Nêrgiz Bekir: Rojava Devrimi Kadın Devrimi’dir!
- 09:05 17 Temmuz 2024
- Güncel
Mîdye Miqted
HELEB - Rojava Devrimi’nin 12’nci yılına ilişkin konuşan Kongra Star Koordinasyonu üyesi Nêrgiz Bekir, devrimin ‘Kadın Devrimi’ olduğunu vurgulayarak, “Kürt kadınlar kimliklerine sahip çıkıyor. En önemlisi de Kürt kadınlar tüm dünya için bir tehlike olan DAİŞ’e karşı büyük bir savaş verdi. Bu dünyaya örnek oldu. Bu yüzden de bir kez daha diyebiliriz ki Rojava Devrimi, Kadın Devrimi’dir” dedi.
19 Temmuz 2012 tarihinde gerçekleşen Rojava Devrimi 12’nci yılına girdi. Kadın Devrimi olarak tanımlanan devrim bugün dünyadaki tüm kadınlara umut ve ilham kaynağı oluyor.
Kongra Star Halep Koordinasyonu üyesi Nêrgiz Bekir devrimin 12’nci yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Kürt halkı Baas rejimine başkaldırdı’
Suriye’deki krizin ardından 19 Temmuz Devrimi’nin başladığını hatırlatan Nêrgiz, “Suriye halkları özellikle de Kürt halkı, topluma kendi ulus devlet siyasetlerini dayatmak isteyen güçlere karşı başkaldırdı ve farklı eylemler gerçekleştirmeye başladılar. Öncelikle Baas rejiminin hegemon siyasetine başkaldırdı. Kürt halkı olarak Önderliğin projesi olan ‘Üçüncü Yol’ temelinde Demokratik Özerkliği önümüze koyduk ve bu temelde mücadelemizi başlattık. Bugüne kadar da bunu sürdürüyoruz” dedi.
‘Halk kendi öz savunmasını geliştirdi’
Halkın kendini örgütlemesi ve Heleb’de devrimin etkisine dikkat çeken Nêrgiz, şunları söyledi: “Üçüncü Dünya Savaşı, Suriye coğrafyasını da etkiledi. Talan, göç ve yıkım getirdi. Ancak biz Kürt halkı olarak bu coğrafya üzerinde kendimizi Demokratik Özerklik projesi temelinde örgütlüyoruz. Yine Halep’in Eşrefiye ve Şêx Meqsûd mahalleleri de devrimden payını aldı. En çok da özsavunma konusunda örgütlülük geliştirildi. Çetelerin Şêx Meqsûd ve Eşrefiye’ye saldırılarında halk kendi öz savunmasını geliştirdi. Bu saldırılarda birçok yurttaş katledildi. Halk savaş esnasında ve savaştan sonra da kendi örgütlülüklerini oluşturdu. Çetelerin saldırılarına karşı her alanda yer aldılar. Mahallelerde kendi yönetimlerini oluşturdular. Özellikle de askeri alanda birlik oldular ve çetelere karşı mahallelerini savundular.”
‘Rojava Devrimi, Kadın Devrimi’dir’
Savaştan önce ve savaş sürecinde kadınların durumuna değinen Nêrgiz, “Savaştan önce kadınlar evin içine hapsedilmişti. Kadına evde çocuk nasıl yetiştirilir görevi verilmişti. Ancak süreç içerisinde kendini ispatlayan ve her alanda öncülük yapan Kürt kadınlar oldu. Önder Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ve felsefesi ekseninde kendisini örgütledi. Rojava Devrimi’ne öncülük eden kadınlar, Önder Abdullah Öcalan’ın düşüncelerinden etkilendiler. Kürt kadınlar Önder Abdullah Öcalan’ın düşüncelerini kendilerine esas aldılar ve Önderliğin paradigması temelinde mücadeleye başladılar. Bu yüzden Önderlik bu devrimi tanımladı ve Rojava Devrimi Kadın Devrimi’dir dedi. Halkın ihtiyaçları temelinde birçok kurum örgütlendi. Demokratik Özerklik projesi temelinde eğitimler yapıldı. Biz de Kürt kadınların bu mücadelesi sayesinde kendimizi örgütleme ve savunmayı esas aldık. Kürt kadınlar kendilerine ve kimliklerine sahip çıkıyorlar. En önemlisi de Kürt kadınlar, tüm dünya için tehlike olan DAİŞ’e karşı büyük bir savaş verdi. Bu, dünyaya örnek oldu. Bu yüzden de bir kez daha diyebiliriz ki Rojava Devrimi Kadın Devrimi’dir” ifadelerini kullandı.
‘Devrimci Halk Savaşı Şêx Meqsûd’da başladı’
Eşrefiye ve Şêx Meqsûd’daki savaş ve direnişe de dikkat çeken Nêrgiz, şöyle devam etti: “Halep’in iki mahallesi Şêx Meqsûd ve Eşrefiye, direnişleri ile öne çıktı. Bu iki mahalledeki savaşta Kürt halkı kendini bir kez daha ispatladı ve tarihe damgasını vurdu. Çetelerin sayı olarak çok olması, ağır savaş ve hala devam eden ambargoya rağmen Kürt halkı mahallelerine ve Kürtlüğüne sahip çıktı. Buradaki savaş ve direniş de bu yüzden dünyaya örnek oldu. Rojava Devrimi’ndeki yerini aldı. Bunun nedeni halkın kendisini önderliğin düşünceleri temelinde örgütlemesiydi. Devrimci Halk Savaşı da burada başladı.”
