KJAR'dan kadınlara özeleştiri: Örgütlemede yetersiz kaldık 2025-09-22 10:19:57        HABER MERKEZİ – Rojhilat’taki Kürt kadınların mücadelesine ilişkin konuşan KJAR üyesi Zilan Vejîn, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın felsefesiyle kendilerini örgütleyip, mücadeleyi büyüttüklerini söyleyerek, ancak Ortadoğu kadınlarını bu felsefe ile bilinçlendirme ve örgütlemede eksik kaldıklarının özeleştirisini verdi.   Yeni Yaşam Gazetesi'nden Nezahat Doğan, İran ve Rojhilat'ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın felsefesiyle büyüyen kadın özgürlük mücadelesi ve etkilerini Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi Zilan Vejîn ile konuştu.    Barışın toplumsallaşmasının tek yolunun önyargılardan arınmak olduğunu söyleyen Zilan Vejîn, “Kolay değil elbette; Einstein’ın dediği gibi ‘önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zor’ olabilir. Ama önyargıları kırmanın güçlü bir anahtarı var: Karşımızdakini anlamak. Onun yerine kendimizi koymak. Yani, empati. Bugün herkesin kafasında sorular var, ama çoğu bu soruları dile getirmiyor. Görmemeyi, duymamayı, düşünmemeyi tercih ediyor. Oysa cesaret, yolun ilk adımı. İktidar ve merkez medya barış için masada olan tarafı görmezden geliyor; kimileri üç maymunu oynuyor. Empati yerine yüzyıllık klişelerle barış karşıtlarının söylemini yeniden üretiyor. Bir kısım siyaset ve medya, sadece silahların bırakılmasına odaklanırken; gerillanın neden silaha sarıldığını, hangi koşullarda dağa çıktığını, dağda nasıl yaşadığını sorgulayan kimse yok. İşte bu sorulmayan soruları ve duyulmayan cevapları sizlerle buluşturuyoruz. Hem de bir kadın gerillanın dilinden dökülenlerle” dedi     Özgürlük mücadelesine katılım    Zilan Vejîn, Kürt Özgürlük Hareketine katılma sürecini anlatarak, şunları söyledi; “Yakından tanıma dönemi ve yurtseverlik Önderliğin esaretinden sonra oldu. Katılım yaptığım dönemde Rojhilat’ta Urmiye, Sine ve Mahabad’da büyük serhildanlar yaşandı. Serhildanlarda tutuklamalar, şahadetler oldu. En çok da o dönemde katılımlar oldu. Ben de o zaman katıldım. İlk geldiğimizde arkadaşlar bize nasıl yaşayacağımızı öğretti; ateş yakmaktan çay ve yemek yapımına kadar. Bu dağlarda hepimiz yoldaşız. Tabii ilk katıldığınızda derin iz bırakan şey yoldaşların her şeyi sana öğretmesi ve ilgisi. Seninle uğraşıyor, emek veriyor, öğretiyor. Sen ayaklarının üzerinde durana kadar ve sonrasında da seninle. Ailende bile görmüyorsun bunu. Yaşam mücadelesi vermek kolaylaşıyor haliyle.   Mücadelede kararlı ve ısrarcı olmak...   Elbette zorluklar var, ama o yoldaşlık ve sevgi her şeyi kolaylaştırıyor. Kararlı olman, ısrarlı olman gerek. Büyük amacı düşünürken en küçük şeyle karşılaştığında zorlanabiliyorsun. Mesela yaşam koşulları, öğrenene ve alışana kadar zor. Zamanla insan kendini de tanıyor. İradeni ve ruhunu ortaya koymadan, kendini tanımadan bu mücadeleye devam edemezsin. Kürdistan’ın kurtuluş mücadelesi için; bir kadın olarak kendi özgürlüğüm için katıldım. İlk başta iradeli olabilmek önemli ve bunları öğrenince yükün daha da ağır oluyor, esas oradan başlıyor”   Jin Jiyan Azadi serhıldanları   İran ve Rojhilat’ta kadına yönelik tabuları kırmanın hiç kolay olmadığını vurgulayan Zilan Vejîn şöyle devam etti; “Kadınlar bu kodları, bu tabuları kırmak için ‘Jin Jiyan Azadî’ şiarıyla ne kadar mücadele etti ve serhildanlara kalktı. Orada aristokrat aile yapısı var, orta sınıf var, işçi, emekçi kesim var. Baskı ve şiddet bir patlamaya yol açtı. Jîna Emînî bir kıvılcımdı. Kadınların şahsında bütün topluma, inançlara ve kültüre her yere baskı politikaları serhildana yol açtı.    Zindanlarda kadın direnişi     Ortadoğu’da ve İran toplumunda çok direngen, özgürlüğe hasret kalan, mücadeleci ve iradeli kadınlar çok var. Özgürlüğe hasret kalan bir kadın topluluğunun mücadelesi her zaman daha keskin ve radikal olur. Daha cesaretli olur. Bence kaynağı bu. Bunu keşfetmek de çok önemli. Mesela Afgan toplumu da İran’a komşudur. İran kadınlarının yaşadığı, karşılaştığı sistemin aynısı Afganistan’da da var. İran’daki kadın mücadelesi çok derindir ama yaygın olmamıştır. Zindanda kadınlar var. Zeynep Celaliyan, Pexşan Ezîzî gibi. Zeynep Celaliyan 18 yıldır zindanda. 