Adalet mücadelesinin adı: Emine Şenyaşar

  • 09:01 4 Mayıs 2024
  • Güncel
 
Melek Avcı
 
ANKARA -  “Adalet” yazılı bakanlığın önünde aylardır kapalı bir kapının önünde duruyor Emine Şenyaşar. Tüm kapılar adalete kilitliyken üstüne üstlük hakaretten davalar açılıyor Emine Ana’ya. 
 
24 Haziran 2018 genel seçimlerine sayılı günler kala, AKP Riha (Urfa) Milletvekili İbrahim Halil Yıldız, Suruç ilçesinde korumaları ve yakınlarıyla birlikte oy toplamak için esnafı ziyaretleri yapıyordu. Esnaf ziyaretleri sırasında gittiği Şenyaşar ailesinin dükkânında baba Hacı Esvet Şenyaşar'ın oğulları Adil, Ferit, Fadıl, Mehmet ve Celal Şenyaşar bulunuyordu. AKP’li İbrahim Halil, aileyi "eğer oy vermezlerse, Suruç’ta barınamayacaklarına" dair tehdit etti. Aile ise oy vermeyeceğini ısrarla her defasında belirtti. O gün dükkânda kardeşler ile İbrahim Halil’in abisi Mehmet Yıldız, yeğeni İbrahim Yıldız ve korumaları arasında kavga çıktı. Olayda Mehmet Yıldız ve Şenyaşar kardeşler yaralandı. Yaralananlar ambulanslarla Suruç Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Mehmet Yıldız hastanede öldü. Yıldız ailesi ve yakınlarından oluşan kalabalık bir grup, ateşli silahlarla Suruç Devlet Hastanesi’ne baskın düzenledi. Şenyaşar kardeşlerin olduğu ambulansa saldırdı. Sedye üzerinden taşınan yaralılara defalarca ateş açıldı. Anne Emine Şenyaşar hastaneye geldiğinde çocuklarını katlettiğini gördü.
 
Eşi gözleri önünde linç edildi
 
Emine’nin sedye üzerindeki eşi ise linç edilerek AKP’li vekillerin akrabaları tarafından katledildi. Hacı Esvet Şenyaşar’ın otopsi raporunda, 23 yerden yaralandığı, Celal Şenyaşar’ın vücudunda 17 kurşun, Adil Şenyaşar’ın vücudunda ise 6 kurşun yarası bulunmuştu. Şuan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Ferit Şenyaşar kurtuluşunu bir mucize olarak değerlendirmişti. Ambulansa en son alınan Fadıl ise Suruç Devlet Hastanesi'ne getirilmesi halinde diğer aile üyeleri gibi katledilmekle tehdit edilmişti ve bu sebeple başka hastaneye götürüldü. AKP’linin akrabaları Urfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi’nde kaldığını öğrenince Fadıl bu sefer Amed’e sevk edildi sonra ağır yaralı hali ile tutuklandı. Enver Yıldız ise olaydan 15 ay sonra teslim oldu. Üç yıl sonra 2 Nisan 2021 tarihinde Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 7'nci duruşmasında karar açıklandı. Fadıl Şenyaşar'a 37 yıl 9 ay, Enver Yıldız'a ise 18 yıl hapis cezası verildi. Bilirkişi raporuna göre Mehmet Yıldız'ın ölümüne neden olan ateşli silahın ise tespit edilemediği iddia edildi.
 
Katliamı yapanlar dışarıda yaralanan içeride
 
Emine Şenyaşar, olayın yaşandığı günden bugüne adalet arayışında. İki oğlunu, eşini kaybeden ve yaralı kurtulan oğlu Fadıl tutuklanırken ailesini parçalayan 23 kişinin ise Suruç’ta hiçbir şey olmamış gibi gezdiğini defalarca dile getirdi. Adalet mücadelesini sürdüren Emine üç yıldır kapı kapı gezerek “adalet” talebini haykırıyor.
 
