‘Bin Kadın Tek Ses’ kampanyasına her kıtadan katılıyorlar

  • 09:02 28 Nisan 2024
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için başlatılan kampanyanın ikinci aşamasına ilişkin değerlendirme yapan TJK-E üyesi Kezban Doğan, başlattıkları “Bin Kadın Tek Ses” çalışması ile her kıtadan Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ile hayatları değişen kadınların videolar gönderdiklerini ayrıca CPT’ye de yüzlerce mektup gönderdiklerini söyledi. 
 
İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit 25 yılı aşkın süredir devam ederken, 38 aydır hiç bir şekilde haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla başlatılan  “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası ise ikinci aşamasında devam ediyor. Başlatılan kampanya kapsamında Avrupa Kürt Kadın Hareketi de (TJK-E) “Bin Kadın, Tek Ses” etkinlikleri ve  CPT’ye gönderdikleri mektuplar ile çalışmalar gerçekleştiriyor. 
 
TJK-E üyesi Kezban Doğan, yürüttükleri çalışmaya dair değerlendirmelerde bulundu.
 
Videoların ortak noktası
 
“Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt Sorununa siyasi çözüm” adıyla başlatılan kampanyanın ardından TJK-E olarak “Özgürlük kazanacak” adıyla uluslararası bir forum gerçekleştirdiklerini ve kampanyanın kazanımla sonuçlanması için tartışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Kezban, “Bin Kadın, Tek Ses” kampanyasının da  bunlardan biri olduğunu söyledi. Kezban, “Bu kampanyanın amacı Reber Apo’nun düşüncelerinin dünyaya nasıl yansıdığı ve Reber Apo’nun düşüncelerinin hangi kadına dokunduğunu ortaya koymak. Kadınlara ‘Abdullah Öcalan sizin için neyi ifade ediyor’ diye sorduk. Dünyanın 7 kıtasından kadınlar Reber Apo’nun düşüncelerinin hayatlarını nasıl etkilediğini anlatıyorlar. Şimdiye kadar 300’den fazla video toplanmış durumda. Bin video olana kadar kampanya devam edecek. Bu kampanyayı TJK-E’nin diplomasi ayağı yürütüyor. Reber Apo fiziki olarak esaret altına alındıktan sonra Kürt kadınlar olarak ‘Reber Apo’nun özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür’ dedik. Videolarda ortaya çıkan Reber Apo’nun kadınlara özgürlüğü koklattığı. Videoların ortak noktası toplumun özgürlüğünün Reber Apo’nun felsefesinden ve kadından geçtiği oldu” dedi. 
 
Mektuplar CPT’yi sıkıştırıyor
 
Cezaevindeki işkenceyi izleme ve önemle amacıyla kurulan Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) önünde 25 yıldır eylemler yapıldığını ve görüşmelerin gerçekleştiğinin altını çizen Kezban, CPT’nin önceden küçük de olsa bilgi verdiğini ancak son süreçte artık bunu da yapmadığını belirtti. Kezban, “CPT’yi teşhir etmek istiyoruz. 2022’de CPT Türkiye’ye yaptığı ziyarette İmralı’ya gittiğini söyledi ancak sonradan görüşmenin olmadığı ortaya çıktı. 2024 yılındaki ziyaretinde de İmralı’nın adı geçmedi. Ziyaret gerçekleştirmemesi Türk devletinin politikalarını desteklediğini ve Türk devletinin de bu yaklaşımdan dolayı izolasyon ve tecridi daha da ağırlaştırdığını gösteriyor. Asrın Hukuk Bürosu Avukatı İbrahim Bilmez, CPT ile görüşmesinin ardından verdiği röportajda CPT’nin Türkiye zindanlarından gönderilen mektuplardan rahatsız olduklarını ve onları sıkıştırdığını ifade etmişti. Bizler de TJK-E olarak posta kutularını mektuplar ile doldurma kararı aldık. CPT’nin görevini hatırlatmayı amaçlıyoruz. 4 ayı aşkın sürecek bir kampanyanın startını 19 Nisan’da Berlin’de verdik. Başladığı günden bu yana yüzlerce mektup gönderildi” bilgisini paylaştı. 
 
‘Devrimci halk savaşının toplumsallaşması gerekiyor’
 
“İsviçre, Fransa, Almanya, İskandinavya, Kanada, Belçika, Hollanda başta olmak üzere birçok ülkeden mektup geldi. ’Bin Kadın Tek Ses’ kampanyası kapsamında 7 kıtadan video geliyor” diyen Kezban, şunları belirtti: “Kurdistan başta olmak üzere Latin Amerika’dan tutun Afrika’ya, Hindistan’a, Pakistan’a, Yunanistan’a kadar ülkeden birçok video geldi. Reber Apo’nun felsefesi ile hayatını değiştiren kadınlar video çekip sosyal medya üzerinden gönderebilir. Biz Reber Apo’nun fiziki özgürlüğü derken aslında kendi özgürlüğümüzü ifade ediyoruz. İmralı Cezaevi’nde mutlak tecritte olan Reber Apo değil Kürt halkı ve 3’üncü alternatif yola inan tüm kadınların iradesi mutlak tecrit altında. Bu kampanyalar yeterli mi? Yeterli değil. Devrimci halk savaşının toplumsallaşması gerekiyor. Çözüm için bütün yolları denemek gerekiyor. Hamle toplumsallaştığı zaman ne Türk devleti ne de onu destekleyen egemen güçler bunun önünde durabilecekler. Bir fikir toplumsallaştığı zaman egemen güçlere dur demiştir.”