‘Devlet sadece cenaze çıkarmak için geldi’

  • 09:40 14 Şubat 2023
  • Güncel
Elfazi Toral-Dilan Babat 
 
MEREŞ - Nûrhaq’a gönüllü olarak giden Gülcan Taşkıran, devletin her yerde olduğu gibi Nûrhaq’ta da enkazda kaldığını belirterek, devletin ilçeye ve köylere sadece cenaze çıkarmak için geldiğini vurguladı. 
 
Mereş merkezli meydana gelen depremde yıkımın en fazla yaşandığı ilçelerden biri olan Elbistan’da halk kendi imkanları ve gönüllülerin yardımıyla ayakta durmaya çalışıyor.  Hava durumunun eksileri gösterdiği ilçe ve köylerde kendilerini korumaya çalışan halk, kendi imkanlarıyla kurdukları derme çatma alanlarda toplu bir şekilde yardım bekliyor. Mereş’in Nûrhaq ilçesinde ise yolların kapalı olmasından kaynaklı AFAD ilçeye 3 gün sonra girdi. Yolların kapalı olmasına rağmen ilçeye giden gönüllüler ikinci günde bölgeye ulaşabildi. İlçede bulunan onlarca bina yıkılırken, onlarca insan ise enkaz altında kurtulmayı bekledi. 
 
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi ve gönüllü Gülcan Taşkıran, Nûrhaq’a dair gözlemlerini anlattı. 
 
‘Panik ve yoksunluk hali vardı’
 
Nûrhaq’a iki gün sonra sabah gittiklerini ama yolların kapalı olmasından kaynaklı kendilerini götüren servis şoförünün tereddüt ettiğini söyleyen Gülcan,  gidip gitmeme konusunda yapılan tartışmalar sonucu köye ulaştıklarını kaydetti. Gülcan, “Vardığımızda çok ciddi bir soğukla karşılaştık. Sadece orada nüfus kalmıştı. İlçede kalan insanlar meydanda bulunan bir yerde toplu bir şekilde kalıyordu. Evlerinin yakınlarına derme çatma bir şeyler kurmuşlardı.  Cenazeleri olanlar cenazelerini alamamışlar ve uzun bir süre enkazın altında kalmış. Devlet depremin altında kaldı. Bizim gittiğimiz sabah daha yeni yeni çadırlar getirilmişti. O da gönüllülerin gönderdiği TIR’larla. Eşyalar yere atılmış, hava soğuk, kâr ve tipi var ama eşyalar yere saçılarak bırakılmış. Muazzam bir panik ve yoksunluk hali vardı. ‘Kimse bize yardım etmeyecek’ deniliyor. Çünkü devlet oraya zaten gitmemiş, gönüllüler de yolların iki gün açılmasından sonra gidebilmiş” dedi.
 
‘Devlet yok duygusu çok hakimdi’
 
Nûrhaq’ta insanların kendi imkanlarıyla bir şeyler yaptığına dikkat çeken Gülcan, inisiyatif alan insanların depremzedelere yemek yapıp dağıttığını kaydetti. Gülcan, “İnsanları dinlemeye çalıştık, ‘devlet zaten yok, bizim insanlarımız bize sahip çıkar’ duygusu çok hakimdi. Onlar da yollardan kaynaklı geç gidince daha farklı bir hal almış. Belediye binası çok ciddi hasar almıştı, bir bina kent merkezinin ortasında sağ kalmıştı o da sıcak değil ama onlarca insan bir arada olunca ısınma yolunu böyle bulmuşlar. Devletin hem psikolojik hem fiziksel şiddetini her şekilde gördük. Biz gittiğimiz de insanlar bir belirsizlik içindeydi. Kendi memleketini terk etmek istemiyorlar ama nasıl yapacaklarını da bilmiyorlar. Hayatta kaldıklarına mı sevinsinler yoksa her şeylerini kaybetmelerine mi üzülsünler üzerinden çok ciddi bir travma vardı” sözleri ile halkın durumunu dile getirdi.  
 
