Colemêrg’de madde bağımlılığında artışa dikkat çekildi
- 15:49 24 Nisan 2024
- Güncel
COLEMÊRG - İHD Colemêrg şubesi, kentteki uyuşturucu madde kullanımı ve artışına yönelik deklere ettği raporda, uyuşturucu bağımlılığında artış olduğunu, bu durumun bir an önce çözüme kavuşmasına dair önerilerini sundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şubesi, kent genelinde “madde bağımlılığına yönelik gözlem” rapora ilişkin Colemêrg’in Gever (Yüksekova) şubesinde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Colemêrg Barosu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Colemêrg Şubesi, İHD üye ve yöneticileri katıldı. Madde bağımlılığına etken olan faktörler ve biçimleri, kent saha çalışması, madde bağımlılığına karşı alınması gereken önlemler, madde bağımlılığının önlenmesine yönelik yapılacak çalışma, değerlendirme ve sonuç başlıklı 11 sayfa ve 5 başlıktan oluşan rapor İHD şube üyesi Pınar Zengin tarafından deklare edildi. Ayrıca raporda madde bağımlıları, kent sakinleri ve maddenin temin edilmesine yönelik iddialara ilişkin yapılan araştırmalara da yer verildi.
Colemêrg’de uyuşturucu kullanımında artış
Colemêrg’in demografik yapısıyla genç nüfusu en yoğun olan bölgelerden biri olduğu söyleyen Pınar, bölgede genç nüfusun çalışma oranının düşük olması ve çalışanların da asgari ücret altında çalışmasının, gençlerin hayata ümitsiz yaklaşmasının en büyük sebeplerinden bir olduğunu vurguladı. Kentte birçok işveren çalışanlarını asgari ücret altında çalıştırmakta olduğunu dile getiren Pınar, “Sözde denetim yapan yetkililer bu durumları gözlemleyememektedir. Yapılan araştırmalarda Colemêrg ve ilçelerinde özellikle uyuşturucu kullanımının artışı gençlerin çaresizlik içerisinde olduğunu göstermektedir.
Ekonomik kaygı
Üniversite mezunu olup bugün hiçbir yerde istihdam bulamayan gençler asgari ücret ya da altında ücretlere tabii tutularak toplum içerisinde rencide olmakta ve gururları kırılmaktadır. Ekonomik bağlamda devletin bölgede yaptırımı olmaması da gençleri devletin özel politikaları kapsamında Batı’ya göç etmesine sebep olmaktadır. Ekonomik kaygının bu kadar yoğun olduğu bir bölgede özellikle gençler başta olmak üzere çocukların da dahil olduğu ve hatta bölgenin kültürel yapısına aykırı olacak şekilde kadınların da madde kullanmaya başlaması bu noktada bize maddenin temin etme biçimlerini sorgulamaktadır. İşsizliğin ve yoksulluğun bu kadar tavan yaptığı bir bölgede madde temini hangi koşullarda sağlanmaktadır” dedi.
‘Polisler temin ediyor’
Yapılan mülakatlarda özellikle madde kullanan bireylerin gelir düzeyinin düşük olduğu veya aileden orta gelirli kişiler olduğunun tespit edildiğini kaydeden Pınar, “Yaptığımız bir görüşmede mahalle sakini gözlemlerini ‘çoğu zaman gözlerimizle görüyoruz bu insanlara maddeleri emniyet biriminin içinde yer alan kişiler vermektedir. Bellerinde silahları ve ellerinde telsizleri olan kişiler sivil araçları ve arkada akrep tarzı araçları ile bu yerlere gelmekte onların omuzlarına dokunmakta, sohbet etmekte ve daha sonra ellerine vermektedir. Şimdi bu durumda burada açlıktan ekmek bulamayan bu insanlar bu kişiler tarafından beslenmektedir. Madde kullanan insanların ekonomik olarak gelirinin olmadığı durumlarda hırsızlığa kadar gittiğini ve hatta insan bile öldürebileceklerini bilmeyen yoktur.