İlk nöbet Urfa Adliyesi’nde
 
Emine, yaralı kurtulan oğlu Ferit ile birlikte 8 Mart'ta Adalet Nöbeti'ni Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı, adliye binası önünde 846 gün ‘adalet nöbeti’ tuttu. Yaz kış adliye binası önünde oturan Emine’yi birçok kurum, dernek, parti ziyarette bulunarak ses olmaya çalıştı. Zira uluslararası alandan da Emine’nin adalet talebine destek gelerek Türkiye’nin yargı kurumlarına seslenildi.
 
Riha’dan Ankara’ya
 
Emine’nin 846 gün süren adalet nöbetine sessiz kalındı. Emine, belki Adalet Bakanı kendisiyle görüşür ve bu adalet çığlığına ses verir düşüncesi ile Ankara’nın yolunu tuttu. Burada Adalet Bakanı ile görüşme talep eden Emine, çeşitli bahaneler ile defalarca reddedildi. Bunun üzerine Emine Adalet Bakanlığı önünde nöbetini başlattı.
 
Bakanlığın üç kapısına da kilit vuruldu
 
Emine’nin nöbetinden korkan bakanlık defalarca nöbeti polis ablukasına aldı. Gazetecilerin görüntü almasını engelleyerek, Emine’ye kimseyi yaklaştırmadı. Emine her gün bakanlık önünden seslenerek, “Bakanlığın kapısını kilitleyerek içeride saklanmak acizliktir. 2 oğlum ve eşim devlet hastanesinde katledildi. Tek talebimiz adalettir” yazılı dövizle aylardır oturuyor. Bakanlığın üç giriş çıkışı da büyük “güvenlik” önlemleriyle kilitlenmiş durumda.
 
Fiziksel ve psikolojik şiddet
 
Bakanlığın kapısından içeri alınmayan Emine, bu adalet arayışı sürecinde hem fiziksel hastalıklarıyla hem de psikolojik şiddet ile boğuştu. Katliam sonrası psikolojik tedavi gören Emine’nin sağ gözünde her gün ağlamaktan yüzde 70 görme bozukluğu gelişti. Kapı kapı dolaşmaktan dizlerinden de rahatsızlandı ve ameliyat olmak durumunda kaldı. Kalbinde de sorun olan Emine, gözlerini kapayınca, katledilen çocukları ve kocasını gördüğünü bu nedenle uykuya dalmak için uyku ilaçları kullandığını söylemişti.
 
Yargısal taciz ve şiddet
 
Adalet Nöbeti'ni sürdüren Emine, yaşanılan adaletsizlik ile beraber yargısal tacize de maruz kaldı. Emine hakkında ‘adalet nöbeti’ tutmaya başladığı 9 Mart 2021 tarihinden bu yana 31 soruşturma başlatıldı, bunların 11'i davaya dönüştü. Davaya dönüşen soruşturmalardan biri Emine’nin, AKP eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'a "hakaret" ettiği iddiasıydı. Geçtiğimiz ay ise Urfa Adliyesi önünde Adalet Nöbeti'nin 579’uncu gününde sarf ettiği sözler nedeniyle hakkında dava açıldı. Urfa Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “mağdur” olarak yer aldı. Emine’nin TCK 53 (Kasti suç gerekçesi ile belli haklardan yoksun bırakma) ve 63 (Hapis cezasından mahsup) maddelerinden cezalandırılması talep edildi.
 
‘Adalet’ haykırışı cevap bulur mu?
 
Her gün binlerce kişi, memur ve personel tekerlekli sandalyenin üzerinde elinde döviziyle oturan Emine’nin yanından başını sağa sola çevirerek veya eğerek Adalet Bakanlığı’nın kapısından içeri geçiyor. Durup bir bakış atamama mahcubiyeti sararken sessizlik ve duymamazlık hali toplumun ahlaki çöküşünün belki de bir diğer belirtisi olarak karşımızda duruyor. Takım elbiseli yürüyenler Emine’nin adalet arayışına geçip gitmekle cevap vermeyi sürdürüyor. Emine’nin Adalet Nöbeti sürerken bakanlığın kapısının ne zaman açılacağı ise bilinmiyor.