Katliama karşı demokrasi için Hatay’da eyleme geçiyorlar 2025-04-17 09:02:01       İZMİR - Suriye’deki Alevi katliamının durdurulması için demokrasiye destek verilmesi gerektiğini ifade eden DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, 24 Nisan’da Suriye İçin Kadın İnisiyatifi öncülüğünde Hatay’da gerçekleştirilecek eyleme katılım çağrısında bulundu.   Suriye’nin Lazkiye, Dera, Süveyda, Hama, Humus ve Tartus şehirlerinde, HTŞ’ye bağlı gruplar, SMO ve DAİŞ tarafından Alevilere yönelik saldırılar sonucunda binlerce kişi katledildi, yerlerinden edildi. Alevi kadın ve çocuklar ise savaş ganimeti olarak kaçırıldı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) 15 Nisan tarihli raporuna göre, son bir ay içinde bu şehirlerde 17 kadın ve çocuk kaçırıldı, 5 Alevi ise öldürüldü.   Devam eden katliamların durması için kadınlara ortak mücadele çağrısı yapan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Suriye’de demokratik bir yapının inşası için tüm halkları ve inançları kapsayan bir anayasa oluşturulması gerektiğini vurguladı. Kadriye Doğan, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin demokratik bir toplum yaratma çabalarının önemli olduğunu ve HTŞ ile imzalanan anlaşmanın, Suriye’nin demokratikleşmesi açısından kritik bir adım teşkil ettiğini belirtti.    Ayrıca Türkiye’nin HTŞ lideri Colani’yi davet etmesini, Alevi katliamını meşrulaştıran bir adım olarak değerlendiren  Kadriye Doğan, bu durumun kabul edilemez olduğunu söyledi. Alevilere yönelik saldırıların sona ermesi için kadınların ortak mücadelesinin şart olduğunu vurgulayan Kadriye Doğan, tüm kadınları, 24 Nisan’da Hatay’da yapılacak olan “Suriye İçin Kadın İnisiyatifi” eylemine katılmaya çağırdı.   ‘Aleviler için tüm kesimlerle ortaklaşmayı hedefliyoruz’   DAD’ın daha önce de çağrı yaptığını ve Alevi Bektaşi Federasyonu ile diğer Alevi kurumlarının çağrıları sonrasında Alevi kadınlarının öncülüğünde bu inisiyatifin kurulduğunu ifade eden Kadriye Doğan, Colani’nin Türkiye ziyareti öncesinde, uluslararası terör listesinde yer alan birinin kırmızı halılarla karşılanmasını kınayan bir bildiri yayımladıklarını belirtti. 24 Nisan’da, Suriye’ye olan yakınlığı nedeniyle Hatay’ın Samandağ ilçesinde bir eylem düzenlemeyi planladıklarını dile getiren Kadriye Doğan, “Çok ciddi katılımlar söz konusu. Umuyorum, bu çağrıya imza atan tüm kesimlerle birlikte 24 Nisan’da Samandağ’da güçlü bir ses oluruz. Şu anda adı konmamış bir Üçüncü Dünya Savaşı yaşanıyor. Ortadoğu’daki bu kaotik sürecin barışa evrilmesi; hem Suriye hem Türkiye'de, genel olarak Orta Doğu ve Mezopotamya halkları için bir barış ortamının sağlanmasını gerekli kılıyor. Bu barış ortamına en çok ihtiyaç duyan topluluklardan biri Aleviler. Suriye’de ilk olarak, örgütsüz ve kendi özgün savunmasını oluşturamamış bir kitle olarak Aleviler hedef alındı. Bu nedenle, Alevilerin de demokrasi ve birlikte yaşam talebi olan tüm kesimlerle dayanışma içinde hareket etmesini, bu süreci bir farkındalık çalışmasına dönüştürmesini önemsiyoruz” şeklinde konuştu.   ‘Hak ihlallerinin duyulması yönünde çalışıyoruz’   Suriye’deki Arap Alevilerine dair, yalnızca medyaya ya da hak örgütlerinin açıklamalarına yansıdığı kadarıyla bilgi alabildiklerini belirten Kadriye Doğan, Alevilere yönelik hak ihlallerinin de tam olarak bu iletişimsizlikten ve yardım koridorunun oluşturulamamasından kaynaklandığını ifade etti. Türkiye’nin, bir devlet olarak HTŞ iktidarını ziyaret etmesi ve HTŞ liderini Türkiye’ye davet etmesiyle bu hak ihlallerine göz yumduğunu ve bu süreci meşrulaştırdığını dile getiren Kadriye Doğan, şöyle konuştu: “Biz, buna karşı bir ses olmak istiyoruz. Doğrudan iletişim kurma şansımız olmasa da hep sınırda ve eylemlerin içinde olduk. Ancak bu bilinmezlik ortadan kalkmalı; kimler mağdur, ne düzeyde mağdurlar, bunlar bilinsin. Eğer bir olumsuzluk varsa, bu durum hukuksal