‘Cesareti olmayanlara cesaretimizden bir parça vermeye geldik’ 2025-10-07 14:10:17   ANKARA - Meclis grubunda konuşan TJA aktivisti Yüksel Genç, “Bir türlü inşa olmayan için cesareti olmayanlara, dilerlerse cesaretimizden bir parça vermeye geldik.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Kadın Meclis Grup Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Grup toplantısına, 1 Ekim’de Amed’den “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla başlattıkları yürüyüşü Ankara’da tamamlayan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri katıldı. TJA adına Yüksel Genç söz aldı.   ‘Yürüyüş barışa cesaretti’   Her kentten umudu, barışı ve özgürlüğü taşıyarak geldiklerini ifade eden Yüksel Genç, “Hepinizi yürüyüşümüzün işaret ettiği, gösterdiği cesaret adına selamlıyorum. Çünkü biz kadınlar hiç olmadık zamanlarda ya da herkesin korkarak sustuğu zamanlarda ses etme cesaretinin örneklerini sergileyen bir tarihten geçtik. Bugün bir haftadır sergilediğimiz cesaret, susmuş bir toplumun barış arzusunu hatırlatan bir cesaretti. Barışa cesaret edemeyenlerin diline dolanıp duran sözcüklerin çıkmasına gösterilmiş bir cesaretti. Bizim bir haftadır Diyarbakır'dan Ankara'ya kadar sergilediğimiz yürüyüş cesareti, barışa cesaret; barışla gelecek özgürlüğe cesaretin kendisi, bu halkın yüreğinde kilitlenmiş olan şeyin açığa çıkmasına dönük bir cesaretti” diye belirtti.   ‘Bu yürüyüş 26 yıldır sürüyor’   “Bundan, belki de biz bugün Kürt kadınlar olarak bu hareketin doğduğu yere gelmeye cesaret ettik” diyen Yüksel Genç, “Kürt meselesini yaratan ve büyüten aklın olduğu yere gelmeye cesaret ettik. Barışı kaybettiğimiz yerde inşa etme cesareti göstermeye geldik. Bir türlü inşa olmayan için cesareti olmayanlara, dilerlerse cesaretimizden bir parça vermeye geldik. Benim için bu yürüyüş bir haftalık başlamış bir yürüyüş değil. 26 yıl önce, yine 1 Ekim'de 1999'da, barış için barışın bedenini göze alarak, barışa cesaret ederek gelmiş Demokratik Barış Grubu üyesi olarak, 26 yıl önce başlamış yürüyüşümün en kıymetli, en değerli halkalarından biriydi. Bu yürüyüş bugünün yürüyüşü değil ama bugünün çözüm cesaretinin yürüyüşü olmaya aday bir yürüyüş olarak çıktı” sözlerini kullandı.   Devamında ise Yüksel Genç şunları belirtti:   “26 yıl önce çözülebilecekken, 26 yıl önce barışabilecekken, 26 yıl önce silahlar susabilecekken barışmaya, çözmeye, silahları susturmaya cesaret edemeyenler yüzünden kaybettiklerimizi hatırlatan bir yürüyüş oldu benim için. Bu yürüyüşte, 26 yılda öyle şeyler kaybedildi ki, on binlerce can, yüz binlerce yürek yandı. Milyonlarca lira harcadı bu insanlar kendi kaynaklarından. Rejimler yıkıldı bu ülkede, demokrasi yoksulluğunu büyüten rejimler kuruldu. Kürtlerle eşitlenmeyi göze almayanlar bu ülkeyi eşitsizlikte, özgürlük ve demokrasisizlikte eşitlediler. Yetmedi mi? Bizim yürüyüşümüz ‘Yetmedi mi?’ demek için yapılan bir yürüyüştü. Israr edilen çözümsüzlüğün denklemi kaybettirir. Hayatlarımıza bakmaya yeter.   