‘Hayvanlar soğuktan donarak yaşamını yitirdi’
 
Kendilerinden önce Avrupa’dan gidenlerin olduğunu dile getiren Gülcan, AFAD’ın kendilerinden sonra geldiğini belirtti. Gülcan şöyle dedi: “Biz birkaç çadır kurduk ama o kadar soğuk ki ısınma ihtiyaçları bile sonradan geldi. İnsanlar sandalyede oturmayı tercih ediyordu. Amasya’dan gelen gönüllü ekip sıcak yemek vermeye başladı. O güne kadar ekmek ve peynir tarzı şeylerle idare etmeye çalışmışlar. Yaşamını yitirenlere ilişkin bize resmi rakam söylenmedi, belediye başkanına da sorduk bize çok yanıt vermek istemedi. Nûrhaq merkezde 50 insanın yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. Kullar Mahallesi’nde asıl yıkımın orada olduğu söyleniliyordu. Çünkü asker oraya girilmesine izin vermiyordu. Arama kurtarma diye dördüncü gün geldiklerinde insanların cenazelerini çıkardılar. 60 yaşındaki teyze yüklük içinde olduğundan kurtulabilmişti. Onun dışında çok az insan Kullar’da kalmıştı. İnsanlar günlerce cenazelerini çıkaramamışlar. Bütün bunlar insanlığımızın sınandığı günler. İnsanlar can havliyle sokağa çıkmış, hayvanlar da enkazda kalmış. Onlarca hayvanın donarak yaşamını yitirdiğini gördük.”
 
Belediye tepkiler sonucu çalışmış
 
AFAD’ın Nûrhaq’ta birkaç gün geçmesinin ardından tahliye işlemlerine başladığını dile getiren Gülcan, şöyle devam etti: “Tahliye edilenler demokratik kitle örgütünün açtığı yerlere gönderilmeye başlandı. Belediye ve oradaki gönüllüler ortak bir şey yapmaya çalışıyordu. Belediye çok ağır hareket ediyordu, insanlar tepki gösterdikten sonra bir şeyler yapmaya başladı. Belediye kanalı ile dayanışmaya açık otel, misafirhanelerine gönderilmeye başlanmıştı. Ama bizim beldeden çıktığımız gün insanlara şunu dediler; ‘Gidecekseniz biz sizi bir yere yönlendiremiyoruz kendiniz ayarlayacaksınız’ Ancak insanlar nereye gideceğini ne yapacağını bilemiyor. Kayseri’de bir aileye gelsin demişler, aileyi göndermişler ama aile otogarda kalmış kimse sahiplenmemiş. Bu işin insani boyutu iken, iktidarın ve devletin bu enkazın altında kaldığı gerçeği de başka boyutu.”
 
‘Devlet cenaze çıkarmak için geldi’
 
Depremde devletin pratiğini kimsenin unutmaması gerektiğini ve insanlara bunun çok net şekilde anlatılması gerektiğinin önemine dikkat çeken Gülcan, ilerici bütün kurumların devlet gerçeğini ve devletin tüm insanları enkaz altında bıraktığını bildiklerini ifade etti. Gülcan, “Zaten günlerdir gerek Türkiye’de gerek Kurdistan’da deprem yaşamamış onlarca demokratik kitle örgütü dayanışmayı örgütlüyor. İstanbul’dayken biz parti olarak dayanışmayı örgütlüyorduk ve buraya da muhalif kurumlarla birlikte geldik. Bu gerçeği teori olarak biliyoruz ama bu gerçeği somut olarak deneyimledik. Devlet kendi insanlarına ya da kendi halkına 6’ncı gün sadece cenaze çıkarmak için geldi” şeklinde konuştu.
 
‘Kadınlar ped ve iç çamaşırına erişimde zorlanıyor’
 
Depremde de kadınların ikincil planda olduklarını söyleyen Gülcan, kadınların hijyenik iç çamaşırı, ped istemeye çekindiklerini belirtti. Kadınların ihtiyaçlarını kulaklarına söylediklerini ifade eden Gülcan, “Tuvalet ortamı yok, bir tane tuvalet var ama oda tıkanmış, kadınlar giremiyor ve zaruri ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Çocuklar durumu anlamakta zorlanıyorlar ve büyük bir travma. Bir çok eşya gönderilmiş ama iç çamaşırı ya da ped gönderilmemiş. Kadınlar bizi görünce söylemeye başlayarak istediler. Asker beşinci gün çadır kurdu ama onlardan değil bizden istediler” sözlerini kullandı.
 
Çadır, gıda ve ilaç sorunu
 
Köyde bulunan hasta, çocuk ya da yaşlılara dönük hasta bezi, ilaç gibi sorunların da çok fazla yaşandığını söyleyen Gülcan, “İnsanların toplandığı yerde derme çatma olan bir yerde gelen ilaçları ayırarak eczane tarzı bir yer kurmuşlar. Bir hemşire arkadaş ailesine günlerdir ulaşamıyor ama orada insanlara ilaç için yardımcı oluyor. Bizden üç arkadaş sağlıkçıydı hemen oraya dahil oldular. Köylerde yaşlılar ve hastalar kalmış, yollar kapalı olduğu için o insanlara ilaç, gıda, çadır gitmemiş. İnsanlar günlerce kendilerini soğuktan ve hastalıktan korumaya çalışmışlar” ifadelerini kullandı.