Wan Kent Ekoloji Meclisi kuruldu

  • 13:30 19 Temmuz 2025
  • Ekoloji
 
WAN – Wan Kent Ekoloji Meclisi, kuruluşunu yayınladıkları bir deklerasyonla ilan etti. Deklerasyonda, “Sayın Abdullah Öcalan’ın Türkiye’de yeşerttiği barış tohumu, dünya barışına, doğayla barışa uzanan bir umuttur; bu umudu sevgiyle büyüten her yoldaşa, her köşede bin selam olsun” denildi. 
 
Wan Kent Ekoloji Meclisi, kuruluşunu yayınladıkları bir deklarasyonla ilan etti. Rêya Armûşê (İpekyolu) Belediyesi Berivan Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal, Demokratik Kurumlar Koordinasyonu üyeleri, sivil toplum örgütü  temsilcileri, din insanları ile çok sayıda kişi katıldı. 
 
Açılış konuşmasını yapan Wan Ekoloji Derneği üyesi Muhyettin Aksin, amaçlarının barışın ekolojisini oluşturmak olduğunu söyledi. Ardından meclisin kuruluş bildirgesini Wan Ekoloji Derneği üyesi Hanife Güzel okudu.
 
‘Abdullah Öcalan, Türkiye’de barış tohumunu yeşertti’
 
Meclisin demokratik modernitenin doğa-ana merkezli, komünal ve kadın özgürlükçü vizyonuyla doğduğunu söyleyen Hanife Güzel, “Barışın, sadece kentlerimizde değil, tüm dünyada yaşamı kucaklayan bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın Türkiye’de yeşerttiği barış tohumu, dünya barışına, doğayla barışa uzanan bir umuttur; bu umudu sevgiyle büyüten her yoldaşa, her köşede bin selam olsun! Demokratik modernite, doğayı bir meta değil, yaşamın kalbi olarak görür. Bir ağacın gölgesinde soluklanmayı, bir nehrin çağlayışında huzur bulmayı, bir kuşun kanadında özgürlüğü hissetmeyi öğretir. Ancak post-modern kapitalizm, bu sevgiyi yok ediyor. Her yıl daha fazla ısınan dünyamız, küresel ısınmanın ağır darbeleriyle sarsılıyor: Ormanlar alevler içinde, nehirler susuzluktan çölleşiyor, hayvanlar yuvasız kalıyor, seller evlerimizi yutuyor. Kapitalist modernite, yaşam alanlarımızı bir sömürü sahasına çeviriyor; toprağı, suyu, havayı talan ediyor. Oysa bu dünya, bizim tek yuvamız. Bu güneş sisteminde başka bir evimiz yok. Toprağa, suya, havaya sevgiyle sarılmak, yaşamı savunmaktır” dedi. 
 
‘Rojava, doğayla uyumlu bir yaşamın mümkün olduğunu kanıtlıyor’
 
Kadınların doğadan yana diyalektik zekasının, bu sevgiyi yeniden yeşerttiğine dikkat çeken Hanife Güzel, "Kadınlar, bir tohumu sevgiyle toprağa eken, yaşamı sabırla büyüten bilgeliktir. Onların öncülüğünde, erkekler ve gençler de bu mücadelede yan yana durmalı; demokratik modernitenin komünal ruhunu benimseyerek doğaya sevgiyle yaklaşmalı. Suriye’deki Rojava Konfederal Devrimi’ni, doğaya animist bir sevgiyle bağlı, toprağı ve suyu kutsal sayan bir devrim olarak selamlıyoruz. Rojava, doğayla uyumlu, dayanışmacı bir yaşamın mümkün olduğunu kanıtlıyor; oradaki yoldaşlarımız, sevgiyle ve dirençle bize ilham veriyor. Ekoloji Kent Meclisleri, sevgiyle filizlenen umut bahçeleridir. Her kentte çoğalarak, doğa sevgisini ve ekolojik bilinci büyütecek; tüketim toplumuna karşı yerel, sürdürülebilir ve komünal bir yaşamı savunacaktır. Demokratik moderniteye inanan her devrimci yoldaş, bu meclislere katılarak bu sevgiyi çoğaltma sorumluluğunu taşımalıdır. Post-modern kapitalizmin yıkımına karşı, sevgiyle birleşelim; kadınlar, erkekler, gençler, doğayı ve yaşamı savunmak için bir arada duralım. Dünya barışı, doğayla barışla çiçek açar” diye konuştu.
 
'Toplumsal değişimin temel koşulu'
 
Ardından konuşan yerine kayyım atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, “Kürdistan coğrafyası bir eko-kırım alanına çevrildi. Ekoloji mücadelesi yıllardır devam ediyor. O günden bu yana iktidar zihniyeti, bir avuç sermaye kesimi için doğa alanlarını yok etmek ve bu alanları bu kesime peşkeş çekmek üzerinden kendi politikalarını yürüttü. Aslında toplumsal alan ve doğanın yeniden bu tahakküm ilişkilerden arınması, yeniden ekolojik dengenin tesis edilmesi gerekiyor. Bizler de modernitenin hayata geçirmek istediği bu tahakküm zihniyete karşı her alanda mücadelemizi yürütmeye devam edeceğiz. En temelde toplumsal değişim dönüşümünün sağlanmasının en temel koşul olduğunu bilmemiz gerekiyor” dedi.
 
‘Toplum-doğa ilişkisi yeniden kurulmalı'
 
Toplumun doğa ile ilişkisinin yeniden ahlaki ve politik toplum sistemi modeli üzerinden kurulması gerektiğini ifade eden Neslihan Şedal, “Bizler de yerel üretimler alanında yeniden demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir yerel yönetimler modeliyle, bu sistemi oluşturmaya, ahlaki toplumun inşasını sağlamaya çalışıyoruz. 10 yıllık döneme denk geldiğimizde halkın iradesinin gasp edilmesiyle birlikte özel savaş elemanı olan kayyımlar, bu sefer de eko-kırım politikalarını kendi politikalarıyla derinleştirmeye çalıştılar. Biz bu politikaların ortadan kaldırılması için mücadele etmeye devam edeceğiz” sözlerini kullandı. 
 
Konuşmanın ardından meclis kuruluşunu ilan ederek, komisyon seçimini yaptı.