İşsizlik ve asimilasyona karşı örgütleniyorlar 2025-11-23 09:03:16     İZMİR – Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Şilan Oral, 25 Kasım öncesi kadınların üniversitelerde ve kentlerde karşı karşıya kaldığı işsizlik, baskı ve asimilasyon politikalarına dikkat çekti. Şilan Oral, “Devlet, üniversitelerde ideal kadın profili yaratmaya çalışıyor ama biz mücadeleci bir gelenekten geliyoruz. Örgütlenerek direniyoruz” dedi.   Türkiye’de üniversitelerden kent sokaklarına kadar genç kadınların yaşam alanlarını kuşatan baskı, işsizlik, yoksulluk ve asimilasyon politikaları giderek derinleşirken, özellikle Kürt genç kadınlar bu politikalardan en ağır biçimde etkileniyor. Devletin üniversitelerde “itaatkâr kadın” profilini dayatan uygulamaları, ekonomik güvencesizlik, kampüs ve yurtlarda sistematik baskı, kültürel kimliğe yönelik saldırılar ve ırkçı grupların teşvik edilen şiddeti, genç kadınların eğitim ve yaşam hakkını doğrudan hedef alıyor. Bütün bu koşullara rağmen, kadınlar mücadele geleneğinden aldıkları güçle örgütleniyor, dayanışmayı büyütüyor ve üniversitelerde direnişin öncüsü haline geliyor.   Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Şilan Oral ise işsizlik, kampüs ve yurt baskıları, kültürel asimilasyon, ırkçı saldırılar, genç kadınlara dayatılan tehlikeli alanlar ve 25 Kasım’a dair mücadele çağrısı üzerine JINNEWS’e konuştu.     ‘Türkiye’de işsizlik her şehirde çok fazla’   Kürt kadın öğrencilerin hem yurtlarda hem kampüslerde sistematik bir baskıya uğradığını belirten Şilan Oral, devletin “itaatkâr kadın” profili oluşturmak istediğini söyledi. Büyükşehirlere iş bulma umuduyla gelen gençlerin hayal kırıklığı yaşadığını belirten Şilan Oral, “Öncelikle işsizliğimize bir çare olabileceğini düşünerek büyükşehirlerde daha fazla iş imkânı olabileceğini düşünerek bu şehirlere geliyoruz. Ancak düşündüğümüz gibi olmadığını üniversiteyi okurken zaten farkına varıyoruz. Çünkü Türkiye’de işsizlik her şehirde çok daha fazla. Kürdistan’daki bilinçli işsizlik politikasından dolayı bir çözüm olarak bir umutla buralara geliyoruz. Ya okumak ya çalışmak için. Okurken bir yandan paraya ihtiyacımız oluyor ve çalışmak için bir iş yerine girdiğimizde bile emeğimizin karşılığını asla alamıyoruz. Çok uzun saatler, çok az ücretlere çalışmak zorunda kalıyoruz” dedi.    ‘Kürt genç kadınlar kıvılcım oluyor’   Kadın öğrencilerin toplumsal olaylarda öncü rol oynadığını ifade eden Şilan Oral, Türkiye devletinin üniversite kampüsü içerisinde ve yurtlarda bir ideal kadın profili oluşturmaya çalıştığını dile getirdi. Şilan Oral, “Kürt genç kadınları olarak tarihimizde olduğu gibi biz mücadeleci bir gelenekten geliyoruz. Üniversitelerimize geldiğimizde örgütlenmeyi daha fazla tercih eden, daha cesur davranan bir kitleyiz. Bu yüzden de devletin, üniversitelerin içerisinde bize daha fazla baskı gösterdiğini söyleyebilirim. Çünkü bizler örgütlendiğimiz zaman birçok arkadaşımız da bizimle beraber örgütleniyor. Yurtlarda, üniversite içerisinde birçok konuya değinip protesto yapma hakkımız doğuyor. Ve bu kıvılcımı başlatan kişiler genellikle Kürt genç kadınları oluyorlar; bu metropollerde de” sözlerini kullandı.    ‘Dayanışmamız ve örgütlenmemiz sürekli sorgulanıyor’   Kadın dayanışmasının sürekli olarak kriminalize edildiğini vurgulayan Şilan Oral, “Bir Kürt genci hakkını aradığında medyada hemen ‘ortalığı karıştırıyor’ gibi etiketlerle karşılaşıyor. Bir Kürt genç kadının başına üniversitede bir şey geliyor ve biz o arkadaşımız için bir şey yapmak istiyoruz. Ama konu hemen ‘Neden şu Türk gencini de paylaşmadınız? Neden bunun için de bir şey söylemediniz?’ gibi söylemlere maruz kalıyoruz. Bugün Rojin Kabaiş’e yapılanlar gibi tıpkı. Biz Rojin için alanlarda ve birçok yerde mücadele ediyoruz. Ailesinin yanında olmaya çalışıyoruz. Ama bunda bile bir art niyet aranmakta. Bizim dayanışmamız ve örgütlenmemiz sürekli sorgulanıyor ama yine de mücadelemizi sürdürüyoruz” ifadelerine yer verdi.   ‘Devlet Kürt kadınlarını asimile etmeye çalışıyor’   Devletin şiddetini ırkçılıktan aldığını kaydeden Şilan Oral, etkisiz gibi görünen ama aslında halkı kin ve nefret suçuna yönelten ırkçı grupların olduğuna dikkat çekti. Şilan Oral şöyle devam etti: “Devlet birçok kin ve nefret söylemiyle birçok kişiyi dolduruşa getiriyor. Kürtlere karşı bir saldırıya geçmeleri için aslında evet, Kürt gençlerine üniversitelerde, sokakta, birçok alanda saldırmaları için teşvik ediliyor bu gruplar. Kürt halkı ve Kürt kadınları direngen ve mücadeleci bir tarihe sahip ve biz üniversitelerimizde yine o geleneği yaşatmaya devam ediyoruz. Bu yüzden de daha fazla baskıyla karşı karşıya kalıyoruz. Tüm bunların bir özel savaş politikası ve bir asimilasyon politikası olduğunun farkındayız. İzlediğimiz birçok televizyon dizisinde şu anda Kürt dili ve Kürt kültürü karalanmakta ve aşağılanmakta. Bunun bilinçli yapıldığı çok açık. Biz Kürt genç kadınları olarak örgütlenmeye daha yatkın kişiler olduğumuz için üniversite yönetimi, kampüslerdeki yönetimi, yurtlardaki yönetimi devlet daha kontrol altına alabilmek için direkt olarak Kürt genç kadınları hedefe koyuyor. Yapılan bütün dil ve kültür karalamalarına karşı olarak Kürt genç kadınları ve diğer Kürt gençlerinin hepsinin kültürlerine sahip çıkmalarını, dillerini konuşmaları gerektiğini ve kültürlerini her yerde yaşatmalarını ve bundan utanç duymamaları gerektiğini düşünüyorum.”    ‘Genç kadınlara fuhuş ve uyuşturucu dayatılıyor’   İşsizlik ve ekonomik zorluklar nedeniyle gençlerin tehlikeli alanlara yönlendirildiğine işaret eden Şilan Oral, “Şu anda mevcut işsizlikten dolayı uyuşturucu ve fuhuş genç kesime bir iş fırsatı olarak sunuluyor. Artık gençler uyuşturucu kullanan kişi değil, artık satan kişi, bundan para kazanan kişi konumuna gelmiş durumda. Yine genç kızların zaten toplumda iş bakımından birçok konuda dezavantajlı bir gruptayken, sanki fuhuş yaparsa hayatı daha rahat olacak, daha güçlü kadın olabileceği yönünde devletin propagandaları var kadınlara karşı. Bu şekilde para kazanıp bu şekilde mutlu bir hayat sürebilecekleri şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışılıyor kadınlara” dedi.    Şilan Oral, 25 Kasım ve 8 Mart’ın kadınlar için önemine değinerek sözlerine şunları ekledi: “Genç kadınların bu alanlardan uzak durmaması gerektiğini, daha çok oralarda bulunması gerektiğini düşünüyorum. Ve tabii ki de örgütlensinler. Bulunduğumuz üniversitelerde kendimizi daha rahat hissetmek istiyorsak, kaldığımız yurtlarda haksızlığa uğradığımızda yalnız olmak istemiyorsak örgütlenmemiz gerektiğini düşünüyorum.”   ‘Asimilasyon dizilerle yürütülüyor’   Kültürel asimilasyonun medya üzerinden yürütüldüğünü vurgulayan Şilan Oral,  buna örnek olarak yayınlanan kimi dizilerde, Kürt dili ve kültürünün hedef alındığını kaydetti. Şilan Oral, “Televizyon dizilerinde Kürt dili ve kültürü aşağılanıyor, halkımız barbar, feodal veya yoz gösteriliyor. Bu bilinçli bir politikadır ve amaç Kürt gençlerini kültüründen, dilinden koparmaktır. Biz Kürt gençleri olarak kültürümüze, dilimize ve tarihimize sahip çıkmak zorundayız. Bu bilinçle hareket ediyoruz ve örgütleniyoruz. Burada topluma ve Kürt halkına verilmek istenen mesaj; kültüründen ve dilinden vazgeçmesinin onu modernleştireceğini düşündürmeye çalışılması, Kürt gençlerini kendi kültüründen uzaklaştırmak için bilerek yapıldığını biliyoruz. Devlet tarafından bilinçli olarak yürütüldüğünü söyleyebiliriz.”    ‘Kürt gençleri diziler yüzünden kültürünü savunamıyor’   Devletin bir halkı kültüründen kopararak onları çok daha rahat kimliksizleştirebileceklerinin farkında olduğunu söyleyen Şilan Oral, “Bu politikayı uygulamaya çalışıyorlar şu anda televizyon dizilerinde ve birçok Kürt genci bu diziler yüzünden kendi kültürünü savunamaz halde. Kendi kültürüne sahip çıkmadığı gibi kendi dilini kendisi de kaba buluyor. Köklü bir dil olmadığını veya bunların kurtulmamız, aşmamız gereken unsurlar olduğunu düşünen birçok Kürt genci var üniversitede. Belki de bu yüzden Kürtçe konuşmayı bile bırakıyor olabilirler” dedi.   ‘25 Kasım’da alanlarda olacağız’   Tüm kadınları 25 Kasım’da alanlarda olmaya çağıran Şilan Oral, “Toplumda kadın figürü birçok şeyin taşıyıcısı ve başrolü olarak geçer. Bütün kadınları 25 Kasım’da alanlara davet ediyorum ve yan yana olmanın hepimize cesaret vereceğini söylüyorum” diye konuştu.