İstanbullu kadınlar: Adalet yoksa özsavunma haktır

  • 09:08 24 Nisan 2024
  • Güncel
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - Şüpheli kadın ölümleri ve kadın katliamlarına dair mikrofon uzattığımız İstanbullu kadınlar, bu sorunun toplumsal olduğunu dikkat çekerek, kadınlar için özsavunmanın hayati olduğunu söyledi. 
 
Kadına yönelen şiddet her geçen gün artarken, katliam, taciz, tecavüz ve diğer şiddet biçimleri de yaygınlaşıyor. Yine cezasızlık ve faillere yönelik yargı kararları nedeniyle “intihar” ve “kaza süsü” verilerek gerçekleştirilen şüpheli ölümlerde de artış yaşanıyor. Kadınlar buna karşı tepkilerini sokakta gösterirken, dayanışmayı da günden güne büyütüyor. 
 
İstanbul’da yaşayan kadınlara, artan kadın katliamları ve buna neden olan etmenleri sorduk. 
 
‘Şiddete karşı örgütlü mücadele önemli’
 
Katledilen ve şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınları hatırlatarak sözlerine başlayan Zeynep İnceboğan, “Yaşamını yitiren kadınların hesabı hala sorulmuş değil” dedi. Şiddeti önlemeye dair devletin bir politika hayata geçirmediğini dile getiren Zeynep, kadına yönelik şiddete karşı “örgütlü mücadelenin” önemli bir yerde durduğunu söyledi. Kadınların böylesi bir sistem karşısında mücadelelerini daha da büyütmesi gerektiğine işaret eden Zeynep, “Tüm kadınların birlikte olmaları gerekiyor. Buna karşı durmazsak her gün öldürülmeye devam edileceğiz. Birbirimize her alanda destek olmalıyız. Toplumun sömürüye ve katliama karşı durması gerekiyor. Kadın sorunu sadece biz kadınların sorunu değil. Hem kadınların hem erkeklerin hem de tüm toplumun sorunu. Halkın bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor.  Sorunlar karşısında birlik olmalıyız. Anca bu şekilde katliamların ve şiddetin önünde durabiliriz” ifadelerini kullandı. 
 
Değişimi kadınlar sağlayacak!
 
Kadınlar için özsavunmanın hayati olduğunu ifade eden Zeynep, “Adalet olmayan bir sistemde öz savunma haktır. Bir değişim olacaksa da bunu kadınlar yapacak. Dünyanın her yerinde her sokakta, köyde, mahallede kadınlar değişimi sağlayabilir. Eril zihniyeti ortadan kaldırmak gerekiyor. Değişime her birey kendinden ve ailesinden başlamalı” diye ifade etti. 
 
‘Failler cezalandırılmalı!’
 
Aynur Bağcılar isimli yurttaş da katliamların önüne geçebilmek için faillerin cezalandırılması gerektiğini söyledi. Eğitimin de bu noktada büyük bir önemi olduğunu ifade eden Aynur,  “Çocuklara başta olmak üzere, şiddet ve katliamın önüne nasıl geçilebilir diye eğitim verilmesi gerekiyor. Kadınlara, gençlere ve çocuklara ciddi anlamda bir eğitim verilmesi lazım. Şiddetin önüne geçebilmek için her kesimi bilinçlendirmek gerekiyor. Katliam yapanların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini tüm topluma aşılamak gerekiyor” diye konuştu. 
 
‘Tek çözüm cezaların artırılması’
 
Şüpheli kadın ölümlerini de değerlendiren Aynur, şöyle konuştu: “Kadınlar erkekler tarafından katlediliyor, daha sonra da ‘binadan düştü’, ‘kaza ile oldu’ gibi türlü türlü bahaneler ve kılıflar üretiliyor. Ben kendimi hiçbir şekilde özgür hissetmiyorum. Bu yaşımda bile geceleri dışarı çıkamıyorum çünkü korkuyorum.  Çocuklarım dışarı çıktığında tedirgin oluyorum. Failler en yakınımızda. Ya sevgili oluyor, ya eş, ya baba, ya abi oluyor. Kadınları öldürüyorlar, daha sonra da intihar etti deniliyor. Tek çözüm faillere gerekli cezaların verilmesi.”
 
Kadınların sesi olacak!
 
Ev emekçisi Gülşen Oysan ise evlerde şiddet gören ve şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadınların sesi olmaya devam edeceklerinin mesajını vererek sözlerine başladı. Evlerde dört duvar arasına hapsedilen kadınların her gün erkekler tarafından şiddet gördüklerini ve aynı zamanda şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini kaydeden Gülşen, “Erkeklerin zorbalığına maruz kalan kadınlar şiddet görüyorlar.  Ve bu şiddete karşı çoğu kadın sesini çıkaramıyor. Evlere hapsedilen kadınlar evli oldukları erkeklerden boşanmak istediklerinde ise hiç kimse seslerini duymuyor. Buna maruz kalan kadınlar devlet tarafından hiçbir şekilde destek görmüyor. Ben şu an burada tüm kadınlar adına sesleniyorum.  Ben de ev emekçisi bir kadın olarak sonuna kadar kadınların destekçisi olacağım ve onlara ses olacağım” diye belirtti.
 
Katledilen kadınların hesabı sorulmuyor failler ödüllendiriliyor 
 
İsmini vermek istemeyen üniversite öğrencisi kadın da eril zihniyetin, kadına yönelik şiddetin üzerini kapattığını söyleyerek, cezasızlık nedeniyle kadınlara yönelik ihlallerin her geçen gün arttığını söyledi. Şiddet faillerinin cezasız bırakıldığını söyleyen kadın “Faillere yaptırım yapılmaması ölümlere sebebiyet veriyor. Bu da bizi oldukça endişelendiriyor. Ve bizi endişe içinde bırakmaya devam ediyor. Katledilen kadınlara ne oldu veya daha sonra faillere herhangi bir yaptırım oldu mu, olmadı mı? Bunların hiçbirinden haberimiz olmuyor. Her gün neredeyse 8 kadın katlediliyor. Katledilen kadınların hesabı sorulmuyor, aksine failler ödüllendiriliyor” dedi.
 
‘Asıl teşhir edilmesi gereken kişiler faillerdir’
 
Ana akım medyanın failleri değil kadınları teşhir ettiğine dikkat çeken üniversite öğrencisi, “Katledilen, yaralanan, veya şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadınların kimlikleri çok açık bir şekilde verilirken, faillerin isimleri verilmiyor, fotoğrafları verilmiyor. Asıl teşhir edilmesi gereken kişiler faillerdir” dedi ve Türkiye'de yargının adaleti sağlamadığına dikkat çekti.