Bileşenlerin birliği
Demokratik Özerklik projesine de değinen Nêrgiz, “Bizim bugün esas aldığımız ve kendimizi örgütlediğimiz Demokratik Özerklik projesi sadece Kürt halkını kapsamıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan tüm halklar içerisinde yer alıyor. Bunun en iyi örneği de Halep’in Eşrefiye ve Şêx Meqsûd mahallelerinde yaşayan Kürt, Arap, Ermeni, Türkmen ve diğer halkların birlikte mahallelerini savunmalarıdır. Diyebiliriz ki burada Demokratik Ulus projesinin bir parçası burada inşa edildi. Yani bileşenler arasındaki bu birlik ile bu proje ayakta kaldı” şeklinde konuştu.
Devrim yok edilmek istendi
Suriye coğrafyasında büyük bir savaşın yürütüldüğüne dikkat çeken Nêrgiz, ancak tüm bileşenlerin ortaklaşması ile bunun sona erdirildiğini söyledi. Nêrgiz, şöyle dedi: “Rojava Devrimi ve halkların eşitliğini ortadan kaldırmak için ağır bir savaş yaşandı. Bunun en önemli örneği Kobanê’de 2014 yılında çetelerin saldırıları idi. Sadece Kobanê’de değil, Tebqa, Reqa, Dêra Zor, Serêkaniyê, Efrîn, Şêx Meqsûd ve daha birçok yerde savaş yaşandı. Bu savaşlarda Arap yurttaşlar da vardı. Hem evleri talan edildi hem canlarını feda ettiler, ama kendi topraklarına sahip çıktılar. Kürt savaşçılarla birlikte en ön mevzilerde savaştılar, şehit oldular. Bu topraklarda birlikte başarı ve kazanımlar elde edildi.”
‘Her gün mücadeleyi büyütüyoruz’
“İşgal edilen yerlerde vahşice şeyler yapılıyor, Kürtlerin toprakları işgal ediliyor” diyen Nêrgiz, ancak bunun birlik ve kadın ruhu ile sonlandırılacağını vurguladı. Nêrgiz, “Bugün Efrîn’de, Serêkaniyê’de işgal edilen yerlerde yurttaşların evlerine, mal mülklerine, doğa ve tarihi yerlere karşı vahşice saldırılar oluyor. Öncelikle de kadınlar bunlardan nasibini alıyor. Bizler kadın örgütü olarak bu saldırıları, savaşı ve suçları durdurmak için yine işgal edilen yerleri özgürleştirmek için günden güne mücadelemizi yükseltmeye çalışıyoruz” diye belirtti.
Şam hükümetinin ambargosu
Rojava Devrimi içerisinde özellikle kadınların yer almalarına, direnişlerine dikkat çeken Nêrgiz, Şehba Kantonu’nun durumundan söz etti. Nêrgiz, şu ifadeleri kullandı: “Efrîn 18 Mart 2018 tarihinde Türk devleti tarafından işgal edilince halk zorla göç ettirildi. Şehba Kantonu’na yerleşti. Şehba’da engel ve kaos çok fazla, sivillere sürekli saldırı var. Bu saldırılar 6 yıldır sürüyor. Bunun yanında Şam hükümetinin ambargosu da ağır bir şekilde devam ediyor. Tüm zorluk, engel, sıcak ve soğuğa rağmen yurttaşlar kamplarda direniyor. Yine kadınların direnişi var. İnsan bu direnişten, iradeden moral alıyor. Bu da, kadınların kendi topraklarına ve yurtlarına bağlılığından kaynaklanıyor.”
‘Kadınlar direniş, mücadele ve çalışmalarından vazgeçmedi’
Kadınların mücadelesinin önemini vurgulayan Nêrgiz, “Bu savaşta en ağır bedelleri verenler kadınlar. Rojava Devrimi’nde çok ağır bedeller verildi. Ancak bu devrimde en ağır bedelleri verenler kadınlar oldu. Çünkü kadınlar evlerini, topraklarını, çocuklarını, eşlerini kaybetti. Ancak yine de mücadele, direniş ve çalışmalarından vazgeçmedi” şeklinde konuştu.
Amaçları Demokratik Özerklik projesini yok etmek
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılarının amacının Demokratik Özerklik projesi olduğuna dikkat çeken Nêrgiz, “Bu projenin gelişmesinin önünü almak. Demokratik Özerklik projesini yok etmek için Kuzey ve Doğu Suriye bombalanıyor. Bu saldırılarda en çok payını alanlar yurttaşlar oluyor ve katlediliyorlar. Uluslararası güçler bu saldırıların önünü almak için toplantılar yapsa da sonuç almadılar. Çünkü Demokratik Özerklik projesine yer vermiyorlar. Demokratik Özerklik projesine karşı anlaşmalar imzalandı” diye kaydetti.
‘Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz’
Suriye krizini sonlandıracak en önemli projenin Demokratik Özerklik olduğunu vurgulayan Nêrgiz, son olarak şöyle dedi: “Biz halk, kadın ve gençler olarak projemize ve toprağımıza sahip çıkacağız. Bizden ne isteniyorsa yerine getireceğiz, şehitlerimize sahip çıkacağız. Çünkü şehitlerimizin mücadelesi sayesinde toprağımızda yaşıyoruz. Önderliğimizin özgürlüğü için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.”