Amed'de Özgürlük için Sanat İnisiyatifi kuruluşunu deklare etti
- 11:04 18 Temmuz 2024
- Güncel
AMED - Çok sayıda sanatçının bir araya gelerek deklare ettiği, “Özgürlük için Sanat İnisiyatifi” etkinliğinde konuşan Süreyya Karacabey, “Sanattan rahatsız olanları rahatsız etmek istiyoruz, gürültü yapmak istiyoruz” dedi.
Özgürlük için Sanat İnisiyatifi, kuruluşlarını deklare etmek amacıyla Amed’in Sûr ilçesinde bulunan İskender Paşa Konağı’nda bir araya geldi. Çok sayıda sanatçının katıldığı buluşmada inisiyatifin amacına dikkat çekildi.
'Bu bir çağrının başlangıcı'
Deklarasyonda ilk olarak kısa bir konuşma yapan tiyatro yönetmeni Süreyya Karacabey, “Hakikatin yıkıntılar altında kaldığı Sûr'da yapıyoruz bu buluşmayı, her şey birbirini etkiliyor. Zayıflar bir araya geldiğinde güçlü bir hal alacak. Sürekli bir şeyleri izlemekten utanç duyuyoruz, çocuklar için hayvanlar için utanıyoruz. Bu bir çağrının başlangıcı. Bundan sıkıntısı olan ve sanatın kendi içine kapandığı ancak eski parlak çıkışları hatırlatmak istiyoruz. Kendi köşelerimizde şikâyet etmekten çok rahatsız olduğumuzu hatırlatmak istiyoruz. Sanattan rahatsız olanları rahatsız etmek istiyoruz, gürültü yapmak istiyoruz. Özgürlüğün en temel hak olduğunu söylüyoruz” dedi.
Deklarasyona ilişkin açıklama metnini tiyatro oyuncusu Ersin Umut Güler okudu.
'Bir düş özgürleşmek için kurulur'
Sanatçının belirlenmiş bir özne oluştan kaçmayı başardığında sanatın tarihsel hedeflerine yaklaştığına vurgu yapan Ersin, “Sanatçı, yasal çerçevenin çizdiği sınırlılıkların üstündedir. Özgürleşme düşüncenin ve imgelemin 'başka olanı' hayal edebilme gücüdür. Özgürleşme, sınır olarak tarif edilenlerin yıkım tecrübesidir. İlkin zihinsel kurgularda gerçekleşir, sonra ortak bir iyi için kolektifle bütünleşir. Kendi alanına kapanmış bir sanat, sanatçının cesaretini kaybettiği o karanlık koridorun giriş kapısıdır. Çünkü bir düş, özgürleşmek için kurulur. Sanatın özerkliği geçmiş yüzyılların meselesiydi, hayata kendini kapatmış sanatın ölüm ilanı çoktan verilmişti ama toplumsal baskılar çoğaldığında sanatçı hep aynı yere saklanır, sanatın biricikliğine ve kendinin ayrıcalıklı varoluşuna. Dadacılar onların üzerine müzeleri yıkalı çok oldu. Kolektif olarak özgürleşme mücadelesine girmeyenlerin kültürü, kültürcülüğe, sanatı ise hiç avangard tokadını yememiş gibi kapalı alanlara hapsedişi bu yüzden ironiktir” ifadelerine yer verdi.
'Çünkü başlangıçta eylem vardı!'
Ersin devamında sanatçıların her alanda eşitlik için mücadele etmeleri gerektiğine dikkat çekerken, ortak oluşturan bir gücün iktidarlardan daha güçlü olacağının altını çizerek, şöyle konuştu: “Siyasetin reel gerekler hiyerarşisi bizi ilgilendirmiyor. Çözümü olduğunu bildiğimiz meselelerin sürekli bir savaş durumu yaratılarak iktidarlar için kullanıldığının farkındayız. İçinden geçtiğimiz zamana sadece uyum sağlayan bir yedek parça olarak sanat fikrine şiddetle karşı çıkıyoruz. Yaratıcı güçlerin ortak çıkardığı sesin, silahların sesinden daha güçlü olduğunu biliyoruz. Biz konuşabilmek, yaratabilmek için toplumsal barışın tesis edildiği bir ülke istiyoruz. Özgürlük için ses çıkarabilecek herkesin yaratıcı gücünü buraya davet ediyoruz. Çünkü başlangıçta eylem vardı”