‘Berxwedan jiyan e’ deyip yaşayan bir kadın 2025-11-19 09:09:02   Rojda Aydın   ŞIRNEX - Son nefesine kadar halkı için çalışan, kadın özgürlüğünü yaşamının merkezine koyan Berivan Kutlu’nun son mesajı; “Hiçbir arkadaş çalışmalarını yarım bırakmasın” oldu.     Toprağın sertliğine inadıyla, hayatın ağırlığına gülüşüyle direnen bir kadın. Gözlerini Şirnex’e (Şırnak) bağlı Navyan köyünde açan, mücadelenin sıcak nefesini omuzlarında taşıyan bir kadın; Bêrîvan Kutlu. Navyan’ın rüzgârında büyüyen o kadın, yıllar sonra binlerce kadının, yoksulun, dışlananların sesi olacak; halkının kaderine kendi elleriyle dokunmak için siyasetin en çetin yollarına adım atacaktı. Onu tanıyan herkes aynı cümlede buluşuyor: “Berivan pes etmeyi bilmezdi.” Çünkü onun mücadelesi bir unvanı değil, bir hayat biçimini anlatıyordu. İlk gençliğinde başladığı siyasi yolculuk, kadın özgürlük mücadelesiyle birleştiğinde Bêrîvan artık sadece bir siyasetçi değil; bir yoldaş, bir öncü, bir direniş nefesiydi.   1981’de doğduğu topraklarda büyüyen Bêrîvan Kutlu, siyasete ve özgürlük arayışına genç yaşta adım attı. 2002 yılında HADEP ile başlayan siyasi yolculuğu, Kürt Özgürlük Hareketi ile kadınların özgürlük mücadelesinin kesişim noktasında ilerledi. Bêrîvan Kutlu, sadece bir siyasi figürden ibaret değildi; o, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti olarak kadın özgürlük mücadelesinin ön saflarında yerini aldı. 2014’te Şirnex’in Dêrgûlê (Kumçatı) Beldesi’nde belediye eşbaşkanı seçilirken, 2017’de ise kayyım atanarak görevinden uzaklaştırıldı. Fakat bu baskılar onu mücadelesinden yıldırmadı. 31 Mart 2019’da gerçekleşen yerel seçimlerde ise Cizîr (Cizre) Belediyesi Eşbaşkanı olarak demokratik bir zafer daha kazandı. Siyaset hayatı boyunca birçok kez tutuklanan Bêrîvan Kutlu, onlarca kez ise gözaltına alındı ve hakkında soruşturmalar açıldı.   Yaşamı boyunca karşılaştığı baskılar, engeller ve zorluklar, onun direniş azmini daha da pekiştirdi. Uzun bir süredir ilik kanseri tedavisi gören Bêrîvan, Adana Balcalı Devlet Hastanesi’nde verdiği bu zor mücadelede yaşamını yitirdi. Hastalığı ilerlediğinde bile siyasetten, halkından, kadınlardan kopmadı. Bedeni zayıflasa da sözü, kararlılığı, gülümseyen direnişi hiç zayıflamadı. Ve şimdi… Onun ardından kalan boşluk, geride bıraktığı mücadeleyle aynı büyüklükte; derin, yakıcı ama bir o kadar ilham verici.   Bêrîvan Kutlu’nun hayatı, sadece bir politika hikâyesi değil; inanç, fedakârlık ve umudun birleştiği bir direniş portresiydi. Şimdi arkadaşlarından aldığımız röportajlarla, bu güçlü mirası ve onun hatırasını ele aldık.   Bêrîvan ‘direnişin’ adı   Yıllardır Bêrîvan Kutlu’yu tanıyan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri Adalet Fidan, ondan bahsederken duygusal anlar yaşadı. Bêrîvan Kutlu’nın Sîlopiya İlçe Eşbaşkanlığı, Dêrgûl ve Cizîr Belediye Eşbaşkanlığı görevlerini yaptığını söyleyen Adalet Fidan, TJA'da da çalışmalarını birlikte yürüttüklerini söyledi. Adalet Fidan, Bêrîvan Kutlu’nun mücadelenin tüm alanlarında yer aldığını ve çalışmalarını büyük bir kararlılıkla sürdürdüğünü belirtti. Adalet Fidan şöyle devam etti: “İnsan ‘Heval Bêrîvan’ adını söylediğinde aklına ‘direniş’ gelir. Onun için çalışmayacağı hiçbir alan yoktu; her alanda yer alıyordu. Çünkü amacı belliydi. Amacı kadınların ve Kürt halkının özgürlüğüydü. Bu nedenle çalışmalar içinde büyük bir kararlılıkla direnişini sürdürüyordu. Büyük bir çalışma önüne koymuştu.”   ‘Onun yoldaşlık ilişkisi çok güçlüydü’   Adalet Fidan, Bêrîvan Kutlu’nun toplum ve kadınla kurduğu ilişkilerin çok güçlü olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Onun yoldaşlık ilişkisi çok güçlüydü. Küçüklerle küçük, büyüklerle büyük olmayı bilirdi. Mücadele için çalıştığımızda heval Bêrîvan asla kendini geri çekmezdi. Onun içtenliği, katılımı ve ciddiyeti bize her zaman nasıl daha kararlı olmamız gerektiğini gösterirdi. Heval Bêrîvan her zaman arayış içerisindeydi; ‘örgütlülüğümüzü nasıl daha güçlendirebiliriz’ diye düşünürdü. Kadın çalışmaları alanında çok duyarlıydı, çok yakın dururdu. Kadın ilkeselliğini esas alıyor ve uyguluyordu. Hangi alanda yer alırsa alsın kadın ilkesini temel alıyordu. Bu da heval Bêrîvan’ın kadın bilinci ve kimliğine nasıl sahip çıktığını gösteriyordu.”   ‘Mücadeleyle cevap veriyordu’   Adalet Fidan, konuşmasının devamında duygulanarak Bêrîvan Kutlu’nun Botan bölgesinde çalışılmadık köy ve sokak bırakmadığını söyledi. Adalet Fidan sözlerini şöyle aktardı: “Botan dışında genel siyasi mecliste ve kadın hareketi meclisinde yer aldı. Botan’da ise çalışmalarını yeniden genişleterek sürdürdü. Heval Bêrîvan çocukluk yaşlarından itibaren çalışmalara katılmıştı. Bugüne kadar aralıksız yer aldı. Tutuklandı ama serbest bırakıldığında yeniden çalışmalarına yöneldi. Defalarca gözaltına alındı ve her serbest bırakıldığında daha da kararlı bir şekilde çalışmalarına katılıyordu. İktidarın baskıcı şiddetine karşı o daha fazla direniş ve çalışmayla cevap veriyordu.”   ‘Mücadelesiyle bize bir miras bıraktı’   Kendilerini en çok üzen şeyin, Bêrîvan Kutlu’nın Abdullah Öcalan tarafından başlatılan demokratik toplumun çözüm süreci ve barışı görmemesi olduğunu belirten Adalet Fidan, “Fakat heval Bêrîvan mücadelesiyle bize bir miras bıraktı. Onun yoldaşları ve biz kadınlar, hareketimize ve heval Bêrîvan gibi yoldaşlara söz veriyoruz; Bu süreç başarıya ulaşana kadar mücadelemizi büyüteceğiz. Heval Berivan’ın başlattığı mücadeleyi biz sürdürüyoruz ve bu yolda yürümeye devam edeceğiz. İnancı ve umudu olmayan biri mücadele alanında bu kadar yer alamazdı. Heval Bêrîvan’ın yüzünün aydınlığı inancından geliyordu. Eleştiri yaptıktan sonra yine yüzü gülerdi. Çünkü eleştiriyi yoldaşlarını büyütmek için yapardı. Hayatta nerede duracağını, nasıl konuşacağını, nasıl davranacağını çok iyi bilirdi. Yaşam enerjisini asla kaybetmezdi. Heval Bêrîvan dendiğinde insanın aklına Kürt kıyafetleri gelir. Adı söylendiğinde onun ‘Berxwedan jiyan e’ sözü akla gelir. Fotoğrafı çekildiğinde bile hep zafer işareti yapardı. Toplum içinde çok sevilirdi ve bu onun özelliklerinden biriydi. Kimsenin kalbini kırmak istemezdi” dedi.   ‘Bana öncü ve yoldaş oldu’   Cizîr Belediye Eşbaşkanı Güler Tunç ise 2015–2016 yılları arasında Bêrîvan Kutlu’yu yakından tanıdığını belirterek, “O dönem cezaevinden yeni çıkmıştı. Daha önce Dêrgûlê Belediye Eşbaşkanı’ydı ve sonrasında yerine kayyum atanmıştı. O zaman tutuklandı ve tahliye olduğunda ben onu tanıdım. Tanıdığımdan beri çalışmaların içinde yer alıyordu. Çalışkan ve öncü bir kadındı. Bir gün bile ‘yoruldum’ dediğini duymadım; her zaman aktif bir şekilde çalışmaların içinde yer alıyordu. Hep yürüttüğü temel çalışmalarda yer alır ve öncülük ederdi. Bir çalışmada sonuç almadan asla yarım bırakmazdı. Uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz. Ben 2017 yılında yöneticilik görevine başladım. Benim için hem öncü hem de bir yoldaştı. Bana her zaman destek olurdu. Hem örgütlenme alanında hem de genç bir kadın olarak nasıl bir rol ve misyon üstlenmem gerektiğini bana öğretirdi. Bir anne çocuklarını nasıl korur, nasıl yol gösterirse, Bêrîvan da bana o şekilde yakın olurdu” sözlerini kullanarak Berivan Kutlu’nun direnişçi biri olduğunu bir kez daha ifade etti.   Bêrîvan direnişi ve adıyla biliniyor   Bêrîvan Kutlu’nun son güne kadar çalışmalarını asla bırakmadığını ve bunun onun kararlılığının bir göstergesi olduğunu belirten Güler Tunç, tüm Kürdistan’ın Bêrîvan’ı direnişi ve adıyla tanıdığını vurguladı. Güler Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onun adı eskiden kimlikte Özlem olarak geçiyordu. Eskiden ismi kabul edilmediğinden Özlem olarak yazılmıştı. Ama herkes onu Bêrîvan olarak tanır. Bir gün bana, ‘Ben söz verdim, ne olursa olsun bir gün ismimi Bêrîvan yapacağım. Cizre’de Bêrîvan ismini resmi olarak almak kolay değil, ama bu ismi resmiyette alacağım’ demişti. Bêrîvan Cizre’nin Bêrîvanı’ydı; her zaman en önde olurdu. Her zaman baskı ve otorite karşısında çalışmalarıyla ilerliyor ve büyük bir direniş ortaya koyuyordu. Onun gidişi hepimizde büyük bir acı bıraktı ve bu acı dinmiyor. Bêrîvan’ı tanımak çok güzeldi. O, yoldaşlık, doğruluk ve örgütlülüğün kendisiydi. Bêrîvan’la yoldaşlık edenler onu çok iyi tanır. Tanımayanlara ise şunu söyleyebilirim; pişman olmuşlardır. Çünkü Berivan çok temiz ve dürüst bir yoldaştı. Onu anmakla gün tamamlanmaz. Onun gülüşü, tebessümü ve doğallığı unutulmazdı. Doğayı çok severdi. Çiçekleri çok severdi. Şarkıları da çok severdi. Özellikle Şemdîn’in ‘Eva dinya pir mezin e’ şarkısını çok sever, her zaman söylerdi. Bêrîvan özellikle bu şarkıyla daha çok tanınırdı. Etkinliklerde biz hep, ‘Heval Bêrîvan, hadi o şarkını bize söyle’ derdik. Bêrîvan’a layık olmak için, onun bize bıraktığı ve yarım kalan çalışmaları omuzlarımıza alacağız ve tamamlayacağız.”   ‘Keşke Berivan bu süreci görebilseydi’   Başlatılan sürece dikkat çekerek Bêrîvan Kutlu’nun da bu süreçte yer almak istediğini belirten Güler Tunç, “Bu süreci görmeyi çok istiyordu. Ama bazen bize ‘Ben inanıyorum ama bu süreci göremeyeceğim’ derdi. Onun gidişi bizim için çok ağır oldu. Böyle bir şeyi beklemiyorduk” diye kaydetti.   Berivan’ın son mesajı: Çalışmalarını yarım bırakmasınlar   Bêrîvan Kutlu’yu en son 10 gün önce gördüğünü belirten Güler Tunç, son görüşmesini şöyle anlattı: “Bêrîvan yaklaşık 3 ay hastanede tedavi görüyordu. 10 gün önce yanına gittim, onu gördüm. Yatağının kenarına oturdum ve bana, ‘Tüm arkadaşlara selamlarımı ilet. Hiçbir arkadaş çalışmalarını yarım bırakmasın. Herkes kendi çalışmasını yapsın ve tamamlasın. Yarım kalan işini bitirsinler’ dedi. Onun yeniden aramıza dönmesini büyük bir umutla bekliyorduk. Bêrîvan’ın şehadetinde açıklama yapacağım aklımın ucundan geçmezdi. Bu da benim payıma düştü.”