluşuyoruz, öğretmenlerle, psikologlarla tartışıyoruz. Bu sürecin yayılması ve bu mücadelenin genişlemesi gerekiyor. İktidar çocuk politikalarıyla ilgili çok hızlı karar alıp uyguluyor. Geçen yıl MESEM’i konuşuyorduk. Bu yıl Mesleki Ortaokullarını tartışıyoruz. Bizim tarafımızdan buraya çok güçlü bir cevabın üretilmediğini görüyoruz. Bunun sağlanması gerekiyor. Burayla ilgili kurumların birleşip, okul yemeği koalisyonu gibi koalisyonların kurulması ve bu şekilde mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.