Katliamlar tekerrür ediyor: Bir Kürt kalsa da bu dava yürütülecek!

  • 09:06 30 Aralık 2022
  • Güncel
Marta Sömek 
 
İSTANBUL - Paris’te 3 Kürt’ün katledilmesinin “tesadüf” olmadığına işaret eden siyasetçi ve insan hakları savunucuları, “Senaryo yeniden kuruluyor ve oynanıyor. Plan Ankara’dan yapıldı. Ama Kürtler onlara baş eğmedi. Bir Kürt kalsa da bu dava yürütülecek. Bizler hep ayakta olacağız ve direneceğiz. Hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz” mesajını verdi.
 
Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 yılında Paris’te katledilen Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan’ı anmak için 23 Aralık günü Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nde hazırlık yaparken gerçekleştirilen silahlı saldırıda, Kürt kadın hareketi öncülerinden Emine Kara (Evîn), sanatçı Mehmet Şirin Aydın  (Mîr Perwer) ve Abdurrahman Kızıl katledildi. Katliamın hemen ardından Fransa devlet yetkilileri yaptıkları açıklamalar ile polis ve hükümetleri ile övünürken, “üstün çabaları” ile failin yakalandığını iddia etti. Ancak ortaya çıkan görüntülerde, faile kuaför salonunda yurttaşların müdahale ettiği ve polislerin de çok sonra geldiği görüldü.
 
Öfke sokaklarda…
 
Katliamın ilk anından bu yana öfkeleri ve direnişleriyle Paris’te Kürt halkı ve kendileriyle dayanışan çok sayıda kesim, polis saldırılarına rağmen sokakları bir kez olsun bırakmadı. Yine dünyanın dört bir yanından da katliama tepkiler yükselirken, onlarca ülkede protesto eylemleri gerçekleştirilerek katliamın planlı olduğu vurgulandı. Öte yandan 3 Kürt’ü katleden William M., 24 Aralık'taki doktor muayenesinde sağlık durumunun gözaltı koşullarıyla uyumlu olmadığı gerekçesiyle emniyet bünyesindeki psikiyatri kliniğine nakledilmişti. Gelen tepkiler ve sokaklarda sürdürülen direnişin etkisiyle fail hakkında 26 Aralık günü yeniden gözaltı kararı verildi. Ardından ise katil William M.’nin, “cinayet' ve “cinayete teşebbüs”ten tutuklu yargılanmasına karar verildi.
 
Katliamın “tesadüf” olmadığını, buna karşı ise Kürt halkının mücadeleden asla vazgeçmeyeceğinin mesajını veren siyasetçi ve insan hakları savunucuları, katliama ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Bir Kürt kalsa da bu dava yürütülecek!’
 
Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) üyesi Nedret Kalkan, “Maalesef Kürt halkı için yine bir kara gün oldu. 9 Ocak 2013’te Sakine Cansız katledilmişti. Aradan geçen 10 yılda yeni bir katliam yaşatıldı bize” diye belirtti. Kürt halkına bir katliamı unutmadan yenisinin yaşatıldığını kaydeden Nedret, “Bilinçli olarak Kürtler ve kadınlar üzerinden bir katliam yapılıyor. Kirli ellerini Kürtlerin üzerinden çekmiyorlar” dedi. Katliamın planlı olduğuna işaret eden Nedret, “Fail için, ‘delidir bir şey bilmiyor’ diyorlar. Öyle bir şey yok. Ankara’dan oraya yollandı, plan Ankara’dan yapıldı. Ama şu iyi bilinmeli, Kürtler onlara baş eğmedi. Kürtler ne olursa olsun ayakta kalacak. Bir Kürt kalsa da bu dava yürütülecek. Nerede bize saldırı olursa bizler de onlara gerekli cevabı vereceğiz” ifadelerini kullandı. Kürt halkının “korku duvarlarını” aştığını paylaşan Nedret, “Kürtler ölümden korkmuyor. Ölümle Kürtleri bitiremezler. Kürtlerin gün yüzü görmesini istemiyorlar. O yüzden her günlerine bir acı koymaya çalışıyorlar” yorumunu yaptı.
 
‘Hep ayakta olacağız ve direneceğiz’
 
Kürt halkının her alanda direnmesi gerektiğinin altını çizen Nedret, “Eğer direnmez isek bizi evlerimizin içinde de katledecekler. Artık kadınların tahammülü kalmadı. Televizyonda haberlere bakamıyoruz. Katliamları gördükçe öfkemiz büyüyor. Artık bir şeyler yapmamız gerek. Düşmanımız her yerde pusuda bekliyor. Bizlerin de bu gerçekliği bilerek evlerimizde oturmamamız gerek. Sokağa çıkmamız gerekiyor. Avrupa’da da aynı kirlilik var Türkiye’de de. Direnen Kürtler onların hedefidir. Direnen Kürt’e tahammülleri yok. Siyasi partilerimize baskın yapıyorlar, siyasetçilerimizi tutukluyorlar, gençlerimizi, kadınları katlediyorlar. Ama tutuklanan arkadaşlarımızın da katledilenlerin de yerini dolduruyoruz. Binler oluyoruz. Onlar kendilerini kandırıyorlar” sözlerini kullandı. Direnmekten ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerinin mesajını veren Nedret, “Bizler hep ayakta olacağız ve direneceğiz” vurgusunu yaptı.
 