2 yıl önce cezası bitti ama rejimin istediği itirafı yapmadığı için bırakılmıyor. Biz onlar için de mücadele ediyoruz."    'Önderliğin felsefesinde öncü kadınlardır'   Zilan Vejin, cezaevlerindeki baskı politikalarına dikkat çekerek, "Rejimin en hakim olduğu, politikasını yaydığı yerde biz de gücümüzü örgütlülüğümüzle gösterdik, gösteriyoruz. Yirmi yıldan fazladır Önder Apo’nun felsefesi üzerine PJAK ve KJAR olarak Rojhilat’ta çok etkili bir biçimde mücadele yürütüyoruz. Bu mücadelede Önderliğin felsefesiyle bu kadar etkileyici oldu. Bizim hareketimizde, Önder Apo felsefesinde kadınlar öncüdür. Kürt kadınları olarak birlik çalışmaları yürütüyoruz ama Rojhilat’ta eski partiler içerisinde kadın örgütlülüğü olmadığı için zorlanıyoruz. Bizim Ortadoğu’daki farkımız, Kürdistan’da önder gibi bir Önderliğe sahip olmamızdır" diye aktardı.    Rojhilat'ta öncü bir kadın: Heval Şirin   Kadınların yükselen mücadelesine işaret eden Zilan Vejin, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Rojhilatlı bir kadın olarak Önderlik felsefesiyle tanıştığımızda ve buluştuğumuzda önce örgütlülüğe sonra da gerçekten o iradeye sahip olduk. Kadınlar olarak yan yana geldik. Bizim Rojhilat’da çok büyük öncülerimiz oldu. Heval Şîrîn en büyük öncülerimizdendir. Önderliğin felsefesinde yer alan ve ilk idam edilen devrimci kadındır Heval Şîrîn. Daha zindandayken o duvarlara ‘Jin Jiyan Azadî’ yazdı. Her türlü işkenceye uğradı ama direndi, pes etmedi. İdam sehpasına gidene kadar da bu direnişi gösterdi. Gazeteci Pexşan Ezîzî tutuklandı, üç defa idam sehpasına götürüldü teslim alınmak için ama direndi. Bu direniş daha da örgütlenerek, ‘Jin Jiyan Azadî’ serhildanlarıyla, Önderliğin felsefesiyle dünyaya yayıldı ve evrenselleşti. İran’ın korkusu kadın mücadelesi ve onun güçlenmesidir. İsrail saldırısı, Amerikan saldırısının dışında asıl korkusu kadın kurtuluş ideolojisidir.   Sosyalizmin temeli: Kadın özgürlüğüdür   Önderlik bunu çok net ifadelerle dile getirdi. Demokratik sosyalizmin, özgürlüğün temeli nedir? Kadın özgürlüğüdür. Sosyalist olmak için kadına nasıl davranacağını bilmektir. Komünün temeli de özgür öncü kadındır. Demokratik sistem demokratik toplum inşası da kadın özgürlüğüyle olur. Önder Apo dedi ki; ‘Özgür toplum, özgür kadınla olur. Kadın özgürleşirse toplum da özgürleşir. En büyük sorun kadın sorunudur. O sorun çözülürse de sosyalizm de demokratik sosyalizm de demokratik komün de gelişir.’ O yüzden diyorum İran rejiminin en korktuğu şey kadın mücadelesi, onun örgütlülüğü ve kadın birliği.    Kadınlara özeleştiri   Biz etkili olduk ama bizim özeleştirilerimiz de var. Mesela bir Beluc kadınını örgütlülüğe teşvik etmek… İran kadını, Arap kadınıdır, Azeri kadınıdır hatta bu rejimin zulmünü çeken Fars kadınlarıdır. Çok uluslu olarak o kadınları örgütleyip, bilinçlendirip, çalışmalarımızı daha geliştirip Önder Apo’nun felsefesi üzerine eğitim çalışmaları yürütme konusunda eksikliklerimiz oldu. Bunun koşulları zordu ama koşulları yaratmak şimdi bizim hedefimizdir. Mesela benim de yıllardır bu mücadelede yer almam, bu düzeyde bu bilinci kazanmam Önderliğin emeğiyle oldu.    En büyük hayalimiz; Önderliği Rojhilat'ta karşılamak   Önderlik varlığımızı bize kazandırdı. Şimdi xwebûn-kendi olmak- için daha derin mücadele etmemiz gerekiyor. Yıllar sonra önderliğin görüntüsünü gördüğümüzde çok duygulandık, çok sevindik, o derin bir hasretti bizim için. Özellikle Rojhilatlı kadınlar olarak bizim için başka bir anlamdı, ‘Rojhilatlı kadınlar olarak en büyük hayalimiz nedir’ derseniz; Önderliği bir gün Rojhilat’ta karşılamak, görmek, tartışmak, bize sorduğu sorulara cevap vermek deriz. Onun felsefesi sayesinde bu günlere geldik. Rejimin baskılarının altında Önderliğin felsefesiyle buluştuk, kendimizi örgütledik ve kadınlar güçlendi. Önderliğimizin artı halkıyla ve kadınlarla buluşmasını istiyoruz.”