Abdullah Öcalan’ın avukatlarından CPT’ye yeni başvuru

  • 10:00 15 Mayıs 2024
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - Asrın Hukuk Bürosu, 38 aydır haber alamadıkları müvekkilleri Abdullah Öcalan ve diğer 3 tutsak için CPT’ye yeni bir başvuruda bulundu. Başvuruda, CPT’ye İmralı’da ki olağanüstü koşullar karşısında artık olağan prosedürleri işletme tutumundan vazgeçmesi gerektiği ve kötü muamele koşulları ile incommunicado halini ortadan kaldıracak ilgili prosedürleri işletmesi çağrısında bulunuldu.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşulları ve son 38 aydır ise mutlak iletişimsizlik koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlığını üstlenen Asrın Hukuk Bürosu,  Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne (CPT) yeni bir başvuru yaptı.
 
Başvuruda, 38 aydır hiçbir şekilde haber alınamayan Abdullah Öcalan ile İmralı’da bulunan diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için 1 Şubat ile 30 Nisan 2024 tarihlerini kapsayan gelişmelere yer verildi.
 
Başvuruda bilgilendirmeye ve taleplere de yer verildi
 
Bu kapsamda “İncommunicado” haber alamama hali ile işkence yasağını sistematik şekilde ihlal eden tutulma koşulları, deprem, cezaevlerinde açlık grevleri, boykotlar, Veysi Aktaş’ın engellenen tahliyesi ve meydana gelen diğer gelişmelerle ilgili bilgilendirme ve talepler yer aldı.
 
37 başvuru cevapsız bırakıldı, mektupların akıbeti bilinmiyor
 
Yapılan başvuruda, 1 Şubat ile 30 Nisan tarihlerini kapsayan sürede, 25 avukat ve 12’si aile görüş başvurusu olmak üzere toplam 37 başvurunun yapıldığı ancak tamamının cevapsız bırakıldığı belirtildi. Başvuruda, müvekkilleri tarafından tek bir mektubun bile kendilerine ulaştırılmadığını belirten avukatlar, bu süre içerisinde İmralı’ya gönderilen 4 mektubun ise akıbetinin bilinmediğine dikkat çekildi. Avukatlar, aynı şekilde telefon görüşme haklarına dair de bir gelişmenin yaşanmadığını kaydetti.
 
6 yılda en az 22 ‘disiplin cezası’ verildi
 
Başvuruda, aile ve avukat görüş başvurularının 14 Eylül 2018 yılından bu yana en az 22 “disiplin cezası”nın gerekçe gösterilerek engellendiğini belirten avukatlar, 12 Ocak 2024 tarihli son “disiplin cezasının” süresi dolmadan 28 Mart’ta 3 aylık yeni bir “disiplin cezasının” verildiğini kaydetti. Avukatlar söz konusu disiplin cezasının kendilerinden gizli olarak yürütüldüğünü ve yasaya aykırı bir şekilde 12 Nisan’da kesinleştiğine dikkat çekti. Avukatlar bu süre zarfında başvurucuların savunma hakkının da engellendiğinin altını çizdi.
 
Veysi Aktaş’ın infazı 1 yıl ertelendi
 
Başvurunun devamında İmralı Cezaevi’nde tutulan Veysi Aktaş’ın 28 Nisan’da 30 yıllık cezasının infazını tamamlamasına rağmen tahliyesinin İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla 1 yıl ertelendiği bilgisini paylaşan avukatlar, söz konusu kararın kendilerine tebliğ edilmediğini belirtti. 
 
Veysi’nin tahliyesinin engellenmesine değinilen başvuruda, TMK’de koşullu salıverilmeye ilişkin 17’nci maddeye işaret edilerek, şu ifadeler yer aldı: “‘Disiplin cezası olarak üç defa hücre hapsi cezası almış olanlar’ şeklindeki hükümdür. Bunun dışında ağırlaştırılmış ya da aleyhe herhangi bir hükmün sayın Aktaş’a uygulanması yasal olarak mümkün değildir. Sayın Aktaş’ın bugüne kadar almış olduğu hiçbir hücre cezası olmadığından 28 Nisan 2024 tarihinde serbest kalması gerekiyordu. Ancak lehe kanun yerine, aleyhe kanunun uygulanması nedeniyle İdare ve Gözlem Kurulunun, koşullu salıverilmeye esas değerlendirme kararı hukuka aykırıdır.  Çünkü İdare ve Gözlem Kurulu’na daha önce olmayan koşullu salıvermeyi belirleme yetkisi 14 Nisan 2020 tarihinde 7242 sayılı yasa ile getirilmiş yeni ve ağır bir düzenlemedir. Koşullu salıvermeye ilişkin kurul ise 29 Aralık 2020 tarihli Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik ile gerçekleşmiştir. Dolayısıyla başvurucu hakkında iyi hal değerlendirmesi ve koşullu salıverilme kararının suç tarihinde yürürlükte olan Ceza İnfaz Kanununa göre yapılması gerekmektedir. Hal böyle iken 2020 yılında yapılan değişikliğe göre hukuka aykırı bir biçimde yetkileri genişletilen İdare ve Gözlem Kurulu’nun iyi hal değerlendirmesi ve nihayetinde infazın 1 yıl ertelenmesi açıkça hukuka aykırıdır”
 