zeminde çözüme kavuşturulmalı. Bu çalışma, sokakta infazlara ve kitlesel katliamlara karşı durmak, bunları kabul etmemek için yürütülüyor. Ancak Suriye’deki boşluk hâlâ giderilmiş değil; mağduriyetler devam ediyor. Bu nedenle, dünya kamuoyunun dikkatini çekmek ve Türkiye’deki duyarlılığı artırmak adına Alevi kadınlar olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”   ‘HTŞ ile yapılan anlaşma sonrası yardım koridoru açıldı’   Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin, tüm farklı kesimlerin bir arada yaşayabildiği, demokratik ve insan haklarına saygılı bir toplum inşasında önemli gelişmeler kaydettiğini belirten Kadriye Doğan, Beşar Esad yönetimi gibi HTŞ yönetiminin de bu yapıyı kabul etmekte direndiğini ifade etti. HTŞ yönetimi ile Özerk Yönetim arasında imzalanan anlaşmaların, hem ülkenin tamamının demokratikleşmesi hem de Alevi soykırımının önlenmesi açısından önemli bir adım olduğunu vurguladı.  Kadriye Doğan, “Oturup anlaşmadan, sürekli kan dökerek, savaş halinin sürdürülmesi topluma hiçbir şey kazandırmaz. Toplumun neresinde olursa olsun, demokratikleşme yönündeki her adım desteklenmelidir. Bazen radikal tepkiler geliyor; ‘Kiminle anlaşıyorsunuz?’ deniliyor. Ancak Ortadoğu’daki o yangını söndürecek bir anlaşmanın önü açılmalı. Zaten o anlaşmanın içerisinde Alevi katliamının kabul edilmediğine ve özgürlüklerin önünün açılmasına yönelik maddeler var. Bu maddeler dikkatlice incelendiğinde, Suriye halkları için önemli bir adım olduğu görülür. Aynı zamanda bu, Kürt kazanımlarının korunması açısından da kıymetlidir. Bu süreci, diğer kesimlerin aleyhine işleyen bir yapı olarak görmüyorum. Hâlâ Alevi katliamı devam ediyor, ancak taraflar arasında yardım koridoru da yine bu anlaşma çerçevesinde açıldı. Bu nedenle ben anlaşmayı olumlu buluyorum” sözlerini kullandı.     ‘Elini uzatanın demokrasiye destek olması gerekir’   Şengal’deki Êzidî katliamı sonrasında kadınların köle pazarlarında satıldığını hatırlatan Kadriye Doğan, Suriye’de Alevi kadınların benzer süreçler yaşamaması için mücadele verdiklerini ifade etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Ömer Öcalan ile yaptığı görüşmede, “Arap Alevilerine yönelik uygulamaları kabul edilemez” bulduğunu söylediği sözleri de hatırlatan Kadriye Doğan,“Arap Alevilerinin hem Türkiye’de hem Suriye’de öz savunmalarını geliştirme sürecinde, hangi temelde ortaklıklar kurduklarını ve kimlerle birlikte hareket etmek istediklerini tam olarak bilmiyoruz. Ancak Suriye’nin demokratikleşmesi ve demokratik bir anayasa çerçevesinde, tüm inançların ve halkların birlikte yaşayabileceği koşulların oluşturulması gerekiyor. Bu sürece elini uzatanların görevi de bu olmalı” ifadelerini kullandı.     ‘Tüm halkları kucaklayan bir anayasaya ihtiyaç var’   Colani’nin, İslam’ı kendine alet ederek Suriye’de kurmak istediği rejimi, başta İslam’ın kendisinin kabul etmediğini; çünkü İslam’ın katliamlara karşı olduğunu dile getiren Kadriye Doğan, Türkiye’nin elini bu rejimin temsilcisi olan Colani’ye uzattığını ifade etti. Suriye’nin çok çeşitli halkları ve inançları barındıran bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Kadriye Doğan, son olarak şunları söyledi: “Belli bir kesimin çıkarları temelinde inşa edilecek bir yönetim, Suriye’nin ihtiyaçlarını karşılamaz. Tüm halkların ve inançların ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Bu doğrultuda emek vermek gerekiyor. Bizlerin çağrısı da bu yönde. Özellikle Türkiye ve Suriye arasındaki barış yaklaşımının, barışın inşası ve toplumların demokratikleşmesi sürecini karşılıklı olarak çok etkileyeceğinin farkındayız. Bu nedenle, toplumun demokratikleşmesi, savaş halindeki grupların barışması insanlık adına son derece elzemdir. Bu sürece emek vermeyi kıymetli buluyoruz.”    Kadriye Doğan, son olarak, Suriye’deki katliamların son bulması için tüm kadınları ortak mücadeleye çağırdı.