‘Devletler yine faillerini korudu’
Kadın mücadelesinin gün geçtikçe hız kazandığını ifade eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bakırköy İlçe Eşbaşkanı Gonca Yangöz, “10 yıl önce yaşadığımız katliamın bir benzerini bugün yeniden yaşıyoruz. Senaryo yeniden kuruluyor ve oynanıyor” dedi. Faillerin yine korunduğunu dile getiren Gonca, “Katilleri yakaladığını söyleyen devlet aslında bu konuda ne kadar yalancı ve düzenbaz olduğunu da hepimize göstermiş oldu. Bugün yapılan katliam, 10 yıl öncekinin birebir aynısı ve devletler yine faillerini korudular, kolladılar, gözettiler. Kürt kadın hareketi mücadelesini toptan yok etme gibi bir girişim içindeler. Herkes bunun farkında, bütün kadınlar olarak da bunun farkındayız. Sosyalist, feminist kadınlar bu durumun takipçisi ve peşindeyiz” şeklinde konuştu. Katliamlar karşısında mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerinin mesajını veren Gonca, “Katliamların failleri bulunana, bu devlet yargılanana kadar hiçbirimiz hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Zamanı doğru okuduğumuzu düşünüyorum. Katliamların bizi yıldıramayacağı konusunda hepimiz hem fikiriz. Mücadeleye devam ediyoruz” diye belirtti.
 
10 yıl sonra aynı sokak: Tesadüf değil!
 
HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Elif Bulut da, “Tam 10 yıl önce Sakine Cansız’ların katledildiği tarihe yakın bir dönemde yeniden bir saldırı olması insanların aklına ilk olarak bunun bir tesadüf olmadığını getiriyor” sözlerini kullandı. 10 yıl önce Fransız hükümeti ve yetkililerinin, katliamın “üzerini örten” bir tarz sergilediğini söyleyen Elif, “Dolayısıyla aradan 10 yıl geçtikten sonra tam da katliamın yıl dönümünde hazırlık yapmak üzere bir araya gelen kişilere böyle bir saldırının yapılmış olması bunun bir tesadüf olmadığını gösteriyor. Fransız yetkililer hemen bir açıklama yapıp, ‘Müdahale ettik’ deseler de ilk olarak saldırganın çıkıp başka yerlere de saldırmasını, oradaki vatandaşların müdahalesiyle ilk olarak durdurulduğu biliniyor” dedi.
 
‘Katliamın arka cephesi açığa çıkarılmalı’
 
Katliamın yalnızca “ırkçılıkla” açıklanamayacağını paylaşan Elif, “Bir kişi ırkçılık yaptı, cezaevinden yeni çıktı, gitti ve Kürtleri öldürdü’ gibi bir şeyle açıklamamız mümkün değil. Dolayısıyla bugün yapılan bu katliamın net olarak aydınlatılması, suçluların sadece görünen bir kişi dışında arka cephesinin açığa çıkarılması ve yargılanması gerekiyor ki diğer katliamların önü açılmasın. Bunun önüne geçmenin yolu da katliamın gerçek sorumlularının ortaya çıkarılması, yargılanması ve hak ettiği cezayı almasıyla mümkün olur” ifadelerini kullandı.
 
Sokaktan geri çekilmeme çağrısı
 
Kadınların her yerde katledildiğine dikkat çeken Elif, buna karşı ise “Jin jiyan azadî” sloganıyla kadınların ayağa kalktığını dile getirdi. “Hep katlediliyoruz ve biz bu katledilmeyi dünyanın bir öteki ülkesinde yapılsa da bizden bağımsızdır diyemeyiz” diyen Elif, “Ve bugün artık bütün dünyanın kafasına yerleşmiş, direnişin sembolü haline gelmiş ‘Jin jiyan azadî’ diyerek kadınlar sokakta. Korkuları yok, öldürülmekten de korkmuyorlar. Kadınlar, mücadele etmeden kazanılmayacağını da iyi biliyor. İran’da, Afganistan’da ve şimdi Paris’te yaşanan da kadınların aynı bilinçle sahip çıkması ve sokağa aynı bilinçle dökülmesi gerekiyor. Kadınların katledilmesine dönük yapılan bir hazırlık, tesadüfi olamaz. O gün orada olacağı zaten biliniyordu. Dolayısıyla kadın iradesine yapılmış bir katliamdır” dedi. Elif son olarak herkesin bu duyarlılıkla sözünü sakınmaması, sokaktan da geri çekilmemesi gerekiyor” diye vurguladı.