‘Kimi kime şikayet edeceğiz’
Lakin bu insanlar bizlere bu kadar yakınken asla malımıza zarar vermiyorlar. Bizi düşündüren tek şey bu mesken olarak inşa ettikleri çadırların, inşaatların yahut boşaltılmış okulların içlerinde yaşamalarına izin vermeleri. Bunun yanı sıra çoğu zaman madde bağımlılığına baskın yapıyor gibi gözüken bu kişilerin ‘ne haber Türk gençleri, aslanlarım’ diye seslendiklerini duydum. Kimi kime şikâyet edeceğiz ki, çocuklarımız iş tutamıyor, gençlerimiz hazırda bu kadar rahat madde kullanırken, bu işi nasıl çözecekler bilmiyorum’ şeklinde aktarmıştır. Sonuç olarak, yaşanan bu olaylar bizlere göstermektedir ki ekonomik koşulların bu kadar kötü olduğu bölgede bu kişilerin madde bağımlısı olması ve maddeye rahat erişebilmesi yalnızca bireylerin ekonomik travmaları üzerinden ele alınmamalı, bunlar aynı şekilde politik ekonomi bağlamında değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.
‘Madde bağımlıları bilinçli olarak getirildi’
Bölgede yapılan saha çalışmalarında dışarıdan başka merkezlerden getirilen madde bağımlılarının halkın içerisine karıştırılmasıyla yeni bir çevre oluşturulduğunu paylaşan Pınar, “Özellikle gece yapılan gözlemler sonucunda madde kullanıcıların meskenlerinde dışarıdan gelen ve herhangi bir mesleğe sahip olmayan kişilerin olduğu gözlemlenmiştir. Bu kişilerin Yüksekova’ya bilinçli olarak getirdiğini düşünen mahalle sakinleri yabancı kişilerin sayılarında artış olduğunu belirtmektedir. Oluşturulmaya çalışılan yeni bir sosyal çevrenin bilinçli bir politik zeminde hazırlandığı iddia edilmektedir. Değiştirilen sosyal çevre özellikle 2015’ten sonra hızlı bir şekilde yayılarak farklı bir sosyal alan (madde bağımlılığı, alkol kullanımı artışı) yaratmıştır” sözlerine yer verdi.
Gever’de madde bağımlılığına yönelik yapılan saha çalışmalarında, İHD üyeleri ve gözlem komisyonu tarafından yapılan görüşmelerden bazılarını Pınar, şu şekilde aktardı:
“Madde bağımlısı gencin (1) aktarımları
‘Polisler gelip adamlarına verip gidiyorlar, ben polislerin dediklerini yapmadığım için beni dövüyorlar bende ki maddeyi alıp diğerlerine veriyorlar ve beni ifadeye götürüyorlar. Ya polislerin adamı olacaksın ya da farklı muameleyle karşılaşacaksın. Kendi adamlarına elini bile sürmüyor. Polislerin benim gibi madde bağımlısı gençlerden isteği git huzursuzluk çıkar çal, çırp, döv, milletin evini yak …
Madde bağımlısı gencin (2) aktarımları
‘Uyuşturucuyu 6 ay kullandım. Son iki aydır bir abimin desteği ile bıraktım. Hiçbir tedavi almadım. İnsanın kafasında bitirmesi gerekiyor. Uyuşturucu kullanımı gördüğünüzden daha fazla. Hiçbir şey göründüğü gibi değil abla. Uyuşturucuyu hiç beklemediğin insanlardan temine edebiliyorsun. Bir bakıyorsun en yakının bir bakıyorsun sana getiren ya da arkadaşların aldığı kişiler polis. Bu aralar uyuşturucuyu artık polislerde getirmeye korkuyor. Süleyman Soylu döneminde onun kendi çetesi vardı. Hepsinin amacı belliydi. Hepimizi burada zehirle öldürmek istiyorlardı. Yalandan yere bazen arkadaşları alıyorlardı emniyete haberlerde iki manşet atıyorlardı. Uyuşturucu operasyonu diye sonra herkesi 2 saat içinde serbest bırakıyorlardı. Süleyman Soylu elini ayağını çekti artık şimdi sınırlı sayıda polisler kaldı uyutturucu dağıtan. Şimdi burada kim nedir necidir anlayamıyorsun. Sana uyuşturucu veriyorlar ajan olmayı dayatıyorlar. Yapmadığın zamanda seni bir güzel dövüyorlar sonrasında da gözünün önünde başka arkadaşına uyuşturucu veriyor ve sen izlemek zorunda kalıyorsun. Tabi sadece polis dağıtmıyor onlara bulaşan bir sürü insan var. Bazen onlara veriyorlar onlar dağıtıyor bazen de kendileri gelip kontrol ediyorlar. Ben kurtardım kendimi darısı diğerlerinin başına’.
