Kadınların kadrajı: Sinemada kolektif hafıza 2025-10-01 09:03:13   AMED - FilmAmed Belgesel Film Festivali'nde kadın katılımının çok iyi olduğunu söyleyen ve festivalde jüri olarak yer alan Yapımcı-Yönetmen Ayşe Polat, "Kadınlar filmlerinde otobiyografik başlangıçlar yapıyor, kolektif bir durumu anlatıyorlar. Bu çok cesur bir yaklaşım" dedi.   FilmAmed, 9'uncu Belgesel Film Festivalini 26-30 Eylül tarihleri arasında Çand Amed'de gerçekleştirildi. Festivalde farklı temalarda belgesel filmlerin gösterimi yapılırken program kapsamında farklı başlıklarda panel ve atölyeler de gerçekleştirildi. Kadınların sanat üretimine katılımlarının yanı sıra kadınları konu alan belgesel, filmler festivalde büyük bir ilgi gördü. Kürdistan, Türkiye ve farklı ülkelerden gelen sinemacılar, aydınlar, yazarlar, gazeteciler festivalde kültür ve sanatın, kadınların yaptıkları çalışmalar ile farklı bir hafıza oluşturduğu vurgusu yaptı.    Yapımcı-Yönetmen Ayşe Polat Jüri olarak yer aldığı Belgesel Film Festivalinde kadınların kadrajından kolektif hafızanın yansımalarını JINNEWS'e anlattı.   'Festivalde farklı perspektiflerden filmler yer alıyor'   Amed'e 2012'de Uluslararası Film Festivali için geldiğini ve sonraki filmleri için de önemli katkıları olduğunu söyleyen Ayşe Polat, festivallerin buluşma ve tartışma açısından önemli bir etkinlik olduğunu vurguladı. Ayşe Polat, festivalde yer alan filmlere dair beğenisini dile getirerek, "Aradan 13 yıl geçti ve 2012-2025 arası çok şey değişti. Her şeye rağmen bu festivalin devam ediyor olması çok önemli. Bu coğrafyaya ait politik durumları, Alevi, Ermeni ve Kürtleri anlatan farklı perspektiflerden hikâyeleri, izlediğim filmlerde artık sade görüntü değil; biçim olarak da farklı anlatım dilleri bulunması çok kıymetli" dedi.   'Kürdistan'da kadının pozisyonu sanata yansıyor'   Kadın yönetmenleri desteklemenin çok önemli olduğunu dile getiren Ayşe Polat, yaşamını sürdürdüğü Almanya'da jüri olarak yer aldığı festivallerde kadın katılımının artması için çaba gösterdiğini belirtti. Ayşe Polat, 2024 yılında Hindistan'da festival jürisi olarak katıldığı çalışmada kadın katılımlarına ilişkin deneyimlerini anlatarak, "Jüride görevli 3 kadındık. Filmlerin toplam sayısı 17 olmasına rağmen, yalnızca filmlerden bir tanesi kadın bir yönetmen tarafından çekilmişti. Festival direktörüne şikâyette bulundum, bu durumun böyle olamayacağını belirttim. Şimdi burada bu denli kadın yönetmen olduğunu görünce çok sevindim. Çünkü özellikle belgesellerde kadının perspektifi, samimiyeti ve yaklaşımı farklıdır. Bu yalnızca belgeselle sınırlı değildir, senaryoda da bu böyledir. Kürdistan'da her zaman kadının pozisyonunun büyük bir önemi var ve bu durum sanata da yansıyor" diye ekledi.   'Kaliteye kim karar veriyor?'   Ayşe Polat, Avrupa'da karşılaştığı kadınların yalnızca çocuk filmleri ve belgesel filmleri yapabileceğine dair bakış açısını eleştirerek, kurmaca yapımlar için de kadınları desteklemenin önemini vurguladı. Kadınların festivallere katılımında kota uygulamasını değerlendiren Ayşe Polat, "FilmAmed'de ortaya çıkan kalite yalnızca kota konusuyla ilgili değil; asıl olan her zaman dikkat etmek. Kimi yerlerde 'Yapımın kalitesi iyi değil ama kadın olduğu için yer verdik' biçiminde söylemler ortaya çıkıyor. Bu, doğru bir yaklaşım değil. Ayrıca filmin kalitesine kim karar veriyor? O da önemli bir konu. Bunun aşılması için karar mekanizmalarında kadınların yer alması gerekiyor. Patriyarka, kadınların birbirine destek olmasını değil; rakip olmayı dayatıyor. Bunu kırmamız lazım. Bu sorunu çözebilmek için her şeye rağmen birbirimize destek olmamız gerekiyor. Henüz çok yolumuz var ve birlikte dayanışarak bir yere gelebiliriz" ifadelerini kullandı.   ‘Kadın filmleri çok cesur’   Festivalde kadın katılımına hassasiyetle yaklaşıldığına dikkat çeken Ayşe Polat, katıldığı tüm etkinliklerde katılımın en az yarısının kadınlardan oluşmasına özen gösterdiğini kaydetti. Ayşe Polat, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Davet edildiğim atölyelerde de aynı şekilde, en az yarısı kadınlardan oluşmuyorsa gitmeyeceğimi söylüyorum. Farklı bir güç ve enerjileri var. Bu sebeple çok umutluyum. Kadın hafızasının festivallerde ortaya çıkmasının farklı bir etkisi var. Kadınlar filmlerinde otobiyografik başlangıçlar yapıyor; fakat sonuçta kolektif bir durumu anlatıyor ve bu çok cesur bir yaklaşım. Kendi bireysel durumundan yola çıkıp kolektif bir bağlantı kurma durumunu festivalde gördüm ve samimi buluyorum. Sadece bir film yapmak için değil, hafıza oluşturmak için yapıldığı çok belli. Dolayısıyla filmleri seyrettiğimizde fark ediyoruz ki bize dokunuyor. Umarım her sene aynı şekilde festival devam eder ve buradaki kadınlar için motivasyon olur. Kadınlar bir şey yapmak istiyorsa, yazmalı ve çekmeliler. Teknik boyutlara takılmadan yapmak çok önemli. Bu, kadınlar için bir başlangıç."