Tecride karşı başlatılan eylemler
 
Başvuruda, 6 Şubat depremi başta olmak üzere yıl içerisinde meydana gelen depremlerin ardından kesintisiz şekilde avukat ve aile görüş başvurularında bulunduklarını belirten avukatlar, başvuruların yanıtsız bırakılmasının aileler ve avukatlar başta olmak üzere kamuoyunda İmralı’ya dair kaygıları arttırdığına dikkat çekti. Avukatlar, başvurunun devamında,  27 Kasım 2023’te cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevlerinin 4 Nisan 2024 itibariyle “mahkeme, aile ziyareti ve telefon görüşü boykotlarıyla dönüştüğü ve bu durumun telafisi güç zararlara yol açabileceğini aktararak,  “Bu anlamda, bu tür ağır sonuçların ortaya çıkmaması için gereken tüm sorumlulukların vakit kaybetmeden yerine getirilmesi önemlidir” diye belirtti.
 
Avukatlar ayrıca Türkiye’de bulunan 14 hak ve hukuk örgütlerinin, Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer 3 isim için Ocak ayında CPT’ yaptığı başvuruyu hatırlatarak, 28 Mart’ta aynı taleplerle yeni bir başvurunun yapıldığını kaydetti.
 
CPT’ye sorumlulukları hatırlatıldı
 
CPT’nin tespit ve önleme görevlerinin hatırlatıldığı başvuruda, komitenin Şubat ayında Türkiye’ye yaptığı ziyarette İmralı’yı ziyaret etmemesine değinilerek, “Açıklamanıza göre başvurucuların ‘dış dünya ile ilişkileri’ yalnızca ‘yetkililerle görüşme’ şeklinde sınırlı bir şekilde ele alınmıştır. İmralı Hapishanesi’nin şartlarına dair geçmişten bu yana tek bir iyileştirme yapılmamışken, hükümete ilettiğiniz hiçbir tavsiyenize uyulmamışken, başvurucuların dış dünya ile tüm bağları koparılmışken konunun yalnızca yetkililerle görüşmede gündeme getirilmesi; kuruluş gerekçesi ‘İşkencenin, insanlık dışı ve onur kırıcı ceza veya muamelenin önlenmesi’ olan Komite’nizin görevi ile bağdaşmamaktadır. Komite’niz ‘an’da ve ‘gelecekte’ olası riskleri bertaraf etme görevi ile yükümlüdür” diye belirtildi.
 
Başvuruda, CPT’ye İmralı’da ki olağanüstü koşullar karşısında artık olağan prosedürleri işletme tutumundan vazgeçmesi gerektiğini ve kötü muamele koşulları ile incommunicado halini ortadan kaldıracak ilgili prosedürleri işletmesi çağrısında bulunuldu.
 
Talepler
 
Avukatlar, başvurunun devamında şu taleplere yer verdi:
 
“* Sayın Veysi Aktaş’ın derhal serbest kalması için girişimlerde bulunulmasını, ‘yasal süreçlerin’ aleni, erişime açık şekilde yürütülmesinin sağlanmasını
 
* 22 Eylül 2022 tarihli son ziyarete dair tespitler ve İmralı’daki koşullara yönelik genel gözlemlerin ivedilikle kamuoyu ile paylaşılmasını
 
* İmralı’daki mevcut koşulların 22 Eylül 2022 tarihli son ziyaretinizden bu yana belirsizlik içerisinde devam ettiği ve giderek katılaştığı gerçekliği karşısında, İmralı Hapishanesi’nin ivedilikle ziyaret edilmesini
 
* Başvurucuların mevcut tutulma koşullarının insan onuruna uygun hale getirilmesi, avukat ve aile ziyaretleri başta olmak üzere dış dünya ile bağlarını sağlayacak, koruyacak tüm haberleşme haklarının yerine getirilmesi ve sistematik yasa dışı yasaklamalara son verilmesi için gerekli tüm girişimlerde bulunmasını
 
* İşkence, insanlık dışı ve kötü muamele koşulları ile incommunicado halini ortadan kaldıracak zorlayıcı tedbirin alınması ve Sözleşme 10/2’nci maddesinde düzenlenen prosedürlerin işletilmesini talep ederiz.”