İnkara sessiz kalanlar barışın inşasında gazetecilik yapabilir mi? 2025-08-24 09:05:04   Rozerin Gültekin   İSTANBUL-"Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" ile bir araya gelen Barış Anneleri'nin Kürtçe konuşmasının engellenmesi ve Kürtçenin tutanaklara geçirilmemesine karşı yandaş basın tekrardan deve kuşu misali başını toprağa gömerek görmemezlikten geldi.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile başlayan PKK’nin 12’nci kongresi ile birlikte alınan fesih kararının ardından meclis tarafından adım atılarak "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" kuruldu. Komisyon ilk toplantısını 5 Ağustos’ta gerçekleştirdi. Bu zamana kadar 5 kez toplanan komisyon, her toplantıda yıllardır süren savaştan etkilenen çeşitli toplumsal kesimleri davet ederek sürece dair görüşlerini dinleyerek, taleplerini tutanak altına alıyor. Komisyon, 20 Ağustos’ta da yıllardır savaşın, Kürt sorunun en ağır yükünü sırtlamış ve buna karşı barış mücadelesini yürüten Barış Anneleri’ni davet etti. Bu adım toplumsal barışın inşası için önemli bir adım taşırken komisyonda yaşananlar toplumsal barışın inşasının önünde nelerin engel olduğunu tekrardan gözler önüne serdi.   Kürtçe tutanaklara üç nokta olarak geçildi   Barış Anneleri, kendilerini kendi ana dilleri olan Kürtçe ile ifade ederek acılarını, taleplerini anlatmak için cümlelerine başladığı sırada Numan Kurtulmuş tarafından “Meclis içtüzüğü ve resmi dil düzenlemesi” gerekçesiyle Kürtçe değil Türkçe konuşmaya devam etmesi yönünde engellendi. Barış Annesinin Kürtçe söylediği sözler ise tutanaklara, üç nokta ve “Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime" ifadesine yer verildi.   Bu yaşananların toplumsal barışın önünde engel oluşturduğu ve Kürtçe ile barışmayanların Kürtlerle nasıl barışacağı? sorusu bu hafta kamuoyu tarafından en çok tartışılan konuların başında geldi. Tüm bunların yaşandığı süreçte önemli rolü olan basının bu tahammülsüzlüğü nasıl okuduğuna dair gözlerimizi basına çeviriyoruz.   Kürtçe yönelik engelleme yok sayıldı   Barış Anneleri’nin konuşmalarına haberinde yer veren Sözcü gazetesi, Kürtçenin üç nokta olarak tutanaklara geçirildiğini aktarmadan yaşanan engellemeyi kibarlaştırarak “Barış Anneleri konuştu ve Kürtçe konuşmak istedi ancak Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkçe konuşmalarını istedi” sözlerine haberinde yer verdi.   Aynı pratik Hürriyet gazetesi, Milliyet gazetesi, Serbestiyet tarafından da ortaya kondu sadece Barış Anneleri’nin konuşmalarını haberlerine taşıyarak Kürtçeye yönelik engellemeyi görmezden geldiler.   Ne annelerin sözlerini ne de engellenmelerini gündemlerine aldılar   Devletin propaganda aracı olan Anadolu Ajansı ise bu zamana kadar sürdürdüğü yok sayma politikasını devam ettirerek ne Barış Anneleri’nin konuşmasını ne de Kürtçeye yönelik yasaklamayı sayfalarına taşımadı. Yeni Şafak’ta Barış Anneleri’nin konuşmasını ve Kürtçeye yönelik yasaklamayı gündemlerine almadı.   İnkara sessiz kalanlar barışın inşasında gazetecilik yapamazlar   Yıllardır “bilinmeyen dil”, “X” olarak kayıtlara geçilen ve inkar edilen bir dil olan Kürtçeye yönelik engellemenin barışın tartışıldığı bu süreçte yine engellenmesinin haber değeri yok mu gerçekten? Elbette böyle bir durum söz konusu olamaz. Yaşanan bir gelişmeyi yok saymak ve görmezden gelmek meslek etiğine de uymamakta. Kafasını kuma gömerek gerçekleri görmeyeceğini ve toplumun yaşanan hukuksuzluktan, eşitsizlikten habersiz olacağını umanlar yanılıyor. Toplumsal değişimin ve barışın tartışıldığı bir süreçte yıllardır iktidarın tavrına göre şekil alan basınında bir an önce değişim yönünde adım atması gerektiği tekrardan bu haberlerle ortaya çıktı. İnkara sessiz kalanlar barışın inşasında gazetecilik yapamazlar.