AKP’nin ‘Aile yılına’ karşı mücadele yılı 2025-01-27 09:03:08        Elfazi Toral   İSTANBUL  - Türkiye’de ekonomik kriz ve giderek derinleşen yoksulluğa ilişkin değerlendirmelerde bulunan SKM üyesi Dilara Su Kalpak, AKP’nin bu yılı “Aile yılı” ilan etmesine karşı kadınların da “Mücadele yılı” yapacağını vurguladı.    Ekonomik krizin etkisi yaşamın her alanına sirayet etmiş durumda. Başta kadınlar olmak üzere insanlar en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorluk yaşıyor. Ekonomik krizin sonuçlarıyla birlikte derin yoksullukla karşı karşıya kalan ise kadınlar oluyor. İş yerinde çalışan kadınlar için güvencesiz, ucuz iş gücü, yarı zamanlı, esnek çalışmalar ise giderek yaygınlaşıyor. Bütçe kadına, çocuğa, sağlığa ve eğitime verilmesi gerekirken onun yerine savaşa harcanıyor.    “Yoksulluğa Karşı Kadın Yaşam Ağı” çalışmaları kapsamında ekonomik krizle birlikte derin yoksullukla karşı karşıya kalan kadınlarla temaslarda bulunduklarına dair Sosyalist Kadın Meclisi üyesi Dilara Su Kalpak değerlendirmelerde bulundu.   Yoksulluğun günden güne derinleştiğini ve bundan en çok etkilenenlerin ise kadınlar olduğunu belirten Dilara Su Kalpak, kadınların Türkiye de yoksullaşma kriziyle mücadele ettiklerini söyledi. Hem evlerde hem de iş yerlerinde birçok ihlalle karşı karşıya kaldığını ifade eden Dilara Su Kalpak, “Kadınlar ucuz ve esnek iş gücü olarak çalışma hayatında var olmaya çalışıyorlar. Ev içi ucuz iş gücü, çocuk bakımıyla, evdeki hasta bakımıyla tek başına mücadele etmeye çalışıyor. Bununla birlikte sermayenin, patronun mobingiyle ve evdeki erkeğin baskısıyla erkek şiddetiyle karşı karşıya kalıyor. Kadının yaşamında sadece yaşadığı yoksulluk değil yoksullukla birlikte bir erkek şiddeti gerçekliği de var. Parça başı iş yapan kadınları da gördük. Ucuz ve esnek çalışma koşulları içerisinde parça başı işler, evden çalışma sistemi kadın emeğinin sömürülmesinde en yakıcı biçimde ortaya çıktığı bir gerçeklik var” dedi.   Kadınlara yeni bir saldırı   Dilara Su Kalpak, AKP iktidarının “2025 yılının aile yılı” olarak ilan etmesine dair şu değerlendirmelerde bulundu: “Hem ekonomik alanda yoksullaşma ile mücadele adı altında  kadınların doğurganlık oranına dahi müdahale eden bir rejim gerçekliği var karşımızda. Bu temelde nüfus politikaları kurulu ya da aile enstitüsü gibi kurumlarla da karşı karşıya kaldığımız bir yıl. Aile yılı ilan edilmesinin temel amaçlarından bir tanesi de savaş gerçekliği var. AKP rejimi kendisini bu savaş gerçekliğine göre de konumlandırıyor. Politikalarının ürettiği en temel alanlardan biri de yine nüfus politikaları üzerine oluyor. ‘Doğurganlık az bu bizim için varoluşsal kriz’ diyor çünkü kendisi için bunun sistemsel bir kriz olduğunu da değerlendiriyor. Kadınların yaşamına doğrudan bir müdahale ile 2025 yılına girerken kadınlara yeni bir saldırı gerçekleştiriyor. Bir yandan savaşın yakıcılığı ve savaşla birlikte derinleşen yoksulluk gerçekliği ile karşı karşıyayken bir yandan da hem Türkiye de hem de Kürdistan’da farklı biçimde açığa çıkan kadın düşmanı politikaları söz konusu. Kürdistan’da özel savaş politikaları ekseninde kadınların bedenine, yaşamına yönelik saldırıları biliyoruz.”   AKP iktidarının sürdürdüğü yoksulluk krizi politikası!   Kadın yoksulluğu ekseninde çalışmalar yürüttüklerini ve kadınlarla temas kurduklarını dile getiren Dilara Su Kalpak, kadınların ev içinde hem erkekten hem de çocuktan sonra sayıldığı bir durum söz konusu olduğunu vurguladı. Dilara Su Kalpak, “Biz kadınlarla buluştuğumuzda kadınlar kendi ihtiyaçlarını tanımlarken, kendi ihtiyaçlarını evin ihtiyaçlarıyla özdeşleştiriyor. Ve en temel istekleri ya çocuklar oluyor ya da evin temel ihtiyaçları oluyor. Özellikle mutfak masrafları oluyor. Bu gün yoksullaşma kriziyle birlikte kadının en büyük derdi o evde yemeğin pişip pişmediğidir. Çünkü erkek egemen sistem de bu sorumluluğu ve yükü tamamen kadının omuzlarına bıraktığı için kadın da kendi ihtiyaçlarından önce evin ihtiyaçlarını giderme durumunda kalıyorlar. AKP rejiminin sürdürdüğü politikalardan kadınlar başta olmak üzere toplumun her kesimi etkileniyor. Temas ettiğimiz noktalarda insanların en temelde şikayet ettikleri şey yoksulluk oluyor. Bugün işçi ve emekçiler yoksulluk sınırı altında bir yaşama mahkum edilmiş. İnsanlar pazar alışverişi yaparken bile akşamı bekliyorlar. Akşamüstü fiyatların daha düşük olduğu zamanlarda alışveriş yapıyorlar. Asgari ücret yoksulluk sınırının altında ve insanların bununla ev geçindirme koşulları gittikçe zorlaşıyor” şeklinde konuştu.   2025 yılı mücadele yılı   Dilara Su Kalpak, “Asgari bir yaşama mahkum değiliz asgari bir yaşamın ötesinde bir yaşamı hak ediyoruz” sözlerine yer vererek, işçi ve emekçilerin, kadınların hak ettiği ücreti almaları gerektiğini paylaştı. Dilara Su Kalpak, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:  “Bizi mahkum eden bu sefalet düzene karşı örgütlü bir şekilde mücadele etmeliyiz. Bu yoksullaşma krizi içerisinde kadınların en temel de istedikleri şey özgür ve eşit bir yaşam kurabilmek. Bunun için de kadınların savaşa karşı, yoksullaşmaya karşı kendilerini ifade edebilecekleri alan sokaklardır. Biz kadınlar olarak bu yılı aile yılı olarak ilan edenlere karşı 2025 yılını mücadele yılı yapacağız.”   NOT: SKM üyesi Dilara Su Kalpak, geçtiğimiz günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 40 kişiyle birlikte gözaltına alınarak, çıkarıldığı mahkemece 34 kişiyle beraber tutuklandı.  Yayınlamış olduğumuz röportaj tutuklanmadan önce alındı.