İHD’den basın özgürlüğünün hedef alınmasına tepki 2025-10-28 15:00:41   İSTANBUL - İnsan Hakları Derneği (İHD), basın özgürlüğünün hedef alınmasına karşı yaptığı açıklamada, “İfade özgürlüğü yalnızca gazeteciler açısından değil, halkın haber alma hakkı bakımından da yaşamsal bir önem taşır” mesajı verdi.   İHD İstanbul Şubesi, basın özgürlüğüne yönelik saldırılar ve gazetecilere dönük baskılara dikkat çekmek amacıyla, Fatih’teki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “İfade ve basın özgürlüğü istiyoruz” pankartı açıldı. Eyleme İHD üyelerinin yanı sıra katledilen gazeteci Hakan Tosun’un yakını Mehmet Dönmez de katıldı. Basın metnini, kayıp yakını ve insan hakları savunucusu İkbal Eren okudu.   ‘Basın özgürlüğü halkın haber alma hakkıdır’   İkbal Eren, Türkiye’nin iç hukukunda ve tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerde ifade özgürlüğünü güvence altına alan hükümler bulunduğunu hatırlatarak şöyle dedi: “Ancak Türkiye Cumhuriyeti devleti, geçmişten bugüne yazılı hukuka aykırı biçimde, devletin resmi ideolojisini oluşturan kırmızı çizgileri eleştiren her türlü görüşü yasaklamaktadır. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2025 yılında yayımladığı rapora göre, Türkiye gazetecilere yönelik baskı ve saldırılar konusunda 180 ülke arasında 159’uncu sırada yer almaktadır.”   Gazeteciler Cihan, Hakan ve Nazım vurgusu   Gazetecilere ve basın organlarına yönelik, başta yaşam hakkı olmak üzere çok sayıda ihlal yaşandığını belirten Eren, şunları söyledi: “10 Ekim’i 11 Ekim’e bağlayan gece gazeteci Hakan Tosun’un Esenyurt’ta saldırıya uğraması, aldığı darbeler sonucu beyin ölümü gerçekleşerek yaşamını yitirmesi, yaşanan hak ihlallerinin en çarpıcı örneklerinden biridir. Yine geçtiğimiz yıl 19 Aralık’ta saldırı sonucu yaşamını yitiren Nazım Daştan ve Cihan Bilgin isimli Kürt gazetecilere dönük saldırıların akıbeti konusunda da kamuoyu bugüne dek net biçimde bilgilendirilmemiştir.”   ‘Haber alma özgürlüğü yaşamsaldır’   Yılın başından bu yana 29 gazetecinin tutuklandığını, 6 gazetecinin ev hapsine alındığını belirten Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “24 Ekim sabahı TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ evinde gözaltına alınmış, gerekçe olarak ‘casusluk’ iddiası gösterilmiştir. Masumiyet karinesi hiçe sayılarak gözaltına alınmasının ardından aynı gün TELE 1 televizyonuna TMSF tarafından el konulmuş ve kayyum atanmıştır. Başlatılan soruşturma kapsamında Merdan Yanardağ’ın yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İmamoğlu’nun sosyal medya çalışmalarını yürüten Necati Özkan da tutuklanmıştır.   İnsan hakları savunucuları olarak bu duruma sessiz kalmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz. İfade özgürlüğü temel bir insan hakkıdır; bu hak yalnızca gazeteciler için değil, halkın haber alma özgürlüğü açısından da yaşamsal önemdedir.”   Hakan Tosun için adalet talebi   Sonrasında söz alan Hakan Tosun’un yakını Mehmet Dönmez, katliamın faillerinin ortaya çıkarılması ve sorumluların cezalandırılması çağrısında bulundu. Mehmet Dönmez, “Hrant Dink’i, Metin Göktepe’yi öldürenleri biliyoruz. Onlar gerçeklerin ortaya çıkmaması için gazetecileri öldürüyor. Kim gerçeklerin açığa çıkmasını istemiyorsa, onlar sorumludur.”   ‘Tüm gazeteciler serbest bırakılsın’   Son konuşmayı yapan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, şu ifadeleri kullandı:“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana basın 102 yıldır çeşitli gerekçelerle baskı altında. Resmi ideoloji bazı gerçeklerin konuşulmasını istemiyor. Kırmızı çizgileri olan konuların tartışılmasına izin verilmiyor. Gazetecilik, sisteme itiraz eder. Bizler insan hakları savunucuları olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm gazeteciler serbest bırakılsın.” Açıklama, “Özgür basın susturulamaz” sloganıyla sona erdi.