Kararınız barışsa, muhatap Sayın Öcalan’dır   Bütün Türkiye halkları, 26 yıl içinde yaşananlara baktığında çözümsüzlüğün kaybetme faturasının gündelik hayatlarına nasıl da girdiğini görecekler. Ama barışın dili kazandırır. Barışın sözü kazan kazandırır. Ya birlikte kazanacağız ya birlikte kaybetmeyi sürdüreceğiz. Kararımız barışsa, muhatabınız İmralı'da Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'dır. Kararınız barışsa, baş müzakereci olan Sayın Abdullah Öcalan'ın özgür, eşit, adil koşullarda baş müzakereci olarak demokratik müzakere sürecini yürütmenin, barışı inşa etmesinin koşullarını açmak boynunuzun borcu, tarihi sorumluluğunuzdur.   Biz silahların o gün susabilme formülünü söyledik   Bu halkın, halkların 26 yıl daha barışsızlığın ve çözümsüzlüğün girdabında kaybetmeye tahammülü yok. Buna yer kalmasın hayatımızda. 26 yıl önce biz Türkiye'ye silahlarımızla geldiğimizde Ankara'dan geldiğini ve devlet olduğunu söyleyen gruba ne istediğimizi anlattık. Ama onlar barışa cesaret etmediler. Biz silahların o gün susabilme formülünü söyledik. Ama onlar barışa cesaret edemediler. Bugün onlar yok. Ama yeni muktedirler eğer cesaret etmez iseler, bugün 26 yıllık hikâyenin ortaya çıkardığı sonuçtan kendilerini kurtaramayacaklarını bilmeliler. Çözümsüzlük kaybettirir, barış kazandırır.   Barış sadece silahların susmasıyla gelmez   Barışın inşası yalnızca silahların susmasıyla ilgili değil. Barış inşası, inkârın her durumda son bulması ile ilgilidir. Halkların eşit ve özgür yaşam hakkının tanınması, kadın özgürlüğünün güvence altına alınması, demokratik, sivil, özgürlükçü bir toplumsal sözleşmenin yeniden hayata geçmesi ile mümkündür. Barış sadece silahların susmasıyla gelmez. Bu Mecliste sonlandırmamızın bir diğer anlamı var. Bu Meclis 100 yıl önce unuttuğu, ıskaladığı, vazgeçtiği asıl amacına dönebilsin diye biz buradayız. Bu Meclise 100 yıl önce ilk kurulduğunda atfedilmiş rolünü, misyonunu hatırlatmak; rolünüze ve misyonunuza dönün demek için buradayız.   ‘Yürüyüşümüzün parçası olmaya davet ediyorum’   “İlk kurulduğunda bu Meclis, Türkiye'nin tüm çoğulcu renkleriyle, tüm çoğulcu kimlikleriyle yeni bir ülke kurmanın demokrasisinin nasıl heyecanını yaşıyorsa, biz de bu Meclis’e 2025 yılı Meclisi’ne rolünü hatırlatmak, aynı heyecanı bu halka borçlu olduklarını anlatmak için buradayız. Yürüyüşümüz sürecek, ta ki özgür, barışçıl, bir arada birbirine saygı duyan, birbiriyle birbirini seven bir toplum olana kadar. Ta ki ortak hayatımızın demokrasilerle, özgürlüklerle bezeli bir hayat olana kadar, özgürlük yürüyüşümüz büyüyerek sürsün. Sizleri de yürüyüşümüzün parçası olmaya davet ediyorum.   Yarım kalanları tamamlamak, barış ve özgürlük için atılmış en büyük adımdır. Yarım kalanları tamamlamaya davet ediyorum. Burası bir durak. Ta ki İmralı'nın kapıları açılana kadar. Ta ki elinde silahlarla o dağlarda durup gelmeyi bekleyenler, onurla gelip bu güzel hayatı birlikte inşa etmenin parçası oluncaya kadar.”