Bölge halkıyla yapılan görüşmeler
‘Bizim evimizin bahçesine bazen gelip oturuyorlar. Bizim gençlerimizdir, kovamıyoruz da. Hiçbir zararları yok. Bizlere zarar vermiyorlar ama kendilerine zarar veriyorlar. Üzülüyoruz tabi elimizden bir şey gelmiyor. Sorumlularını Allah’a havale ediyorum. Gerçi biz kim yapıyor çok iyi biliyoruz. Her gece buraya gelen ekipleri de görüyoruz. Onları görünce ‘Türk gençleri naber’ diye seslenenleri Allah’a havale ediyoruz. Çocuklarımızı bu hale getirenler onlar. Gençlerin yiyecek ekmeği yokken nereden bulsunlar bu zehri. Aklı olan biraz düşünür. Burada iş de yok. Nasıl oluyor da bunlar bu zehire para veriyorlar. Eskiden gençlerimiz partiye gider korkardık başlarına bir şey gelir, bir yerde katledilir diye şimdi partiye gitmesine karşı olduğumuz tüm gençler uyuşturucu bağımlısı oldu. Keşke partide kalsalardı. Onların da asıl amacı buydu. İstediklerini yapıyorlar’
‘Hızlı ve planlı bir çalışma başlatılabilir’
Bahsi geçen kişilerce ortaya atılan iddialara yönelik devletin atacağı adımlar önem arz etmekte olduğunu ifade eden Pınar, bölgede tarafsız platformlarca yürütülecek çalışmalarda madde taşıyıcı yapanların bulunması insanın yaşam hakkının sorumluluk ilkesi olduğunu söyledi. İnsanın yaşama hakkının ellerinden dolaylı bir şekilde alınması ise en büyük hak ihlali olduğunu dile getiren Pınar, “Bahsedilen bu iddiaların aydınlanması ve devletin bu noktada sorumluluğunu yerine getirmesi keyfi olarak ele alınmamalıdır. İlgili tüm mercilerin bu noktada hızlı ve planlı bir çalışma başlatılması gerekmektedir.
Uyuşturucu ve taş karşılaştırması
Kimyasal uyuşturucu kullanımı 2015 yılı itibariyle Colemêg-Wan ve Şırnex üçgeninde günden güne katlanarak artmakta olduğunu söyleyen Zengin Raporun devamında şu sözlere yer verdi: “ Son yıllarda bağımlılık oranının artması devletin denetim mekanizmasının eksik ve güvensiz oluşuna, maddeye erişimin kolaylığına, caydırıcı cezai işlemlerin ve tedavi kurumlarının yetersizliği ile madde kullanımının bilinçli bir şekilde hoş görmeye bağlıdır. Bu unsurlarla birlikte toplumda dışlanmış bir profil çizen kullanıcıların madde kullanımını arttıran en önemli etkenler arasında yoksulluk, göç ve özel savaş politikası da yer almaktadır.
Çocukların alanlarını değiştirecek ortamlar inşa edilebilir
Kurdistan’da yaşanan madde kullanımının sonlandırılması tüm mercilerin sorumluluğunda olmakla halkın da birbirine kenetlenmesi ve gençlerin başta olmak üzere çocuklarının alanlarını değiştirecek ortamlar inşa etmeleri önemlidir. Bunca zamandır mevcut kayyım belediyelerinin ve yine kayyımın gözetiminde olan MEB, Aile ve Sosyal hizmetler Bakanlığı’nın bu konuda herhangi bir rapor, izlenim, madde kullanan kişilerin sayılarının belirlenmesine yönelik basın ve kamuoyunda bir çalışması gözlemlenmemiştir.
Kültürel etkinliklerin artırılması talebi
Son olarak, bölgenin siyasi dinamiğini ve yetkili tüm STK’ların ve tabii devletin yetkili mercilerini yaşanan bu nekropolitik tutumlara karşı çalışmalar başlatmasını beklemekle; madde bağımlılığının önüne geçebilmek adına başta mesken edilen alanların hızla boşaltılması, madde kullanan kişilerin uzman kişilerce yapılacak saha çalışması ile belirlenmesi, tedavi edilmek üzere hastaların sevkinin yapılması ve kişileri takip etmesi, gençlerin alanlarını genişletecek iş imkanları oluşturması ve kültürel etkinliklerin arttırılması temel talebimizdir.”